Kosova'da Sırp zulmünün dramı, ileride kanıtlarıyla yazılacak.
Biz, şimdilik Sırplar'ın Müslüman Boşnaklar'a zulmünden parmak izlerini yansıtalım.
ABD'li feminist MacKinnon'ın araştırması şöyle tüyler ürpertici sahneler yansıtıyor.
"Müslüman Boşnak genç kızlar ve kadınlar, hergün defalarca silahlı Sırplar tarafından tecavüze uğramışlardı.
Hamileydiler.
Kadınların önemli bir bölümü, çocuklarını doğurmak istemedi.
Pek çok kadın, ilkel ve sağlık dışı koşullarda kürtaj yaptırarak veya kendi başına yöntemlerle, bebeğini düşürdü.
Hamileliklerinin 4. ve 5. ayına dek serbest bırakılmayarak doğuma zorlanan kadınların binlercesi, bebeğini görmek istemediğini, terk edeceğini ve süt vermeyeceğini söylemekteydi."
Newsweek Dergisi'ne göre, milis subayları, Sırp askerlerini ve çetnikleri "Sırp nüfusu böylece artacak" gerekçesiyle, tecavüze zorlamaktaydı.
Utanç heykeli
1993 yazında
Sırp ressam, heykeltraş Bogolyub Arseniyeviç "fallus" biçiminde bir heykel yaparak, bunu
Miloşeviç'e adadı.
Çünkü, bütün bu tecavüzlerin iğrençliklerinin arkasındaki imza
Miloşeviç'indi.
O yıllarda
Bosna'ya giden
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, tecavüze uğrayan kadınlara
"tertemiz ve onurlu kızlar" oldukları mesajını vermek üzere,
Anadolu'nun gelinlik kızlarından toplanan
beyaz yaşmaklar götürmüştü.
Boşnak kadınlar, önce
"tecavüze uğrayanların teşhiri" anlamına gelebileceği kaygısıyla, bu yaşmakları takmamak için direndiler.
Sonra
"temizlik" simgeselliğine ikna edilerek yaşmakları taktılar.
İnsan Hakları Kuruluşu'na göre,
Bosna - Hersek'de
İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana, korkunç ve kitlesel cinayetler işlenmişti.
Dirina Nehri, binlerce genç erkek cesedi sürüklüyordu ve binlerce genç erkek gömülü toplu mezarlar bulunmuştu.
Vahşetin daha ötesinden birkaç örnek...
ABD Dışişleri Bakanlığı'nın raporuna göre,
21 Mayıs 1993'de,
Zvornik Hastanesi'nde
Sırp milisler, kendi yaralılarına yer açmak için
36 yetişkin ve
27 çocuğu öldürmüşlerdi.
Bu olaya tanık olan bir
Sırp cerrah akli dengesini yitirmişti.
Saraybosnalı Yahudi Hekim Milan Stern, "iyi dostu olan bir Sırp cerrahın, kliniğindeki bütün donanımı çalıp götürdüğünü, kalanının ise tahrip ettiğini" anlatıyor.
Bu
Sırp cerrah, daha sonra
Bosna - Hersek Sırp Cumhuriyeti'nin
Sağlık Bakanı olmuştu.
Vurun kültüre
Sırplar, 620 camiyi yıktılar.
5 bini aşkın el yazması eseri, binlerce belgenin buluduğu
Şarkiyat Enstitüsü Kütüphanesi'ni,
500 yıllık Gazi Hüsrev Bey Kütüphanesi'ni,
3 milyon kitaplık Saraybosna Üniversitesi Kütüphanesi'ni yaktılar.
1986'da
Koruma Projesi ile
Ağahan Mimari Ödülü'nü alan
Mostar ve köprüsü yerlebir edildi.
Eski Belgrad Belediye Başkanı ve dünyaca ünlü
Sırp Mimar Bogdan Bogdanoviç, "Bunu yapan ordu ve milletim için utanç duyuyorum" demiştir.
Hukuk ve ötesi
BM Güvenlik Konseyi kararı olmaksızın, NATO'nun
Miloşeviç ve kasaplarına müdahalesi, pozitif hukuk açısından belki biçimsel olarak tartışılabilir.
Ama...
Hukuk, insanlık ve insanlar içindir.
Kosova'da hala en vahşi katliamları sürdüren ve insanlığa karşı işledikleri suçların kanıtları,
Bosna - Hersek'de kanlı parmak izleri olan
Miloşeviç ve kasapları,
İnsan Hakları Mahkemesi önünde sanık sandalyesine oturduklarında, hukuktan söz edebiliriz.
Bugünün mahkeme manzaralarında, hukuk adına karar, dünya insanlarından oluşan büyük jüridir.
...........
NOT 1: Yukarıdaki bilgiler için bknz: Bora, T., Yeni Dünya Düzeni'nin Av Sahası, Birikim Yayınları. 2- Dünkü yazımda "kara harekatını öngörmekte" yerine, "kara harekatını önde götürmekte" yazılmıştır özür diler, düzeltirim.
Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr