Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

       Dünkü Yılmaz - Baykal zirvesi, bir kilometre taşıydı.
Zirve öncesi, Anavatan'ın, CHP'ye yansıtmak üzere hazırladığı öneriler şöyleydi :
"1- Aramızda, daha önce imzalanan protokolün gereği olan yasaları çıkaramıyoruz.
Bunun nedenlerinden başlıcası, CHP'nin de katıldığı FP ve DYP'nin araştırma - soruşturma önergeleriyle, Meclis çalışmalarının tıkanması...
Bütçe görüşmeleri başlayıncaya kadar, önümüzde TBMM'nin sadece
9 çalışma günü kaldı.
Bu süre içinde, gene araştırmalar ve soruşturmalarla uğraşırsak, yasalar nasıl çıkacak?
Artık, olur olmaz önergelere oy vermemeniz gerekir.
2- DTP, artık grup sayısından düştü.
Komisyonlarda,
- Bütçe Plan Komisyonu dışında - iktidar azınlıkta...
Bu durumda, siz araştırma ve soruşturma önergelerine destek vermeseniz bile, komisyonlarda azınlıkta kalırız.
O halde, CHP'nin de hükümete girmesi gerekir.
Aksi halde, hükümetin yürümesi çok zor.
3- Eğer bir çıkış noktası bulamazsak, Yüksek Seçim Kurulu'na başvuracağız.
Mümkün olan en yakın seçim tarihini bildirmesini isteyeceğiz.
Ve, o tarih dolaylarında, Türkiye'yi sandığa götürmek üzere seçimleri öne almak zorunda kalacağız.
4- Asıl tercihimiz, 2000 yılına kadar hizmet vermek veya en azından aramızdaki protokolün gereklerini yerine getirmektir.
Çeteler yumağının çözülmesi için kararlı olan hükümetimizin sürmesine ve bu misyona katkınıza ihtiyacımız var."
Belki, başka şeyler de söylenmiş olabilir.
Ancak...
Anavatan karargahında kararlaştırılan gündem maddeleri bunlardı.

Deniz Baykal ise, toplantıdan önce bana şöyle dedi:
"Sayın Başbakan ile bir protokol imzaladık.
Biz, siyasi ilişkilerde ciddiyet ve istikrar isteriz.
15 günde bir konuşarak, karşımıza yeni yeni öneriler getirilmesini anlayamıyoruz.
Örneğin...
- Hükümete katılın - önerisi...
- Seçimi daha önceye alalım - tartışması.
Türkiye'yi sarsan bunca konular varken,
- onları konuşmayalım. Onları, Meclis araştırmasın, soruşturmasın - gibi söylemler...
Biz, bunların hiçbirine
- evet - demeyiz."


Deniz Baykal, bundan sonra ilginç bir saptamasını dile getiriyor:
"Bütün bunların temelinde bir tek kaygı var.
O da, - seçime iktidarda gitmek istemeleridir. -
Bizi de, iktidara ortak yapma çabalarının arkasında, bu gerekçe seziliyor.
O nedenle,
- siz de hükümete katılın - diyorlar.
Protokolü ihlal etmek, kendi takdirleridir.
Ama...
Bizden icazet beklemesinler.
Eğer seçime gitmek istiyorlarsa, diğer partilerle birlikte kararı alırlar.
Fakat...
Bizi yanlarında bulamazlar."
İşte...
"Püf noktası."


Fakat...
Aynı görüntüye, bir başka mercekten daha bakalım.
Anavatan ve DSP için doğru olan bu nokta, tersinden bakıldığında CHP için de şöyle bir gerçeği işaretliyor:
"Seçimlere, bu hükümetle ve özellikle DSP'nin iktidar olduğu bir formülle gitmemek."
Aralık
sonunda, Mesut Yılmaz'ın istifası, yerine düşük profilli bir seçim hükümetinin kurulması yolundaki protokol hükmü, böyle yorumlanabilir.
CHP, iki yıla yakın süre, Yılmaz hükümetini dıştan destekle taşımanın bedelini ödettiriyor.
Bir bakıma...
"18 ay süreyle, başarı için şansınız vardı.
Bu şansı kullanmalıydınız" mesajını veriyor.
Ve, seçime iktidarda gitme avantajını, Anavatan ve DSP'ye gümüş tepsi üzerinde kendi elleriyle sunmak istemiyor.

Bu dışarıdan CHP destekli hükümetin, bir özelliği çok önemli.
Eğer, bir oylamada CHP çekimser kalırsa ya da oylamaya katılmazsa, karşı oy kullanmasına gerek yok.
Muhalefet oyları, iktidar oylarının üstüne çıkıyor.
Sadece iktidar oylarına dayanarak yasa çıkarmaları ve karar almaları mümkün değil.
Buna karşın, daha önceki DSP'nin dıştan desteğiyle kurulan Anavatan - DYP hükümeti ise farklıydı.
DSP çekimser kalsa, oylamaya katılmasa, destek vermese bile TBMM Genel Kurulu'ndan kanun geçirebilirlerdi.
Karar alabilirlerdi.
İşte böyle bir nedenle de, bu hükümet sadece dışarıdan destekle yetinemiyor, CHP'yi iktidar ortağı yapmak istiyor.
Oysa...
CHP'nin de bir söylemi var:
"Biz, size bu hükümet fazla yürümez - gelin, sadece bir seçim hükümeti kurun, sonbaharda seçime gidin - dedik.
Dinlemediniz.
- 2000 yılına kadar iktidardayız. Seçim değil, icraat hükümeti kuruyoruz - cevabını verdiniz.
Şimdi,
- yapamıyoruz, ya hükümete ortak olun ya da en kısa zamanda seçime gidelim - önerisini getiren de sizsiniz."
İşte, Yılmaz - Baykal zirvesi bu karşılıklı görüşlerle toplandı.
Şu satırlar yazılırken, toplantı sürüyordu.




Yazara E-Posta: G.Civaoglu@milliyet.com.tr