Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Gerekçe de fiyakalı; "cezalandırıcı adaletin" yanı sıra "onarıcı adalet" gibi çağdaş bir anlayışın getirilmesi...Teoride doğrudur...Çok hafif ve eski hale dönüş olabilen suçlarda uygulanmaktadır.Ama...Bu yasa teklifinin kapsamına alınan 87 suç türünden bazıları nasıl, suç işlenmeden önceki hale dönüşebilecek eylemlerdir?Örneğin..."Cinsel taciz, çocuğun kaçırılması ve alıkonması, kasten yaralama, organ ve doku ticareti, resmi nikâh olmaksızın dini nikâhla evlilik, çokeşli evlilikler(!)" ........................Cinsel tacizi elle yaptı, elini geri çekti... Daha ileri gitti, geri çekti... Durum görünüşte eski haline dönüşmüş oluyor öyle mi?..Bu yasa teklifine imza koyanlar kendi eşleri, kızları, kız kardeşlerinin böyle bir çirkinliği yaşadıklarını ve savcının "Eylem geri çekilmiştir, kamu davası açılmasına gerek yoktur. 5 yıl sonra bakarız" dediğini düşünsünler.Gene o imzayı atanlar, kendi çocuklarının kaçırıldıklarını ve alıkonduklarını, onların kasıt unsuruyla yaralandıklarını, organlarının ve dokularının çıkarılarak satıldığını hayal etsinler... Ve de savcının "kamu davası açmaya gerek olmadığı" hükmünü duyar gibi olsunlar.Bu suçların tamamı değil, sadece biri bile insanlık dışıdır. Cezasız bırakılamaz.Hanginizin yüreği buna katlanır?........................Bunları okurken "Acep ne akla hizmet?" diye düşündüm.Gerçekten modern hukukta "onarıcı adalet" kavramı var.Savcının önüne gelen her olay için dava açması yolunda üzerine yüklenen manevi baskı, yargıya dosya dağları oluşturuyor.Savcı, "Ben davayı açayım da, ileride neden açmadın diyemesinler... Ortada suç yoksa, varsın yargıda aklansın" otomatiğe bağlanmak durumundan çıkarılmalıdır.Gerçi artık savcının olur olmaz her konuda sırf sorumluluktan kurtulmak için dava açmasını önleyen yaptırımlar konuldu ama her iki hal de, "zorlayıcı" nitelikte.Oysa... Savcı kararını hiçbir yan etki olmaksızın sadece kendi iradesiyle vermelidir. "Onarıcı" adalet de bu arayışın bir parçasıdır.Yoksa "Acep ne akla hizmet?" diye sorgulamamın cevabı bu mu?Keşke öyle olsaydı..........................Sayılan suçlardan birkaçı, kafamdaki kilidi maymuncuk gibi açtı.Örneğin..."Görevi sırasında din hizmetlerini kötüye kullanmak..."Yani...Cami avlusunda ya da minberde siyasetten, cemaat-ticaret ilişkilerinden tutunuz da, kaçak Kuran kurslarına kadar uzanan ve AKP tabanının pek hassas olduğu durumlar...Bir başka örnek..."Birden çok evlilik yapanlar... Resmi nikâh olmadan sadece imam nikâhıyla birlikte yaşayanlar..."Hangi parti vekillerinin, hangi parti örgüt mensuplarının, bu hüküm yasalaşırsa, derin bir "oohhh" çekeceğini tahmin etmek zor mu?Hangi partinin tabanı bu profili çiziyor?Kimlerin kollanıp korunmaya alınmak istendiği ve nasıl bir sosyal doku için hazırlık yapıldığı görülmüyor mu?..........................Bu yasa teklifi, bu kapsamla ve bu zihniyetle Atatürk'ün laik Türkiye Cumhuriyeti Meclisi'ne getirilmemeliydi.Ne yazık ki getirilmiş.Ancak... Geçemeyeceğine inanıyorum. g.civaoglu@milliyet.com.tr Güzel bir söz vardır: "Sen elâlemi kör, herkesi sersem mi sanırsın?.." Bir yasa teklifi hazırlanmış. Özü... "Savcılara bazı suçlarda kamu davası açmayı 5 yıl erteleme yetkisi vermek..."