Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Bir gece yarısı oldubittiye getirilerek, Merve Kavakçı'nın Meclis kürsüsünde başörtüsüyle yemin etmesi sağlanırsa ne olur?
Kimilerinin gece yarısı ne yapacağı belli olmaz.
Peki...
Bu yemin geçerli mi sayılır?
Hukukçuların görüşlerini yansıtayım.
Pazar günkü oturumu yöneten Septioğlu'na da yansıtılmış bulunan o görüşlere göre, "Merve Kavakçı'nın başörtüsüyle yemini, Türk TBMM İçtüzüğü'nün değiştirilmesi anlamına gelir."
İçtüzük, yazılı hukuk metnidir.
Anayasa Mahkemesi'ne derhal iptal davası açılır.
Çünkü...
Anayasa Mahkemesi'nin daha önceki kararlarında yer alan "Anayasa'nın laiklik ilkesiyle çatışma hali" söz konusudur.
O konuyu aşağıda kelime kelime yansıtacağım.
Anayasa Mahkemesi, - gerekiyorsa - "yürütmeyi durdurma kararı" alabilir.
Böylece Merve Kavakçı'nın yemini geçersiz, milletvekilliğinin şekil unsurları tamamlanmamış olabilir.
Sonra da Anayasa Mahkemesi kararını "esas üzerinden" verir.
Hukuk devletinde daima çözüm vardır.

Ufuk turu

Ancak...
İş, o noktaya gelir mi?
Başkentten aldığım izlenimlere göre, Merve Kavakçı'nın onun yemin konusunu artık çok zorlamama olasılığı var.
Zaten...
Daha önce FP Genel Başkanı Recai Kutan ile "Meclis'e gelmemesi, ortamı germemesi" konusunda anlaşmışlar.
Duyumlar o ki... Merve'yi TBMM'ya gönderen "balgat sakini" olmuş.
Ve onun uzaktan kumanda ettikleri ya da bu hadisede yer alarak siyasi parsa toplamak isteyenler.
Merve, haklı olarak Kutan'a sormuş:
"Biriniz öyle diyor, diğeriniz başka...
Bu ne biçim parti?
Kime inanacağım?
Eğer bana yemin ettirmeyecek idiyseniz, neden adımı listeye seçilecek yerden koydunuz.
Size başımı açmayacağımı söylemiştim."
Dahası...
Merve'nin dünkü niyeti, basın toplantısında "milletvekilliğinden ve FP'den istifa ettiğini" açıklamakmış.
Fakat engellenmiş.
Tabii, FP yönetimini de, duyarlı çevreleri de rahatsız edecek gürültülü bir suçlamalar dizisiyle.
Çünkü...
Merve Kavakçı'nın sorunu, iç politikada vitrin yapmaktan çok, hadiseyi dışarıya taşımak.
Babası Dallas Merkez Camii imamı ve Kuzey Teksas İslam Birliği ruhani lideri.
Başını açması da, başını eğmesi de ucu ABD'ye kadar dokunan bir durum.
Ayrıca kişisel inancı bu ise, kimsenin bir diyeceği yok.
Ama o da hukuku kabul etmeli.
Şöyle ki...

Hukuk ve Merve

1- Türkiye'deki kadınlarımız özel yaşamlarında başörtüsü ya da türbanı, istedikleri takdirde özgürce kullanırlar.
Onlara hepimiz saygılıyız.
2- Karşı olunan şey, - genelde - başörtünün bir siyasi sömürü malzemesi olarak kullanılmasıdır.
Açıklanmamış bir cihadın bayrağı yapılmak istenmesidir.
Tarikat simgesi haline getirilmesidir.
3- TBMM Genel Kurulu'na başörtülü giriş ve yemin İçtüzük'te "kelime olarak çok açık" düzenlenmiş değil.
İçtüzük "kadın milletvekillerinin Genel Kurul'a tayyörle girebileceklerini" belirtmekle yetinmiş.
Ama erkek için de sadece "kravat bağlamalarını" öngörmüş.
"Sarık ve fes takamazlar" gibi bir hüküm yok diye...
4- En önemlisi, yukarıda işaret ettiğim Anayasa Mahkemesi kararıdır.
Bakınız karardan birkaç satır kelimesi kelimesine şöyle:
"Çağdaş bir görüntü taşımayan başörtüsü, bir ayrıcalıktan ötede bir ayırım aracı niteliğindedir.
.......Giderek yaygınlaşması, cumhuriyet, devrim ve laiklik ilkesi yönünden sakıncalara da açıktır.
Demokrasiden yararlanarak laikliğe karşı çıkışlar için din özgürlüğünün kötüye kullanılmasırdır."
TBMM İçtüzüğü
ve Merve'nin başörtüsü sorunu, Anayasa Mahkemesi'nin bu kararı ışığı altında yorumlanmalıdır.
Laiklik üstelik Anayasa'nın değiştirilemez hükmüdür.
Pazar günü TBMM Meclis'indeki çoğunluk manzarası ve DSP'ye karşı imiş gibi görünen blok içinde bazı heveslileri varsa, Anayasa'nın laiklik ilkesini delemezler.
Tabii bu sütun ne savcılık makamıdır ne yargı yeri.
Kararı adalet verir.



Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr