TÜRKİYE’nin özel saat ayarları vardır. Örneğin...
Nisan ayı ABD Kongresi’nde “Ermeni Soykırımı” kararının alınıp alınmayacağına ayarlıdır.
Gazetelerin başlıkları, yorumları, TV haberleri, tartışma programları her yıl aynı günlerde bu “soykırıma” kitlenir.
“Nevruz” bir diğer “saat ayarıdır.”
Nevruz yaklaşırken tansiyon yükseliyor.
“Yaparım” ve “yaptırmam” güç gösterileri her yıl tekrarlanır.
Gene bu sinir törpüsü sürecini yaşıyoruz.
Kürtlerin temsilcisi olmak iddiasındaki siyasi parti ve örgütler bu yıl “kutlamaları” öne aldılar.
Devlet “izin yok” tavrını koydu.
“Kutlayacağız, geri adım yok” dayatmalarıyla ışıl ışıl güneşli pazar günü yakılan lastik dumanlarıyla karardı.
Bahar müjdecisi tertemiz hava gaz ve sis bombalarıyla kirlendi.
Çiçeklerin koklanması gereken bir gün taşlar atıldı, camlar kırıldı.
Büyük kentlerin bazı mahalleleri savaş alanı görüntüleri ile dehşet saçtı.
Sonunda...
Özellikle Diyarbakır’da 10 binler barikatları geçerek, engelleri aşarak gene de toplandılar.
Taşlı sopalı, vurdulu kırdılı, ateşe vermeli böyle eylemleri tasvip etmek mümkün değil.
Hukuk devletinde bunlar olmamalı.
Ancak siyaset biliminde “kriz yönetimi” diye bir kavram vardır.
Acaba...
Daha başından toplantılar için yer gösterilse, kutlamalar engellenmese bunlar olur muydu?
“Hiç olmazdı” denemez ama tek tük perakende olaylar olarak kalırdı.
“Yasaklar tahrik edicidir ve kalabalıkları karbonatlamak için kullanıma açıktır.”
Nevruz yaklaşırken, güvenliği sağlayacak polisiye tedbirler elbette alınmalı fakat “kriz yönetimi” ustalığı gereği gerilimi düşürecek siyasi yaklaşımlar da yapılmalı.
Örneğin... Kürt açılımı, demokratik açılım ya da her neyse bu açılım doğrultusunda birkaç adım atarak tansiyon düşürülemez miydi?
ASLANLI GECE
SARAÇOĞLU’ndaki derbiyi Ali Sami Yen Arena’daymış gibi yaşadım.
Melek Boz Nişantaşı SARRAF’ına dev ekran koymuş.
Salondakilerin neredeyse- tümü Cimbomluydu...
Birkaç Fenerbahçeli de vardı aramızda ama hepimiz dosttuk.
Futbol makarası, geyiği kırmızı çizgiyi hiç aşmadı.
Aslanların gecesinde aslan sütü kimseyi bozmadı.
Fotoğraf daha maç başlamadan önceki keyfimizi yansıtıyor.
Hep birlikte slogan atıyoruz.
“Kalplerde yıldız,
Gönüllerde ay,
Şampiyonsun Galatasaray...”
2-0 ŞOKU
MAÇ başladı, bizde de hoşafın yağı kesildi.
FB bizim sahada fırtına gibiydi.
Bu arada Musa Sow öyle bir gol attı ki, futbol akademilerinde tezlere kapak olur.
İlk şok...
Çok geçmedi Alex’in füzesi patladı.
Şapka...
FB’li de olsa bu futbol üstadına saygı duyuyorum.
Nefeslerimizi kesti.
Yoksa yeni bir “6-0 mı geliyordu?”
TSUNAMİNİN ADI ASLAN
27’nci dakikadan itibaren sarı-lacivert fırtına indi.
Ve bizim yarı sahadan tsunami kabardı.
Karşı kaleye doğru yükseldi.
Maçın sonuna kadar dalga dalga FB kalesine vurdu.
Sonuç...
2-2 beraberlik.
Selçuk’un, Boros’un direklerde patlayan aslan füzeleri bize “gönül skoru” yazdırdı.
Fatih Terim Hoca Galatasaray’ın “Baba Gündüz” reenkarnasyonu.
GS ile Terim “Ying Yang” görüntüsünde.
Tarihe “ergonomik bütünlük” olarak geçecek.
Ve...
Bir kez daha Selçuk’u alkışlıyorum...
PLAY OFF ŞİFRESİ
SÜPER Lig’in bitiminden sonra şampiyonu belirleyecek “play off” başlayacak.
Türkiye’de ilk kez oynanacak “play off” için her kafadan bir ses çıkıyor.
Akıllar karışıyor.
Peki, gerçek nedir?
“Öğrenmenin” tanımı “aklında kalandır” diye yapılıyor.
Ben de bu tanıma uygun anlatayım.
Süper Lig bittiğinde ilk 4 takım 6’şar maçta karşı karşıya gelecek.
Puan sistemi aynı; “galibiyet 3, beraberlik 1, yenilgi 0...”
Ancak...
“Play off”a başlarken 4 takımın start puanları farklı olacak.
Her biri, süper ligde aldıkları puanın yarısıyla start alacak.
Süper lig puanı buçuklu olan takıma yarım puan ilave edilecek.
Yani...
FB’ye 9 puan fark lig sonuna kadar kapanmazsa GS’nin hiç de azımsanmaz bir avantajı olacak.
Bir geçen yılın kâbus yaşatan Galatasaray’ını hatırlayın.
Bir de şu sarı-kırmızı rakamlarla dansa bakın...
Özay Şendir
Netanyahu için sonun başlangıcı…
18 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Eğitim vezir de eder rezil de!..
18 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Toparlanmanın devamı gelir mi?
18 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Hande Subaşı: Modellikten geliyorum, ama modayı hiç takip etmiyorum
18 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Yunanistan’ı anlamama sendromu
18 Mayıs 2025