Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

İMRALI‘yla görüşmeler için ayrıntılar gün ışığına çıktıkça bir altyapı görünüyor.
Örneğin...
MİT Müsteşarı Hakan Fidan Öcalan ile İmralı’da konuşurken aynı tarihlerde MİT’ten bir grup da Kandil’de PKK yönetimiyle karşılıklı oturmuş masaya.
“İlkesel” platformda bir konuşma bu.
Yani...
Dış görüntünün arka planında da zemin hazırlanmış.
Bu aşamadan sonra ilk adım olarak İmralı’ya gidecek 9 isim arasından gideceklerin seçimine geliyor sıra.
Ahmet Türk ile Ayla Akat isimleri öne çıkıyor ama BDP’nin görüşü eşbaşkanlar Gültan Kışanak ve Selahattin Demirtaş...
Küçük çapta bir kriz...
Gariptir ama Kandil ağırlık koyuyor “İmralı’ya Türk ve Akat’ın gitmesi” sağlanıyor.
“Doğrulatmak” mümkün değil.
Kandil’e telefon mu edeceğiz?
MİT’e mi soracağız?
Ancak...
Bu süreçte adı öne çıkan Abdülkadir Selvi’ye göre durum böyle.
4 aşamalı planı ve ayrıntıları da önce o kamuoyuna açmıştı.
Bazen ayrıntılar daha önemlidir.
İşte onlardan bazıları...

Haberin Devamı

ÖCALAN’DAN GÜVENCE
BAŞBAKAN‘ın talimatıyla MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Öcalan’a -emin olmak için- iki kez soruyor:
“Ya ayrı devlet?”
Öcalan “ayrı devlet yok” söylemini her iki cevapta da vurguladıktan sonra bu kez bir diğer görüşmede “demokratik özerklik” sorusunu da cevaplandırıyor.
“Vazgeçtim...”
Neden?
Görüşmede bu sebep şöyle oluşuyor:
Avrupa Konseyi’nin “Yerel Yönetim Şartı’nın” 4 ve 5’inci maddelerine koyduğu çekinceyi Türkiye’nin kaldırması ve Anayasa’da “vatandaşlık tanımının” yeniden yapılması ile amaç hasıl olabilir.
AK Parti’nin “valilerin seçimle gelmesi” formülüne sıcak bakması da eklenirse “demokratik özerklik” sadece ambalaj mı?
Burada “valilerin seçimle göreve gelmeleri” ilkesi bir kenara not edilmeli.
Devletin o ildeki sağlıktan eğitime bütün birimlerinin valiye bağlı olması dikkate alınırsa müzakerelerin ilerleyen sürecini zorlayabilir.

BARIŞ GÜCÜ
BU plan “tasfiye” değil...
“Af, itiraf, tasfiye“ gibi ve benzeri kelimeler psikolojik rahatsızlık nedeni olabilir.
Süreci yaralayabilir.
Bir tür “ortak proje” söylemi öne çıkıyor.
Kademeler olumlu sonuç verdikçe bir sonraki basamağa geçilecek.
Öcalan’ın önümüzdeki süreçte BDP’lilerle görüşmesi ve onlara 4 mektup vermesi öngörülmüş.
1- Kandil’e.
2- Avrupa’ya.
3- BDP’ye.
4- Türkiye kamuoyuna.
Sayısı 50’yi bulan Kandil’deki çekirdek kadronun Avrupa’daki bazı ülkelere gönderilmesi, diğerlerinin Türkiye’de siyaset yapmalarının önü açılabilir.
4500 kadar PKK’lının Türkiye’de olan bölümü Kuzey Irak’a geçerken bir “barış gözlemcisi grup” oluşacak.
Grupta Meclis’te temsil edilen partilerin yanı sıra güvenlik görevlileri ve MİT temsilcileri de bulunacak.
Öcalan yakalandıktan sonra Türkiye’deki PKK’lılar Kuzey Irak’a dönerken 500’ü öldürülmüş.
Bu kez “Barış Gözlemcisi Grup” denetiminde aynı durumun tekrarlanmaması ve sürecin işlerliği denetim altında tutulacak.
.....................
Tabii bu arada daha ilk adımdaki “PKK’nın eylemsizlik kararının açıklanması ve sürekliliği” anahtar rolde.
“Denetimli serbestlik” kurumu da “af” yerine geçebilecek genişlikte bir uygulama olabilecek.
....................
Ve...
Görüşmelerin Oslo’da değil Erbil’de Barzani’nin konuğu olarak düzenleneceği de bir diğer özün önüne geçen ayrıntı.
Barzani sürece destek ve kişisel tavır güvencesi veriyor.
.....................
Bu kez daha hazırlıklı ve tarafların toplumdaki “yetti artık” psikolojisiyle örtüşen gerçekçilikte oldukları izlenimi var.
Dileriz ki sürsün.
.....................
Yukarıdaki ayrıntılar için Abdülkadir Selvi’nin satırları gerçek bir açık istihbarat kaynağı.