Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Güneri CIVAOĞLU

Kutlu Savaş'ın Susurluk Raporu şöyle satırlarla başlıyor:
"Bu rapor Başbakan'a sunulan bir fezleke taslağı, bir iddianame, bir soruşturma değildir.
Başbakanlık önüne bir Susurluk fotoğrafı konulmaktadır.
Bu bir bilgi notudur."
Belki...
Birkaç kelime farklı olabilir.
Ama...
Öğrendiğime göre raporun ilk cümlesindeki mesaj budur.
Yani...
Susurluk Raporu'nun bazı beklentilere yanıt oluşturmadığı yolundaki eleştiriler için "raporun başındaki mesaj" belki bir açıklama oluşturabilir.
Yılmaz da bu çalışmanın ışığında çok yönlü bir soruşturmanın talimatını vermiş bulunmakta.
Bunların ötesinde... Raporda yer alan konuların bir bölümü için zaten çok sayıda dava açılmıştı.
Şimdi o davalara ve açılacak yeni davalara kanıtlar araştırılacak.

İlk bakışta hadise "bir soruşturmanın, başka soruşturmaya havalesi" gibi kuşku veren görüntülerdir.
Bir bakıma halk diliyle "suyunun suyu" olarak görülebilir.
Bizde "komisyona havale deyimi" işi zamana yaymak, yokuşa sürmek, uyutturmak gibi algılanır.
Fakat...
Kutlu Savaş'ın yüzlerce dava konusu olabilecek bir kirli ağı, tek başına çözmesi, kanıtlara ulaşması beklenemezdi.
Üstelik...
Konuştuğum bazı yüksek yargı organlarının mensupları ise "böyle bir soruşturma yetkisinin, hangi yasal dayanağa sahip olduğu" konusunda eleştirel söylemler ortaya koymuşlardır.
Savaş'ın, çalışmasında bir rapor, bir bilgi notu etiketiyle yetinmesi, bu söylemler ışığında sebepsiz değildir.
Bundan sonrasının ise yetkisini yasalardan alan kurumlara bırakılması, hukuk devletinin gereğidir.
Geniş ve derin bir soruşturma başlamaktadır.

Çalışmalar Yılmaz'ın da belirttiği gibi nispeten uzun sayılabilecek bir sürece yayılabilir.
Unutmamak gerekir ki, Çatlı'nın bazı devlet sırrı olduğu ileri sürülen yurtdışı operasyonlarda kullanılması, Özal'ın Başbakanlığı dönemine kadar uzanmaktadır.
O tarihten bu yana bütün eylemlerin... Devlet hizmetlerinden çeteleşmeye geçiş vak'alarının tümünün soruşturulması... Uyuşturucu, kumarhane, bankacılık sistemi, kara para aklama işlemleri izlerinin sürülmesi, kanıtlara ulaşılması hiç de kolay değildir.
Bu arada - dün de belirttiğimiz - gibi şöyle önemli önlemlere ihtiyaç var.
Örneğin...
- İtiraf Yasası çıkartılmalıdır. Kirli işlere karışmış olanların cezalanacakları korkusu olmaksızın konuşmaları sağlanmalıdır.
- Memurin Yasası'nda değişiklik yapılmalıdır. Böylece pis işlere bulaşmış memurlar için, yargı yolunun açılmasında amirin izin koşulu kaldırılmalıdır.
- Sadece ellerin ve ayakların değil, büyük kafaların da ele geçmesi için milletvekili dokunulmazlık zırhı kaldırılmalıdır. Bunun için Anayasa değişikliği yapılmalıdır.
Yılmaz, tüm bu aşamalara da işaret etmiştir.

Böyle uzun ve zorlu sürece bakarak "ölme eşeğim ölme... Yaz gelecek, yonca bitecek... Sen de yersin" diye düşünenler az değil.
Ancak...
Soruşturma başlayışından itibaren aylarca, yıllarca "tık" çıkmayacak olsa, bu kaygılar haklı sayılabilirdi.
Ne var ki...
Soruşturmalar ve itiraflar ilerledikçe, Pandora'nın kutusu açılacaktır.
İçindekiler ortaya saçılmaya başlayacaktır.
Medyada ve kamuoyunda her yeni bulgu ve skandal yeni yankılar yapacaktır.
Yeni kanıtların ortaya çıkmasına neden olacaktır.
Kamuoyunun ilgisi sürekli diri kalabilecektir.
Politikacılar, iktidarlar medyanın nefesini enselerinde hissedeceklerdir.
İtalya'da, Savcı Di Pietro'nun yürüttüğü Temiz Eller Operasyonu da birkaç yıla yayılmıştı. Ama, bu sıraladığım nedenlerle sonuçlara ve kanıtlara ulaşılabilmiştir.
Savcı Scarpinato'nun izini sürdüğü ve çökerttiği "Mafya - gizli servisten bazı kişiler - siyasetçiler operasyonu" da, yıllara yayılmasına karşın aynı nedenlerle başarıya ulaşmıştır.
Anlaşılan Yılmaz, Türkiye için bu yöntemi öngörüyor.
Ancak...
İtalya'da başarının bir önemli nedeni daha ulusal uzlaşma sağlanmış olmasıdır.
Hareket, arkasına, bütünüyle medyayı ve kamuoyunu temsil eden etkin kuruluşların tamamını almıştı.
Yılmaz da, bu geniş ortak paydayı oluşturabilmelidir.
Oysa...
Daha raporun açıklanma aşaması gibi ilk adımda bile, kendi iktidarına destek veren Deniz Baykal'ı ve CHP'yi kazanamamış olması...
Susurluk gibi bir dosya için doğal destekçisi olabilecek bazılarını kırmış bulunması düşündürücüdür.
Bunlar, ortak paydada önemli sayılabilecek eksiklerdir.
Sonuç alabilmek için Yılmaz, daha toplayıcı ve bütünleştirici bir politika mühendisi olabilmelidir.


Yazara EmailG.Civaoglu@milliyet.com.tr