Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Namık Durukan’dan gene iyi bir gazetecilik. Durukan’ın haberine göre “demokratik özerklik” BDP’nin anayasa taslağına girdi.
BDP Hukuk Komisyonu üyesi Hakkâri Milletvekili Hamit Geylani “sadece bir bölgede değil Türkiye’nin bölgelere ayrılarak birden fazla sayıda demokratik özerk yönetimlerin oluşturulması” gereğini iddia ediyor.
Yani...
BDP’nin yeni Anayasa taslağında “sadece Kürt nüfusun çoğunlukta olduğu Güneydoğu Anadolu’nun değil diğer bölgelerinde de demokratik özerk yönetimlere geçilmesi” öngörülüyor.
BDP taslağı ayrıntılarıyla açıklamadı.
“Demokratik özerklik” henüz içi doldurulmamış bir başlık.
Ancak İspanya örneğinde, iç barışı sağlayan ve ETA terörünü noktalayan “özerk bölge” uygulamalarına göz atmakta fayda var.
BDP tarafından daha önce dile getirilen başta “özerk bölge savunma güçleri” olmak üzere çoğu konuda isteklerin, Bask bölgesi özerk yönetim ayrıcalıklarıyla örtüştüğünün de altını çizeyim.

İlham Bask’tan mı?
İspanya’nın Bask Bölgesi tarihi kökleri olan “özerklik” ayrıcalıklarını yeniden elde etmiştir.
Tarihte buna “Foral” statü denilmekteydi.
Anayasa’da “Gernika (özerklik)” statüsü alan Bask ülkesinde mali ve idari anlamda yetkilerden söz edebiliriz.
- Bask yerel parlamentosunu oluşturmak.
- Vergi salmak.
- Polis gücüne sahip olmak.
- Eğitimi düzenlemek.
- Radyo/TV yayınları yapmak.
Özerkliğin verilmesindeki amaç ETA’nın uğruna mücadele verdiğini iddia ettiği konularda, örgütü boşa düşürerek ötekileştirmektir.
Devlete alan kazandırmak, örgütün alan kaybederek giderek küçülmesi, marjinalleştirilmesidir.
Eğer BDP’nin Anayasa taslağındaki “demokratik özerklik” böyle bir Bask modelinden esin almışsa yokuşun çok ama çok dik olduğuna işaret edeyim.
Sadece BDP’nin tek başına tepeye çıkarabileceği “Sifusus” örneği bile daha kolay kalır bunun yanında.
Hükümetin öncülüğünde, iktidar partisinin lokomotif rolünü üstlendiği ve gerek Bask bölgesinde ve gerek İspanya’nın tümünde diğer partilerle anlaşma imzalayarak verilmiş ayrıcalıklı haklar ve yetkilerle oluşturulmuştur, bu Bask özerkliği.
Aşağıda anlatayım...

Haberin Devamı

Özerklik trenine ray döşemek

Demokrasiyle ‘öteki’ olmaya itildiler.

ULUSAL MUTABAKAT
Hiçbir parti, hiçbir muhalif oluşum yukarıda kalın çizgileriyle verdiğim “Bask Özerk Yönetimi” paketindeki hak ve yetkileri “ülkeyi bölüyorlar, iktidar Baskçılara ödün veriyor” diye tahriklere ve polemiklere girmemiştir.
İktidar, Basklı nüfusa, tüm İspanya halkına, diğer siyasi partilere, başta ordu olmak üzere duyarlı kurumlara bu ayrıcalıklar paketinin ülke yararı için ve terörü noktalamak, terör örgütünü yalnızlığa ve ötekileşmeye itmek, kanı durdurmak için oluşturulduğunu anlatmış, onları inandırmıştır.
Katkılarını almıştır.
Ve her açılım adımında Basklıların ve tüm İspanya halkının, kamuoyu yoklamalarıyla nabzını tutmuştur.
Her açılımın Basklılar ve İspanya halkı arasında yüzde 80’i aşan oranlarda destek gördüğünü saptayarak bunu her defasında kamuoyuyla paylaşmıştır.
Yüzde 80’i aşan her kamuoyu desteği daha sonraki açılımların yelkenlerini dolduracak rüzgârı estirmiştir.
Peki...
Bu arada ETA ne yapmıştır?
“Özerklik yetmez, bağımsızlık istiyoruz” söylemine geçmiştir.
Ancak...
Daha önce Basklıların yoksun oldukları hak ve yetkileri öne sürerek taban yaptıkları için o hak ve yetkiler özerklik statüsüyle kazanılınca/verilince ETA tabanını büyük ölçüde yitirmiştir.

Ak Parti öncülük almalı
İspanya “federal” modele yakın bir devlet sistemiyle yönetildiği için Türkiye’de önce “Anayasa” sonra “zihniyet” ve elbette bir dizi nedenle ne süreç, ne özerk yönetim özü kopyalanabilir.
BDP’nin yeni Anayasa taslağında “Anayasa’nın değiştirilemez ve değiştirilmesi önerilemez” hükümleri dâhil radikal değişiklik hükümleri yer alıyor.
Örneğin...
Anayasa’nın “herkesi Türk sayan 66. maddesi, Türkçe dışında hiçbir ilde eğitim öğretim yapılamaz” diyen 42. maddesi gibi.
Bütün bunlar bir yana...
İspanya örneğinden asıl alınması gereken ders öncülüğün, lokomotif rolünün iktidar tarafından üstlenilmesi gereğidir.
Güneydoğu’nun, ülke genelinin üzerinde birleşeceği bir modeli iktidarın oluşturmasıdır.
O modelin Türkiye’nin yararına olduğunu, yeni ve daha demokratik hak ve yetkilerin etrafında birleştirilmesi gerektiğini diğer siyasi partilere ve duyarlı kurumlara anlatabilmektir.
Desteklerini almaktır.
Her adımda kamuoyu yoklamalarıyla, Güneydoğu halkının ve tüm Türkiye insanının desteklerini kanıtlamaktır.
Daha ileri adımların rüzgârını üretmektir.
Adımların siyasi partiler tarafından polemiklerle engellenmeyeceği ulusal ve siyasal taban sağlamaktır.
Ne iktidarın, ne BDP’nin dayatması...
.............
Yukarıdaki bilgiler için değerli bir kitaptan yararlandım.
“Dünyadan Örneklerle TERÖRLE MÜCADELE” İhsan Bal, Süleyman Özeren/ Usak Yayınları.