Milliyet’in sahipleri ile paralel bina değişimleri olmuştur.
Bab-ı Âli’nin arka sokaklarından birinde kurulmuştu Milliyet.
Sahibi Ali Naci Karacan’dı.
Genel Yayın Yönetmeni ise henüz 30’una bile varmamış olan Abdi İpekçi...
Oğul Ercüment Karacan döneminde Milliyet’e Nuruosmaniye’de yeni bina yapıldı.
Genel Yayın Yönetmeni gene Abdi İpekçi’ydi.
Milliyet’in çok satmamasına karşın saygınlığının yükseldiği dönemdir bu.
Türkiye’nin en etkin ve istikrarlı gazetesiydi.
İlan geliri de yüksekti.
Ercüment Karacan hiç yanlış yapmadan Milliyet’i sadece gazetecilik çizgisinde tutarak sağlıklı ekonomi yapısıyla sürdürüyordu.
Milliyet tarihinin ve basının en acı olaylarından birinin yaşanması da o sürecin sonlarındadır.
Abdi İpekçi, Mehmet Ali Ağca tarafından evine dönerken otomobilinde kurşun yağdırılarak öldürüldü.
Bir gün önce Ankara otelinin barında laflamıştık.
Birkaç gün sonrası için eşlerimizle birlikte Leyla Umar’ı da alarak yemeğe çıkacaktık.
Haberi Ankara’da almıştım.
Dönemin Başbakanı Süleyman Demirel’le yönettiğim gazete adına söyleşi yapacaktık.
Konutunun olduğu Güniz Sokak’a gittim.
Fakat konuşma yapacak durumda değildim.
Demirel’e bunu söyledim.
“O günlük bağışlamasını” istedim.
......................
Erol Simavi’nin önerisiyle ertesi gün bütün büyük gazeteler siyah başlıkla yayınlandı.
Ercüment Karacan’ın sıtkı sıyrılmıştı.
“Milliyet’i satacağını” duyuyorduk.
Bu duyumlar doğru çıktı.
Milliyet’i adının Aydın Doğan olduğunu öğrendiğimiz bir işadamı aldı.
Hiç tanımıyorduk.
Ancak...
İlk işaretler bizim gazeteciler mahallesinde iyi algılandı.
Aydın Doğan, bütün gün Ercüment Karacan’ın odasında oturuyor ve her anıyla gazetenin nasıl yönetildiğini gözlemliyormuş.
Ercüment Bey de kararlarının nedenlerini, gazeteyi yönetenlerin özelliklerini Aydın Bey’e anlatıyormuş.
Sanıyorum 6 ay sürdü bu gözlemler.
Sonunda Aydın Bey kaptan köşküne tek başına oturdu.
Milliyet Aydın Bey’in yıllarında “Basında Güven”in simgesi oldu.
Birkaç kez milyon tirajı da yakaladı.
Bu arada Aydın Bey ile birlikte Milliyet’in binası da değişti.
Bağcılar’daki “Doğan Medya Center” kuruldu.
Ben de 1996’da Milliyet’e geçmiştim.
15 yıl boyunca Aydın Bey’den yazılarıma hiçbir müdahale olmadı.
Tek satırı bile çıkarılmadı.
“Şunu yaz, bunu yazma” gibi “dolaylı ya da doğrudan” bir ima bile yapılmadı.
Doğan grubundaki gazeteler, dergiler, TV’ler, internet siteleri kapsamında 6 kişilik Medya Etik Konseyi oluşmuştu.
Bu konseyin üyesiydim.
Başkanımız Aydın Doğan’dı.
Orada da kararlar alınırken “sizi etkilemeyeyim, oy kullanmıyorum” söylemine çok kez tanık oldum.
Şimdi...
Demirören grubu Milliyet’in yeni sahibi.
Ve...
Milliyet’in geleneği sürüyor.
Yeni sahiple birlikte “yeni bina...”
Erdoğan Demirören ve ailesini 40 yıla yakın süredir tanırım.
Medyada “yeni” sanılmasın.
Daha çok yıllar önce Milliyet’in hisselerinin yüzde 25’ini satın almıştı.
Gazete sahipleri, yöneticileri, yazar, çizerleri arasında 40 yıla dayanan dostlukları vardır.
Bizim mahallenin mensubu gibidir.
Dünyamızı bilir.
Geride kalan 40 yıl boyunca onun iş yaşamında tırmanışını, başarılarını gözlemlerle paylaştım.
El attığı bir işe nasıl odaklandığına, çıtayı yükseklere taşıdığına tanığım.
Çocukları da iş hayatında başarılı oldular.
Evlilikler ve torunlarla Tülin Demirören’in yuvayı yapan dişi kuş modelliğinde aile genişledi.
Güzellikler paylaşıldı.
Milliyet Demirörenler’le yeni binasında yeni bir döneme daha giriyor.
Pırıltılı bir geleceğe ilk adımlar atılmakta.
Erdoğan Demirören yazılı basının darboğazda olduğu şu süreçte, cesaret göstererek aldı Milliyet ve Vatan’ı.
Ekonomik ağırlığın yanı sıra başka zorluklar da var.
Medya ve siyasette gri renk yok olmakta. Ak ya da kara, ondan ya da şundan yana olmanın kesin kampları ağır basmakta.
“Ötekileştirme” tavrı kamplaşma ve kutuplaşma üretmekte.
İyi, dürüst ve objektif yayın yapan, kimseyi ötekileştirmeyen, yapıcı olan gazetelerle Türkiye’ye hizmet vermek, Milliyet’in işlevi.
Sahibi olan Demirören grubu ile Milliyet’in yönetimi ve kadrosu için rota budur.
Geride kalan 1 yıl içinde Milliyet’in ışığını gölgeleyen bir süreç de yaşandı.
Çalışanlarda ve Milliyet’e dışarıdan bakanlarda zaman zaman oluşan “tereddüt psikolojisi” artık gerilerde kaldı.
Dün Milliyet’in 62’nci yıldönümünü hep birlikte yeni binamızda kutladık.
Milliyet geçen yıl sahip değiştirmişti.
Aslında bu kutlama için “61+1” demek daha doğru.
Hepimiz için hayırlı olmasını diliyorum.
Özay Şendir
Netanyahu için sonun başlangıcı…
18 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Eğitim vezir de eder rezil de!..
18 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Toparlanmanın devamı gelir mi?
18 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Hande Subaşı: Modellikten geliyorum, ama modayı hiç takip etmiyorum
18 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Yunanistan’ı anlamama sendromu
18 Mayıs 2025