Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Piyasa aktörleri, cumhurbaşkanı seçimine ve genel seçimlere odaklandı. Bazı sektörlerde yaprak kımıldamıyor. "Para darlığı", piyasanın soluğunu kesmekte, bankalarda karşılıksız çek grafiği yükseliyor. Özellikle inşaat sektörü ve ona bağlı alanlarda "kazık fren" gözlenmekte. Cumhurbaşkanı seçiminin piyasayı gereceği ve çoğu işadamının borsada düşmeler olasılığından kaygı duyduğu biliniyor. Paralara düğüm atıldı, beklemeye geçildi. AKP, "seçim ekonomisi uygulamadığı" iddiasında, ama piyasa bir süredir zaten "seçim ekonomisi" uyguluyor. Gerçi, bir kriz ya da dramatik durum yok.Ama ekonominin hızı kesildi.Başbakan Erdoğan'ın uzun süre beklemeden "aday olacağını"-ki ben olmamasını sürpriz görürüm- ya da "olmayacağını" açıklaması, ekonomiyi asıldığı Filistin askısından kurtarabilir. Sisler dağılır. Tıpkı matematiğin çok bilinmeyenli denklemleri için uygulanan çözüm yöntemi gibi "bilinmeyenler tek tek azaltılmalıdır."Kaygılı ve kuşkulu bekleyiş aylarca sürerse, bunun ekonomiye olumsuz etkileri katlanacaktır.Oysa...Erdoğan, "Çankaya'ya çıkacağını ve yerine kimi öngördüğünü" (Abdullah Gül'den başkasının şansı olamaz. G.C.) açıklarsa, ekonomik aktörlerin tavırları netleşir.Gerçi borsa yükseldi, banka hisseleri kanat çırpıyor, ama oluşum iyi okunmalı. Yerel para çekilmekte ve borsa daha çok yabancı girişlerle puan artırıyor. Yerli ekonomi aktörleri kendilerini güvenceye alma eğiliminde.Erdoğan -zayıf bir olasılık- ama Çankaya'ya çıkmayacağını şimdiden açıklarsa, İMKB uçar, ekonomide kilitlenme aşılır. Buna karşılık...Erdoğan "cumhurbaşkanlığına aday olacağını" bile açıklasa bu dünyanın sonu değildir. Ondan sonra görevi devralacak Abdullah Gül yönetiminde hükümetin sendeleme yapmadığı, AKP iktidarının ilk yılında yaşandı. Ekonomi aktörleri biraz sendeler, ama kendini toparlar. Erdoğan açıklasa Cumhurbaşkanı adaylığını açıklamayı son haftaya bırakmak günümüzün demokrasileriyle örtüşmüyor. ABD'de başkan adayları, seçimlere daha iki yıla yakın süre varken açıklandı, adaylar kampanyalarını başlattılar bile.Fransa'da da cumhurbaşkanlığı seçimlerine -neredeyse- bir yıl kala adaylar belirlendi; Segolene Royal ve Sarkozy... Hiçbiri "son haftayı bekleyelim havasında değildi."Öte yandan... Siyasal belirsizlikle geçen her gün, uluslararası ilişkilerde de Türkiye'nin elindeki kartları zayıflatıyor. Bugünkü yönetimin gidici olabileceği ve geleceğin yönetimiyle örtüşmeyeceği yolunda yargıları var. Ankara'nın tavırlarında inandırıcılık grafiğinin düşüş süreci o kadar açık ki... Çankaya hesaplarının bedelini Türkiye ekonomisi ve dış politikası ödemekte. Şeffaflık gerek Fransa Başkonsolosu sıkı bir Atatürkçü ve Türk dostu. Önceki gece Fransız Sarayı'nda bir davet verdi. Emekli olduğunda yazmak istediği bir kitaptan söz etti. Kitabın adı "Atatürk - de Gaulle" olacak. Atatürk'ün çok cesurca aldığı kararlarla, de Gaulle'ün kökten değişimleri yansıtan karar ve uygulamaları arasında karşılaştırmalar yapan bir kitap olacak bu. Başkonsolos Jean-Christophe Peaucelle ve eşi Veronique Peaucelle, "iyi" denebilecek kadar Türkçe konuşuyorlar. Atatürk'ün "laik devlet" oluşturan kararını Türkiye için bir dönüm noktası olarak görüyorlar. Veronique Peucelle, yaşanan tüm zorluklara karşın bir de güzel dilek diledi: "On yıl daha sıkın dişinizi..." Sanıyorum 10 yıl sonraki Türkiye'nin "AB'ye tam üyeliğine" gönderme yapıyordu. BAŞKONSOLOSUN KİTABI UEFA'nın başına efsane futbolcu Platini seçildi. Şenes Erzik, yönetim kuruluna yeniden seçilerek rekor bir süreye imza attı. Türkiye adına önemli bir ağırlık oluşturdu. UEFA'daki rüzgârlarımız fena sayılmaz.Buna karşılık... "Türkiye Futbol Federasyonu üzerinde siyasal baskı" iddiaları ufukta kara bulutlar topluyor. FIFA dosyayı açtı. Başkan Ulusoy'u, Spordan Sorumlu Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'i ve UEFA'yı dinleyecek.Bu tür nedenlerle Yunanistan, İran ve Polonya'nın milli takımlarına ve futbol kulüplerine "uluslararası karşılaşmalar yasağı" unutulmasın. Gerçi bu kararlar durduruldu, belki de geri alınacak, ama Türkiye dosyası için bu bir güvence değil... Türkiye futboluna da bir yasaklama cezası gelirse bu ağır faturayı kim ödeyecek? Türkiye futbolunu uçurumun kenarına iten siyasi tavırlardan -çok geç olmadan- vazgeçilmeli.AKP'ye, Futbol Federasyonu'nu ele geçirmek ne kazandıracak? Belki sadece geçmişin rövanşı alınmış olur. Yani psikolojik bir durum.Ya Türkiye futbolunun kaybı?.. gunericivaoglu@milliyet.com.tr FUTBOLA SİYASET