Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

KEMAL Derviş, CNN’de Taha Akyol’la konuşurken “CHP için ilginç bir tespit” yaptı.
“Sayın Kılıçdaroğlu CHP’yi sosyal demokratlaşma çizgisinde hayli ileri götürdü...”
CHP milletvekili adaylığı için yaygın “ön seçim” bunun ciddi bir işaretidir.
Genel Başkan olarak Kılıçdaroğlu’nun İzmir’den ön seçime girerek öncülük ettiği söylenebilir.
Sadece o değil genel başkan yardımcıları Veli Ağbaba ve Osman Korutürk de kontenjan adaylığını istemeyerek ön seçime girdiler.
Bir önceki genel başkan Deniz Baykal’ın “Antalya liste birincisi kontenjan adaylığı” teklifini geri çevirmesini, diğer aday adaylarıyla birlikte ön seçim sandıklarında yarışmasını yazın bir kenara.
......................
Ancak...
Bazı “olumsuz” sonuçlar da çıktı ön seçim sandıklarından.
CHP’nin gerçekten ihtiyacının olduğu bazı isimler ön seçim barajında takıldılar.
Örneğin...
Diplomat kökenli Osman Korutürk...
Dış politika önümüzdeki süreçte Türkiye siyaset gündemine ağırlık koyacak, Millet Meclisi’ne giremezse CHP onun yokluğunu hissedecektir.
Sosyal demokrat teoriyi en iyi bilenlerden olan Ercan Karakaş da ön seçimlerde listenin sonlarına geriledi.
DİSK eski başkanı Süleyman Çelebi de öyle.
Sosyal demokrat partinin dayandığı çalışanlar kesimi ve özellikle işçiler için Süleyman Çelebi’nin CHP sıralarında aktif olarak yer alması gerekir.
Kamuoyunun sevdiği ve beğendiği Melda Onur’un da listeye gerilerden girebilecek olması eksidir.
Kadın nüfus için CHP’ye “Melda Onur’lar” lazım.

Haberin Devamı

KONTENJAN NE İÇİN?

ADAYLARI seçilebilecek yerlerden göstermek üzere Genel Merkez’e tanınan “kontenjan” böyle isimler içindir.
Genel Merkez, partinin ihtiyacının olduğu “özel insanları” neredeyse çekirdekten yetişerek gelmiş, örgütte yıllanmış, tüm mavi boncukları bilen, ön seçim kaygan zemininde zikzaklar çizerek ayakta durmayı beceren politika kurtlarının arenasına bırakmaz.
Onları yedirmez.
Genel Merkez kontenjanında listelerin seçilebilecek sıralarına koyarak Meclis’e taşır.
Elbette istedikleri takdirde kontenjandan listelerin üst sıralarına girebilecekken, ön seçimle gelmeyi tercih edenler takdir edilmelidir.
Ama...
Büyük fotoğrafta durum farklıdır.
Onlar ön seçim arenalarında kurtlarla savaşmak için değil, partinin üst düzey görevlerini yerine getirmek misyonuyla tanımlanmıştır.
Tutun ki...
Bir ihtimalle HDP’nin barajı aşarak Meclis’e girdiği, AK Parti’nin tek başına hükümet kurma çoğunluğunu sandıktan çıkaramadığı bir Meclis oluşmuş.
CHP -olası- bir hükümetin büyük ortağı olmuş.
Elindeki değerleri sırf ön seçim nedeniyle Meclis’e taşıyamamanın ciddi sıkıntısını çekecektir.
Yüksek Seçim Kurulu denetiminde olduğu için ön seçime girmiş olan aday adaylarının Genel Merkez tarafından bu defa “kontenjan adayı” yapılmaları imkânı gölgede ve tartışmalı.
Zaten...
Onların da -böyle bir olanak varsa bile- kontenjan adaylığını kabul edeceklerini sanmıyorum.
Hatta aralarından bazılarının “hayır” demekte kararlı olduklarını biliyorum.
Mevzuat aşılırsa Genel Merkez’in ve özellikle Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun “Size ihtiyaç var” diyerek bu “ret” psikolojisinin üstesinden gelmesi hâlâ mümkün.
Bu bağlamda Faruk Loğoğlu’nun ön seçimlere girmeyerek kontenjan adaylığı için adını yazdırması bana göre isabetli olmuştur.
Kılıçdaroğlu’nun kurmaylarından Veli Ağbaba ise teamül yoklaması yaptırmış, listede ilk sıralarda olabileceğini gördükten sonra ön seçime girmiştir.
İhtiyatlı davranmıştır.
Nitekim ön seçimde yüksek performansla Malatya birinci sıradan listeye girmiştir.
Ağbaba’nın siyaset tecrübesine şapka...