NATO kuvvetleri, Kosova'daki vahşet nedeniyle, Sırpları - nihayet - vuruyor.
Böylece, dün ABD Başkanı Clinton'ın da açıkladığı gibi, "belki savaşın bölgeye yayılması önlenebilir."
Çünkü...
Balkanlar'ın yeniden karışması bağlamında kaygılar var.
Örneğin...
Sırplar'dan kaçan Arnavutlar'ın Makedonya'ya yığılmaları... Makedonya'da Arnavutlar'ın baş kaldırmaları... Arnavutluğun Makedonya'ya müdahalesi... Bunun üzerine, Yunanistan'ın Sırplar'ın yanında çatışmaya katılması... Tiran ve Üsküp'ün de Türkiye'den destek istemesi... Ankara - Atina ilişkilerinin şu en gergin ortamında, bu uçuşan Balkan kıvılcımlarının Türkiye - Yunanistan savaşına neden olması.
Bunlar hayali senaryolar değil.
Türkiye, zaten o yöreye ağırlık koymuş bulunmakta.
Arnavutluk ordusunun Türk subayları tarafından eğitildiğine işaret etmeliyim.
Bölgede iki fırkateynimiz var.
Arnavutluk'daki Paşa Limanı'nı, Türk Deniz Kuvvetleri onarıyor.
Orada bir bakıma üssümüz var denebilir.
Ayrıca...
Uçak filolarımız da, gereğinde müdahaleye katkıda bulunmak üzere NATO komutanlarının emrinde.
Deniz Kuvvetlerimizin programında bulunan kısa pistli uçak gemileri alma projesi de, yörede sancak göstermemize önemli katkıda bulunacak.
NATO'nun müdahalesi, yukarıda işaret ettiğim tehlikeyi bir ölçüde azaltmıştır.
Tesadüf
Bir üst düzey komutan da, bu üç kelimeyi, ziyaret gerçekleşmeden, dün sabahki söyleşimizde aynen kullanmıştı.
Zirvedeki bu iki komutanın "hoş bir tesadüf" kelimelerini, aynı nedenle ve "aynen" kullanışları, TSK'da hiçbir şeyin "tesadüf" olmadığının kanıtıdır.
FP Genel Başkanı Recai Kutan'ın basın toplantısıyla, bu ziyaretin aynı saatlere rastlaması... Gündemde FP'nin yeniden hukuk kıskacına sokulduğu bir kritik dönemde, generallerin Başsavcı Savaş ile birlikte verdikleri görüntü... Bütün bunlar bir "tesadüf" mü?
Daha önceleri de böyle örnekler var.
Necati Bilican'ın Emniyet Genel Müdürlüğü'nden alınacağı yolundaki girişimin işaretleri sezilirken, Bilican'a, Genelkurmay'dan bir nezaket ziyareti yapılmıştı.
Bilican yerinde kalmıştı.
"Tesadüf!"
Daha geçenlerde, "seçimlerin ertelenmesi dünyanın sonu olur mu?" tartışması yapılıyordu.
Genelkurmay Başkanı Org. Kıvrıkoğlu'nun Hürriyet'in manşetinde yer alan "TCK 312 kalkmamalı... Seçimler 18 Nisan'da yapılmalı. Aksi halde kaos olur" demeci, Hürriyet'in manşetinde yer aldı.
"Tesadüf!"
Savaş ve Barış
Ne ilginçtir ki, Cihet - i Askeriye'den gelen sesler, duruma göre aynı adreslerde ayrı ayrı yorumlanabiliyor.
"Seçimler zamanında yapılmalı" söylemi destekleniyor.
Ama "TCK 312'nin kaldırılmasına karşı tavrı" yadsınıyor.
Başsavcı Savaş'a dünkü ziyaret de öyle.
Aslında TSK'nın çizgisi hep aynı.
Farklılık, o çizginin bazen bir tarafında, bazen diğer tarafında kalanlarda.
Doğru olanı, böyle mesajlara çanak tutmamaktır.
Bu mesajları kullanmaya kalkışmamaktır.
Hedef "Savaş" değil, Atatürk ilkeleriyle, çağdaşlıkla, Anayasa ile, sistemle "barış" olmalıdır.
Zaten çağdaşlıkla barış ortamında TSK üst düzeyinden ziyaretler de, gerçekten "nezaket" diye yorumlanır.
"Duyarlı" mesaj olarak değil.
Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr
