Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

NECATİ Cumalı’nın bir hikâyesi Dila Hanım... 1977 yılında sinema perdesindeydi...
2 yıldır da TV ekranlarında...
Hatice Şendil, Dila Hanım karakterini de başarıyla oynuyor. Tıpkı Türkan Şoray gibi bir çift siyah elmasa sahip.
Gözleriyle oynuyor.
Rıza’yı canlandıran Erkan Petekkaya oyunculuğun matematiğini çözmüş... Sanki o dönemi yaşamışçasına bize yansıtıyor.
“Dizi seneye de olacak mı?” diyorum
Erkan Petekkaya kara mizah yapıyor:
“Onu reyting tanrısı bilir.”
Petekkaya böylece bir sektör dramını dile getiriyor: “Ben yayından kalkan dizilere de çok üzülüyorum.
Her sene işte 30-40 tane dizi giriyor yayına . Ve sonra 3-4’ü kalıyor. O 2000 insanın umutları, planları uçuyor. Çok üzülüyorum ve o reyting tanrısıyla bir toplantı yapmak istiyorum ayrıca.”
Ölüme 5 kala
ERKAN Petekkaya 12 yıl Diyarbakır’da sahne almış.
Hem de en netameli yıllarda.
Diyarbakır’da tiyatroları bombalanmış.
Anlatıyor:
“Arkadaşlarım sahnedeydi. Allahtan tuvalette patladı bomba. Yani bombayı patlatan önce seyirci koltuğunun altına koymuş salonda patlayacakmış. Sonra vicdanı elvermemiş bakmış salon çok kalabalık, götürmüş tuvalete koymuş. Oyun 5 dakika sarktı. Bomba, tuvalet boşken patladı.”
........................
Erkan Petekkaya sesi kısık olmasına rağmen programda türkü de okuyor.

Petekkaya’nın “reyting tanrısıyla” toplantısı...


Türkiye güzeli Hatice Şendil

HATİCE Şendil 2001 Türkiye güzeli.
Karadağlar dizisindeki rolü için 8 kilo almış.
Erkan Petekkaya araya giriyor:
“Projeden sonra kilo vermeyi abartmış. 5 vermesi gerekirken 10 vermiş. Diziye ilk başladığımızda pantolonlar üstünden düşüyordu.”
Hatice ekliyor: “Erkek çocuğu gibiydim Güneri Bey.”
Dila Hanım ölümden döndü
DİLA Hanım çekimlerinde ölüm tehlikesi atlatmış.
Erkan anlatıyor:
“Attan düştü, ölüyordu.
Ben onu görünce kalp krizi geçiriyordum. O bilmiyor, hatırlamıyor. At şaha kalktı. Hatice attan düşerken yular boynuna dolandı. Allahtan seyis çok yakınındaydı. Seyis koştu. Hatice’yi tuttu. Ve bu sebeple Hatice yuları atabildi. Atamasaydı yular boynuna geçecekti.”
Hatice, dönem yapımlarından daha çok etkileniyormuş.
Recep Aktuğ’dan müzik
RECEP Aktuğ hem oyuncu, hem de müzisyen kimliğiyle Şeffaf Oda’da...
Recep Aktuğ’dan müzik keyfi de yaşandı.
Klasikleşen şarkılar ile kendi bestelerini öyle güzel harmanlıyor ki...
Hatice’yi hoş bir anı için dansa kaldırdım.

Haberin Devamı

Petekkaya’nın “reyting tanrısıyla” toplantısı...
GECELERİN PRENSİ

Haberin Devamı

METİN Fadıllıoğlu için “gecelerin prensi” söylemimde, Richard Perle’nin “Karanlıklar Prensi” diye anılmasından esinlenmiş olabilirim. Metin 45 yıl önce İstanbul gecelerine imza atmıştı.
Onun, artık aramızda olmayan sevgili arkadaşımız Ahmet Çapa’yla birlikte ardı ardına açtığı mekanlar, sosyolojik bir sürecin gece ışıklanan kilometre taşları gibidir.
Sait Halim Paşa Yalısı’ndan, Harbiye’deki mekana, oradan -Ersoy Çetin’in bugün hala gözde olan mekanı- Park Şamdan’a, Büyükdere ve Etiler Şamdan’a uzanan, ardından Etiler’deki 29 numaralı Villa nedeniyle 29 adını alan restorana, Vaniköy 29 ve Çubuklu 29’a nihayet efsane “Ulus 29”a ve Nişantaşı Brasserie’ye varan çok yıldızlı “samanyolu...”
Bunlara Uludağ ve Antalya duraklarını da eklemeliyim. Onun mekânlarından kimler geçmedi ki!.. Bizim mahalleden Abdi İpekçi ve Çetin Emeç bu saydıklarımın çoğunda stres atmışlardır.
........
Özellikle Park Şamdan bir okuldur.
Oradan yetişenler İstanbul paletini zenginleştiren renklerdir.
Haftanın başında Metin Fadıllıoğlu’nun meslekte 45’inci yıl daveti vardı.
O 45 yılı, çoğu Metin’in yerlerinde geçirmiş, birlikte anılar yaşamış dostlar bir aradaydı. Çocukları hatta torunlarıyla birlikte 3 nesil “29”cu İstanbullular.
Bir de 45 yılın kitabı hazırlanmış.
Sayfalarından anı nehri akıyor...
Metin’in başarısında tasarımcı eşi Zeynep Fadıllıoğlu’nun katkısını da altını çizerek yazın bir kenara.

Haberin Devamı

FADOLU MESAJLAR

CRR’nin (Cemal Reşit Rey) Salonu’nda Portekiz’in ünlü sanatçısı Cristina Branco... Acı yüklü her fadoyu söylemeden önce kısa konuşmalar yapıyor, mesajlar veriyor. Örneğin...
“Bu fado, Portekiz’de diktatörlük yıllarında yazıldı. Özgürlük özlemlerini yansıtıyor.
İfade özgürlüğü her toplum için önemli.”
Birkaç saniye susuyor ve gözlerimizin içine baka baka noktayı koyuyor:
“Sizin için de...” Alkış kopuyor.
...................
Şiirlerden söz ediyor...
“Bu şarkı Lizbon’un Robin Hood’u olan Miriam’ı anlatmakta.” Yoksullara dağıtarak ruhsal zenginleşmeyi... Ne güzel bir geceydi...