Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Oximoron, iki zıt anlamlı, çelişkili, uyumsuz kelimenin bir arada kullanılmasını tanımlayan sözcüktür.
"Oxus: keskin" ve "moron: aptalca" kelimelerinden oluşuyor.
Örneğin... "Korkunç güzel" ve "sessiz çığlık..."
Çelişkili ve uyumsuz durumlar için de kullanılabilir.
Fransa'nın PKK için tutumu böyle tanımlanabilir.
Anlatayım...
İspanya'da ayrılıkçı örgüt Bask'ın askeri kanat başkanı Garkoitz Asiazu Rubina, Pirene Dağları'nın Fransa tarafında yakalandı.
Orası da Bask bölgesidir.

Oximoron Fransa

Tıpkı Güneydoğu ve Doğu Türkiye ile Güneybatı İran ve Kuzey Irak'taki Kürtler gibi Pirene Dağları'nın İspanya ve Fransa tarafında da Basklar yaşar.
Baskça zor dildir.
Basklar (Basklılar) dağların sert adamlarıdır.
Sır vermezler.
Pireneler, saklanmak için Tanrı'nın unuttuğu hissini veren dağlardır.
II. Dünya Savaşı'nda Nazilerden, faşistlerden kaçan Museviler, Pireneler'e tırmanmışlar, savaşın sonuna kadar bu dağlarda gizlenerek hayatta kalmışlardır.
Garkoitz Asiazu Rubina, Pireneler'in Fransa tarafında küçük bir kasaba otelinde yakalandı.
Yanında siyah afro saçlı güzel bir genç kadın vardı.
Polisleri protesto ediyor, zafer işaretleri yapıyordu.

Sandıkta oy ödülü
Apo yakalandığında nasıl ki dönemin Başbakanı Ecevit'in DSP'sine ilk seçimde oy nehri aktı, bu kez de İspanya'da sandıklar kurulduğunda Başbakan Zapatero için aynı şey olacak.
Apo'yu ABD gizli servisi CIA yakalamış ve Türk güvenlik güçlerine teslim etmişti...
Rubina'yı da Fransa anti-terör güçleri yakaladı. İspanya'ya paketlenmesi doğal süreçti.
Burada ilginç olan şey, Fransa'nın ayrılıkçı terör örgütü ETA için İspanya'ya gösterdiği özeni Türkiye'den esirgemesidir.
Ölçüt terör ise... Şiddet kullanmış ve kan akıtmış olmaksa... ETA gibi PKK da terör örgütü.
Neden ETA'nın askeri sorumlusu İspanya'ya teslim edilmek üzere yakalanıyor da... Fransa'da elini kolunu sallayarak dolaşan PKK'nın üst düzey kadrosu, örneğin Nedim Seven, Gülabi Dede, Rıza Altun, Canan Kurtyılmaz'a neden dokunulmuyor?
Onlar neden yakalanıp Türkiye'ye postalanmıyor?
İspanya AB üyesidir. Türkiye de üye adayı.
Fransa ikisi arasında çifte standart uygulayamaz. Kaldı ki ETA'nın cinayetleri, asker, polis, yargıç, savcı, sivil 1.000 masumu bulmuyor, PKK'nın aldığı can sayısı ise 30.000'in üzerinde...
Tabii insan hayatını istatistik rakamlarıyla değerlendirmek yanlış olur ama ikisi arasında "kıyıcılık" ve "kan dökücülük" kıyaslaması ve ETA'ya dokunurken PKK'yı görmezden gelmenin çifte standardını daha da net ortaya koymak bağlamında referans olabilir.
Ankara, bu çelişkili durumu Paris'tekilerin önüne koymalıdır.

ÜMÜĞE KRAVAT
Kısa süre önce beyazperdenin unutulmaz sanatçısı Vahi Öz'ün bir zamanlar çok tutulan "Ümüğüne kravat taktığım" söylemini bu köşede yansıtmıştım.
Kravat Batı'yı ve bir bakıma IMF'yi temsil ediyorsa, "ümüğünü" uzatmışsan istediği kadar sıkar.
Kızartıncaya, morartıncaya kadar.
Başbakan Tayyip Erdoğan "IMF ile anlaşmaya çok yaklaştık" dediğine göre, kravat seçilmiş demektir. Yakında ümüğe takılır.
Geç de olsa bu anlaşma gerekliydi. Türkiye, siyasette AB çıpasına, ekonomide IMF çıpasına bağlanarak güvenli sularda kalabilir.
Özellikle şu kriz ortamında bu iki güvence Türkiye için risk hesaplarında "hafifletici" katsayıları oluşturur.
AKP bir süredir AB çıpasını taramaktaydı.
IMF çıpası ise alınmıştı bile...
Onun yerini siyasete "anatomik" yaklaşımla "ümük" almıştı.
Keşke geçen ilkbaharda IMF ile sözleşme süresi tamamlandığında yenilenmiş olsaydı...
Türkiye krize daha güvenli girerdi.
Ankara da IMF ile ilişkilerinde kompleksli olmazdı.
Oysa...
IMF ile anlaşmak rafa kalktı.
Amaç, yaklaşan yerel seçim öncesinde kamu harcamalarına kesenin ağzını açmaktı.
Küresel kriz bu hesabı bozdu.
Şimdi IMF çıpası yeniden atılıyor.
Hem de ümüğümüze bağlı bir zincirle...