Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Güneri CIVAOĞLU

Anayasa Mahkemesi'nin Refah Partisi için kararını dün vermesi bekleniyordu.
RP'nin sunduğu dilekçe nedeniyle pazartesiye kaldı.
Bu arada yeni dilekçeler verilirse, karar, yılbaşından sonraya sarkabilir.
Hatta...
Başkan Yekta Güngör Özden'in emekliye ayrılacağı 5 Ocak'tan sonraya kalabilir.
Anayasa Mahkemesi, Ceza Muhakemeleri Usul Yasası'nı uyguluyor.
Karar anına kadar verilecek her dilekçeyi dikkate almak ve incelemek zorunda.
70 - 80
sayfalık bir dilekçenin okunması dahi mahkemenin bir tam çalışma gününü kapsıyor.
Bir sonraki gün dahi sürebiliyor.

Ancak...
Hukukun temel ilkelerinden biri de şudur:
"Bir hakkın suistimalini kanun himaye etmez."
Anayasa Mahkemesi'
nin çalışmalarını uzatmak ve kararı erteletmek amacıyla, RP tarafından art arda böyle uzun dilekçelerin verilmesi sürerse, hukukun bu temel ilkesi - bir olasılıkla - uygulanabilir.
Çünkü...
"Dilekçeler dizisinin daha önceden hazırlandığı ve biri kabul edilmediğinde diğeri...
O da olmazsa...
Sonra...
Gene hazır olan başka dilekçelerin art arda sunulmak üzere, önceden yazılıp stoklandığı"
izlenimleri var.
Bu kadar kısa sürelerde, böylesine çok sayfalı hukuk dilekçelerinin yazılamayacağı kuşkuları oluşmakta.

Aslında...
Bu kuşkular ve daha önce de "hukuka siyaset karıştığı" gözlemlerine neden olan siyasi söylemler ve hesaplar, olumsuz bir ortam yaratıyor.
Adalete güveni yaralama riski var.
Oysa...
Adalet, herkes içindir.
Eğer bir dava bağlamında sapma olursa, ileride hiç umulmadık çevrelere ve kişilere de aynı tehlike yönelebilir.
Adalet terazisi bir kez çarpıldı mı, artık hiçbir dosyayı doğru tartamaz.
Ayrıca...
Teraziyi tutan el de titrememeli.
Korkuyla, baskıyla, tehditle adalet terazisini tutan el titrerse, daha sonra da artık hukuk devletine yasalar değil, korkular egemen olur.
Nihayet...
Adalet terazisini tutan simgenin gözleri bağlıdır.
Çünkü...
Bu, bağlı gözler, tarafsızlığı ve dava konusu kişileri, kurumları dikkate almaksızın herkese eşit davranmanın gereğini anlatır.
Gözlerdeki bağ çözülürse, farklı daralar kullanılır ve farklı tartılar yapılırsa bunun da sonu gelmez.
Kısacası...
Adaleti rahat bırakmalıyız.
Aldığım izlenimler, kararın zamanı ve sonucunun henüz ortada olduğudur.

Refah Partisi'nin kapatılma davası, aslında hukukun çerçevesi içinde tutulursa, durum açık ve nettir.
"Hukuk devletinde, Anayasa ve yasalar uygulanmak içindir. Bunlar bir partinin kapatılmasını gerektiriyorsa, o parti kapanır.
Yok...
Eğer Anayasa ve yasalara aykırılık yoksa, kapatılmaz. Faaliyetini sürdürür."
Olayın siyasi boyutlarına gelince...
O konudaki - kapanmanın olası sakıncaları için - kuşkularımızı daha önce bu köşede bir kaç kez belirttik.
Ama, "karar yine de yüce mahkemenindir" diye ekledik.
Bizler siyasetçi değiliz.
Satırlarımız, söylemlerimiz gerçek düşüncelerimizi yansıtır.
İçtendir.
Oysa...
Anayasa Mahkemesi'ndeki davaya siyaset dünyasının yaklaşımı - genellikle - böyle içten değil.
Görünüşte hepsi Refah Partisi'nin kapatılmasına karşı gibiler...
Buna karşın...
Karargahlarında yapılan kurmay hesapları, Refah Partisi'nin kapatılması ve onun oy mirasını paylaşmaya dönüktür.
Örneğin...
ANAVATAN kurmaylarının bu hesapları artık gazete sayfalarına ve televizyon ekranlarına dahi yansıdı.
"Refah Partisi kapatılırsa, Çiller'in de ayağı - bir punduna getirilip - kaydırılırsa, erken seçime gitmek ve oy rantını almak" bekleyişleri kimsenin bilmediği şey değil.
DYP lideri Çiller, anketlerde Refah Partililer tarafından Erbakan'dan sonra benimsenen ikinci isim olarak çıktı.
DYP de, RP'nin kapatılması hesaplarını, buna dayandırıyor. "MHP ve hatta BBP ile seçim ittifakı yaparak RP oylarını kendine kanalize edebilir mi?" hesaplarını yapıyor.
BBP gibi Refahyol'a destek vermiş küçükler de "aslan payı" olmasa bile, RP ganimetinden bir şeyler koparabilmenin umudunu taşımaktalar.
Bütün bu umutları canlı tutan, fakat, dile getirilmeyen düşünce şudur:
"RP kapatılırsa, belki, yerine kopyalanmış partinin de faaliyeti engellenir. Hiç değilse, yapılacak ilk seçime girmesi önlenir."
Almanya
için uygulama olanağı bulunan bu hüküm, Türkiye hukuk ortamında uzak bir olasılık.
O nedenle...
RP'nin içindeki genç kuşak bile, için için partinin kapatılmasını umuyor.
Böylece, yönetimdeki yaşlılar kuşağını aşarak, kurulacak yeni partide başa geçmek hesabındalar.
İşte hesaplar...
Asıl hukuka siyaset bulaştıranlar...


Yazara EmailG.Civaoglu@milliyet.com.tr