Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bugün AKP, dar alanda top çevirerek, art arda hızlı çalımlar atarak dikkatleri başka alanlara yöneltti.Anayasa Mahkemesi kararına eleştiriler... Hemen seçim.. Cumhurbaşkanını halka seçtirmek için Anayasa değişikliği... Referanduma bile gitme kararlılığı...Muhalefetin enerjisi bunlara dağıtıldı.367 için gardı düşürülmüş olamaz mı?Zaten bir önceki oylamada bağımsızların oylarının yanı sıra, partilerden de 4 milletvekili alınmıştı.Onlara ilavelerle pazar günü bir bakarsınız Abdullah Gül cumhurbaşkanı seçilmiş olabilir.1. tur oylamasının yenilenmesi için çarşamba günü yerine bunun pazara ertelenmesi, "seçim kararı nedeniyle takvimde parantez açmak" gibi görülse de aslında "367'nin bulunmasını" hedefliyor.Belki de... Zaman kazanmak satrancı mı?Çankaya savaşlarının Abdullah Gül'e hak etmediği bir haksızlık olduğunu kabul etmek gerekir.Gül'ün ne kafasında, ne kalbinde cumhurbaşkanlığı vardı.Toplumu neredeyse ikiye bölecek bir sürecin nedeni gibi algılanmaktan hiç de hoşnut olmadığını hissediyorum.Siyasetin kendi hatasından kaynaklanmayan bir yol kazası...Öfkelenmeden, kırıcı olmadan, suçlamadan, germeden ve gerilmeden olgunluk örneği verdi.Oysa... Karşılaştığı ve yaşadığı şeyler gerçekten zorlu siyaset depremleriydi.Karşı tavır alanların da büyük çoğunluğu, onun şahsını hedeflemiş değillerdi.Bu seçimi çok aşan boyutlar vardı.Cumhurbaşkanını halkın seçmesi pek olası değil. O nedenle satırlarım pazar günkü oylama için de geçerlidir. Pazar günkü oylama belki de sürpriz yapabilir. AKP'nin 15 milletvekili daha sokarak 367 toplantı yeter sayısını bulması imkânsız mı? Ankara'da 367'yi sağlamak için sessiz ve derinden sıkı bir markaj var. TV ekranından AKP sözcüsünü izliyorum.Suçluyor:"Cumhurbaşkanını mahkemeye düşürdünüz..."Demokrasinin en saygın kurumlarından biri olan Anayasa Mahkemesi'nin işlevini "düşmek" yani "irtifa kaybetmek" diye tanımlamak ne ayıp!..Bir yanlışlığa daha işaret edeyim...Bu beyler "hâkimiyetin kayıtsız şartsız millete ait olduğu" hükmünü sanki "kayıtsız şartsız TBMM'ye ait olduğu" gibi algılıyorlar.Oysa... Anayasa'nın "Egemenlik" başlığı altındaki 6. maddesinde 1. hüküm "Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir" der.Ancak... Hemen altında şu satırlar vardır:"Türk milleti, egemenliğini, Anayasa'nın koyduğu esaslara göre, yetkili organların eliyle kullanır."O organlardan biri TBMM'dir. Diğeri Yürütme'dir. Ve eşit konumda olan Yargı'dır.Anayasa Mahkemesi de hem bağımsız yargının bir kurumudur, hem de Anayasa'nın 6. maddesinde yer alan "Millete ait olan egemenliğin yetkili organlar tarafından Anayasa'nın koyduğu esaslara göre kullanılmasını denetlemekle" görevlidir.367 sayısıyla ilgili kararı da işte bu nedenledir.Yemin ettikleri Anayasa'yı, bazı milletvekillerinin bilmemeleri ayıp oluyor.Yok biliyorlar da gene böyle konuşuyorlarsa ve milleti aldatıyorlarsa daha da ayıp. MAHKEMEYE DÜŞMEK Çarşamba gecesi Fransız televizyonlarında cumhurbaşkanı adayı Sarkozy ve Segolene Royal, iki gazetecinin programında tartıştılar.Fransız seçmeni önünde "sınavdan geçirildiler" diyebiliriz.Özlediğimiz "düzeyli" bir tartışmaydı.Segolene Royal ataktaydı. Sarkozy ise seçilmeye daha yakın olduğu için hoşgörülü, sakin üslubu tercih etmişti.Sarkozy şimdiden "seçilmiş" ve "tüm ulusu kucaklaması gerektiğinin bilincinde" bir görüntü veriyordu.Herkes onun, "Türkiye'nin AB üyeliğine HAYIR" söylemi üzerinde durdu.Ancak... Bu söylemin şifrelerini de çözmek gerek.Bir önceki TV söyleşisinde dinlediğim şu sözleri belki ışık tutar:"Fransa'ya gelecek olan işçilerin eşlerinin başları örtülü olmamalı. Erkekler eşlerine kuvvet kullanmamalı ve saygılı olmalı. Fransa'nın sosyal dokusuna uyum göstermeliler. Hatta belirli bir sürede kesinlikle Fransızca öğrenmeliler. Başkan seçildiğimde göçlerle Fransız ulusu dokusunun bozulmasına izin vermeyeceğim."Diğer AB ülkelerinde de genellikle bu bakış açısı var.Türkiye'nin "yokuşa sürülmesinin" gerekçelerinden biri de bu yazılmamış kriter olabilir. gunericivaoglu@milliyet.com.tr FRANSA'DA TÜRBANA HAYIR