YARIM yüzyıllık demokrasi hayatımızda Hüsamettin Cindoruk adı, Gençlik Kollarından, Genel Başkanlıklara kadar uzanan bir çizgide hep vardır.
Bu kez, Demokrat Türkiye Partisi'ni kurdu.
Hayırlı olsun.
Cindoruk'un içinde bulunduğu 7. partidir.
Sayalım:
Demokrat Parti, Hürriyet Partisi, Adalet Partisi, Demokratik Parti, Büyük Türkiye Partisi, Doğru Yol Partisi, Demokrat Türkiye Partisi.
7 Ocak'ta 7. parti.
1990'lı dizinin 7. yılında...
6 milletvekili ve parlamento dışından Hüsamettin Cindoruk'un başkanlığında 7 kurucu üyeyle.
Yani...
"7 rakamının ağır bastığı bir oluşum."
DEMOKRAT Parti de, yarım yüzyıl önce 7 Ocak'ta kurulmuştu.
Merhum Celal Bayar, Adnan Menderes, Refik Koraltan, Fuat Köprülü dörtlüsünün başını çektikleri bu hareket, Türkiye'nin siyaset kaderini değiştirmişti.
4 yıl sonra tek başına iktidara gelmiş, Beyaz Anadolu İhtilali olarak adlandırılan döneme imza atmıştı.
Tek parti sultasından ve jandarma dayağından, bürokrat despotizminden gerçek milli egemenliğe geçişti.
Ancak...
Bu demokratik devrime yeşil ışığı yakan İsmet İnönü'dür.
Celal Bayar'la başbaşa vermişlerdir.
"Türkiye'nin artık, çok partili parlamenter, demokratik sisteme geçmesi gerektiği" konusunda anlaşmışlardır.
O sıralarda 2. Dünya Savaşı bitmiştir. Türkiye, ABD ile yakınlaşmaktadır.
Türkiye üzerine, Batı'dan da çok partili sisteme geçmesi için telkinler vardır.
İnönü, çok duyarlı siyaset sezileriyle bu demokratikleşme sürecinde Türkiye'nin yer alması gerektiğini kavramıştır.
Uygulanması önündeki engelleri açmıştır.
Merhum Şemsettin Günaltay'ın hazırladığı Seçim Yasası da, İnönü'nün onayından süzülerek uygulamaya girmiştir.
Nihayet...
1950 14 Mayıs'ında seçim sandıklarından Demokrat Parti çıktığında, devrin bazı komutanları İsmet Paşa'ya "seçimlerin iptali" önerilerinde bulunuyorlardı.
İsmet Paşa, bunlara kulak asmamıştır.
Milli Şef olarak 11 yıl oturduğu Çankaya Köşkü'nü boşaltmış, Meclis'teki sıralarına Malatya Milletvekili İsmet İnönü olarak geçmiştir.
CİNDORUK'un siyaset yaşamı isyanlarla, kopmalarla ve yeni partilerde yer almak ve parti kurmakla geçmiştir.
DP'nin son zamanlarında "ispat hakkı" nedeniyle bu partiden kopmuş ve Hürriyet Partisi'nde yer almıştı.
1971'de Süleyman Demirel'in kardeşine, yeğenine, hayali mobilya ihracatı iddialarına karşı Adalet Partisi'nden koparak Demokratik Parti'yi kuran gruptaydı.
Şimdi de, kendisiyle birlikte DYP'den kopanlarla parti kuruyor.
Ayrıca, daha önce Büyük Türkiye Partisi'nin ve DYP'nin de kurucusu ve başkanıydı.
Ve ilginci...
Zaman zaman koptuğu partilere yeniden dönmüştür.
Örneğin...
60'tan önce Demokrat Parti'ye, 80'den önce Adalet Partisi'ne...
Bütün bunların ötesinde asıl önemlisi şudur:
"Büyük partiden koparak, yeni parti kuranlar, belki çok pırıltılı seçim başarıları ortaya koyamıyorlar.
Ama, ayrıldıkları partiler kolay kolay iflah olmuyor."
ŞİMDİ, Tansu Çiller'e yanındaki kimi çarıklı, kimi mokasenli siyaset erkan - ı harplerinin telkinlerini duyar gibiyim.
"Efendim... Bunların sayılarını gördünüz. Ne köy olurlar, ne kasaba...
Bakınız, falan bey ile filan bey, bakanlık karşılığı geri dönmeye hazırlar. Çok geçmez ötekilerin de burnu sürtülür, dönerler."
Çiller'e yapılan bu telkinler, 1971'de Demokratik Parti hareketi sırasında başında kavak değilse bile, zafer yelleri esen, henüz 40'lı ilk yaşlardaki genç Süleyman Demirel'e de yapılıyordu.
Ancak, ilk seçimde öyle bir darbe yedi ki... Bir daha hiç belini doğrultamadı.
Bir daha hiçbir zaman "tek başına iktidar" yüzü görmedi.
Yıllar sonraki söyleşilerimizde bana şöyle demiştir:
"Geçmişime baktığımda en büyük hatam olarak, bir kısım arkadaşlarımın Adalet Partisi'nden kopmalarını ve Demokratik Parti'yi kurmalarını görüyorum.
Onları bizimle beraber kalmaya razı edecek gayreti yeterince göstermediğim için kendimi tenkit ediyorum.
Demokratik Parti'nin kurulması, hem Adalet Partisi'ni ve onun uzantısı DYP'yi, hiçbir zaman tek başına iktidar yapamamıştır...
Hem de, 1971'den 1983'e kadar, 12 yıl sağlıksız koalisyon hükümetleri ve ihtilal hükümetlerine Türkiye mahkum kalmıştır."
Çiller de, Cindoruk'un bu Demokrat Türkiye Partisi hareketini, kurucular içindeki milletvekili sayısıyla sınırlı görürse aldanır.
Hareketin momentumu çok önemlidir.
Tıpkı DP'nin 1960 öncesi, AP'nin 1971'de içten içe çürüdüğü ve gösterişli bir kabuk görüntüsünü aldığı gibi...
Bugün de DYP'nin öz suyunun boşaldığı, dokularının içten içe eridiği bir dönemde Cindoruk ve arkadaşları parti kuruyorlar.
Bu oluşuma dikkat.