Merve ve Uğur

Merve Kavakçı'nın başörtüsü bağlamında, yazıya şöyle başlayalım:
"Yalnız bir şeyi görmek niyettir.
Her şeyi görebilmek erdemdir.
Hiçbir şeyi görememek felakettir."
Önce niyet...
Merve Kavakçı'nın TBMM'ye başörtüsüyle gelmesi olasılığı, duyarlı çevrelerde rahatsızlık yaratıyor.
Etkin kanallarla iletişim kuruluyor.
Birincisi...
Önce Hüsamettin Özkan, Ecevit adına FP kurmaylarıyla konuşuyor.
Sonra...
Cumhurbaşkanı Demirel adına, Kutan'la bir ortak dost görevlendiriliyor.
Bu ortak dost, Kutan'a, duyarlı çevrelerdeki rahatsızlıkları, hukuki durumu anlatıyor.
Rica...
"Lütfen Erbakan'a gidiniz.
Merve Kavakçı'nın Meclis'e başörtüsüyle gelmesini önleyiniz."

Erbakan ve Merve

Ortak dostun ilettiği bu mesaja Erbakan, "Ben karışmam. Merve, Amerika'da eğitim yapmış bir hanım kızımız. Kendi prensipleri var" cevabını veriyor.
Gerçekten...
Merve Kavakçı'nın kendisine yapılan telkinlere verdiği cevaplar şöyle:
"Başörtümü çıkarmam. Bunu, daha ben seçilmeden düşünmeliydiniz.
Eğer böyle bir sorununuz varsa, tahmin etmeliydiniz.
Başörtüm nedeniyle, beni seçilemeyecek yerde aday gösterseydiniz.
Başörtümü çıkarmam.
Ama gerekiyorsa milletvekilliğinden istifa ederim."

Düğüm çözülüyor

Bu durumda düğüm, en yaşlı milletvekili sıfatıyla oturumu yönetecek olan Ali Rıza Septioğlu.
Merve Kavakçı'yı başörtülü olarak yemin törenine sokacak mı?
Aldığım izlenim o ki...
"Eğer bir sürpriz olmazsa, HAYIR."
Bunu nasıl yapacak?
Hangi üslup ve yöntemle ambalajlayacak?
O ayrı konu.
Ama tavır bu.
FP, diğer partiler ve Merve Kavakçı da bunu biliyor.
FP, Başkan Septioğlu'nun kararını "parti meselesi haline getirmemek" eğiliminde.
Diğer partiler de öyle.
Yani...
Grupların Septioğlu'nun kararına itiraz etmeleri ve TBMM Genel Kurulu'nda oylama istemeleri çok uzak olasılık.
Merve Kavakçı'yı kararı ile baş başa bırakacaklar.
Başörtüsünü bireysel bir sorun olarak görmek eğilimindeler.
Tabii...
Politikada bir gün bile uzun süredir.
24 saatte bu görüntüler değişebilir.

Sorumluluk

Merve Kavakçı'nın başörtüsü nedeniyle, Malatya'da çıkan olaylar bir uyarı olarak algılanmalı.
Eğer konunun siyaset için sömürülmesi gibi tavırlar benimsenirse, Türkiye hiç istenmeyen patlamalarla sarsılabilir.
Bir reaksiyon zinciri oluşabilir.
Sonu herkesi üzer.
Kabukları kaldırmamak, kanatmamak gerek.
Hepimizin Türkiye'ye sorumluluğu var.
Önemli olan, problemleri problem haline gelmeden çözmektir.
Bu güne kadar Meclis'te ilk kez böyle bir sorun yaşanıyor.
1969 yılına kadar da öğrenim kurumlarında ve ilahiyat fakültesinde başörtülü hiçbir kız öğrenci yoktu.
Hukukun labirentlerine girmiyorum.
Fransızlar'ın "Bazen, zamanı zamana bırakmak gerekiyor" söylemiyle yetiniyorum.

Mafya özentisi

Ve...
Toplumun projektörleri Merve'nin üzerindeyken, Uğur'un gölgede kalan dramı...
Yakın bir dostum, kalp rahatsızlığı kuşkusuyla hastanedeydi.
Geç saatlerde onu ziyarete gittim.
TV kameraları önümü kesti.
"Uğur Bey'e mi gidiyorsunuz?" diye sordular.
Sonra anlattılar.
Dünya Gazetesi'nin yazarı ve Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi Uğur Tandoğan, mafya özentileri tarafından demir çubuklarla dövülmüş, ağır yaralı olarak o hastanede yatıyormuş. Bilmiyordum.
Hemen ziyaretine gittim.
Burnu kırık, göz çevreleri mosmor, bacakları yaralı.
Mafya özentilerinin, izinsiz otopark inşası girişimine karşı çıktığı için, güpegündüz, mahalledekilerin gözü önünde bu hale getirilmiş.
Onu, demir çubuklu ilkel adamların elinden kadınlar kurtarmış.
...............
Şimdi saldırganlar serbest.
Uğur'u saldırganlardan kurtaran kadınlar ise, korktukları için şahitlik yapamıyorlar.
Ve Türkiye hukuk devleti!



Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr