İran devrimi, aslında...
"Şiilik ve şiddet gettosudur."Bu bağlamda...
Türkiye'ye zihniyetini ihraç etme şansı yoktur.
Çünkü....
Türkiye insanı, çoğunlukla
Sünni'dir.
Büyük bir oran oluşturan
Aleviler de,
Mollalar'ın
Ruhban Sınıfı diktasına dayalı
Şiiliği'ni reddeder.
Zaten
Atatürk Türkiyesi'nin neredeyse tamamı laiktir.
İşte
İran'ın zihniyet ihracı çabalarının önündeki birinci duvar.
Ayrıca...
Türkiye insanı, kan ve şiddet kültürünü de reddeder.
PKK şiddet hareketi, insani değerler dalgakıranına çarpmış ve erimiştir.
Güvenlik güçleri de, insanlarımızdaki bu özsuyundan beslenerek başarıya ulaşmıştır.
İşte ikinci duvar...
Diğer coğrafya
İran'ın hayat sahası olarak gördüğü birinci coğrafya,
Şii gruplarının egemen oldukları komşu bahçelerdir.
Örneğin
Azeriler.Nüfusunun
yüzde 75'i
Şii olan
Basra Körfezi dolayları,
Lübnan, Afganistan, Pakistan ve
Hint Şiileri...
Ama...
Bunlar bile İran'ı tam olarak benimsememiştir.
İkinci coğrafya ise Şii olmayan İslam topluluklarıdır.
Oralarda alan kazanma olanağı sıfırdır.
O yüzden...
Şiddet kullanarak varlığını göstermek çabasındadır.
Kabe'de Müslüman yığınlarının öldüğü kanlı olaylarda olduğu gibi Türkiye'deki tezgahları da, bir bakıma o çerçevede görülebilir.
Molla'nın sarığı düşerse
Ama...
Türkiye'ye zehirli sarmaşıklar gibi uzanan ve zaman zaman budanan eylem çabaları, başka nedenlerden de besleniyor.
Birinci neden tarihseldir.
Şah'ın
İran'ı
monarşiydi.
Daha önceki
Kaşkar Hanedanı, Türk kökenli olduğu için
Şah Rıza Pehlevi, Türkiye'den hoşlanmazdı.
İran, monarşiden mollarşiye geçti.
Yani
Mollalar rejimine...Mollalar, Ruhban Sınıfı diktasına dayalı
Şiilik'le,
Türkiye'de alan kazanamayacaklarını biliyorlardı.
Fakat ya
Türkiye, kendi zihniyetini
İran'a ihraç edebilirse?..
NATO üyesi,
AB'ye adım atmış, çağdaş, laik ve insan haklarına dayalı, demokratik
- bu alanda İran'a uçurum farkı atan - Türkiye, mollarşiyi silkeler ve
Molla'nın kavuğunu düşürerek altındaki keli gösterirse?..
Hele
İran'ın
Kaşkar'ında,
Horasan'ında sayıları
12 milyonu bulan Türkler'i hareketlendirirse?
O halde
mollarşi kafası, çareyi,
Türkiye'yi sürekli rahatsız etmekte bulmuştur.
Gözlerimiz...
İşte
Türkiye'deki
İran kökenli
şiddetin anatomisi.
PKK gibi bir ırkçılık hareketini de besler, siyasi
İslam'ı da...
Ne var ki, siyasi
İslam adına şiddet örgütleri arkasındaki tek kaynak sadece
İran sanılmasın.
Sünni bazı dost
(!) topraklardan ve özellikle
Suudi Arabistan'ın devlet kontrolü dışındaki odaklarından bu örgütlere büyük kaynak transferi,
ABD'nin araştırma yayınlarında yer almıştır.
Ne yazık ki...
Bu karanlık odaklar, kitleleri harekete geçiremiyorlar ama nokta eylemlerle, gözlerimiz, yüreklerimiz gibi değerlerimizi söküp alıyorlar.
Uğur Mumcu, onlardan biriydi.
.........
Peki böyle mi gidecek?Belki
İran, mollarşiden demokrasiye geçerse bazı şeyler düzelebilir.
Ama...
O yol, çok kısa değil.
Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr