Sayalım...Önce Atatürk'ün başbakanları...Atatürk'ün ölümünden sonra İsmet İnönü'nün cumhurbaşkanı olması için TBMM'de görüş birliği sağlanmıştı. Hatta bunu İnönü'ye Atatürk'ün son başbakanı Celal Bayar bildirmişti. İnönü, başbakanlıktan sonra cumhurbaşkanlığına seçilen ilk isim. ............................Celal Bayar'ın kurucusu ve lideri olduğu Demokrat Parti büyük çoğunlukla iktidar oldu. Eski başbakan Celal Bayar da DP'li milletvekillerinin oylarıyla Köşk'e çıktı............................İhtilal ve "post ihtilal" dönemlerinin zinde kuvvetler dayatmalarıyla asker kökenli Cemal Gürsel ve Cevdet Sunay paşalar cumhurbaşkanı oldular. Bir sonraki Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk ise başbakanlık yapmamıştı. Konumuzun dışında.............................Kenan Evren ise 12 Eylül İhtilali'nin lideriydi. Onun cumhurbaşkanlığı da yazının başındaki sorunun kapsamında değil...........................Özal, kendini partisinin çoğunluğuna dayanarak başbakanlıktan sonra cumhurbaşkanı seçtirdi. Çankaya'ya çıktı. Köşk'ü bırakmak ve aktif siyasete dönmek üzereyken buna ömrü vefa etmedi...........................9. Cumhurbaşkanı Demirel'in partisi Meclis'te çoğunluğa sahip değildi, ama koalisyon lideri Erdal İnönü'nün verdiği oy nedeniyle cumhurbaşkanı seçildi...........................10. Cumhurbaşkanı Sezer de başbakanlık yapmadı. Yazının başındaki soruya dönebiliriz. TBMM'de yeterli çoğunluğa sahip olup da Çankaya'ya "hayır" diyen, "Benim aktif siyasette yapacak çok şeyim var" diyen hangi başbakan var?Görüyoruz ki... "yok." Cumhuriyet tarihinde Meclis'te yeterince oyu olup da cumhurbaşkanı seçilmeyen bir tek başbakan var mı? 864 rakımlı tepe öylesine baş döndürücü, öylesine çekicidir ki karşı durulamaz, "hayır" denilemez. Türkiye siyaset hayatında başbakanların "Meclis'te yeterli çoğunluğa sahip oldukları zaman cumhurbaşkanı oldukları" geleneğine, Erdoğan parantez açabilir mi? Kendi psikolojisinin ve çok yakınlarının telkinlerinin üstüne çıkabilse de şöyle etkenler var.- AKP bir misyondur. Bir "zihniyeti iktidar" yapmıştır.Yıllarca hırpalanan, itelenen bu zihniyetin insanları devletin doruğunda da temsil edilmek istiyorlar. Baskıya karşı koymak zor.- AKP'nin arka bahçelerindeki fısıltılara göre, AKP'de "Erdoğan-Gül dengesi" bu Çankaya planı üzerine kurulmuş. Erdoğan Çankaya'ya çıkmazsa o duyarlı denge sürer mi?Kuşkulu...AKP milletvekillerinin imzalarıyla verilen demokrasi adına trajik "sadakat belgesi" Erdoğan'a doğum günü hediyesi olmaktan öte Çankaya planının eskizidir. Çankaya yoluna döşenmiş "sadakat taşları" olarak da algılanabilir. Ya son AKP grubunda Gül'ün başbakan ve parti genel başkanı gibi alkışlarla karşılanışı?.. MODEL ESKİZİ Bugün Dünya Kadınlar Günü. 1800'lü yıllarda bir fabrikada direnişe geçen kadın işçilerin diri diri yakıldıkları gün...BM 1977'de bu olayın yıldönümünü Dünya Kadınlar Günü olarak kabul etti.Günümüzde de kadınlar acılar çekiyor, eşitlik savaşı veriyorlar. Şiddet, töre, taciz, aşağılama, siyaset için istismar hâlâ sürüyor. Oysa, sevgilimiz, nişanlımız, eşimiz, kızımız, bacımız, arkadaşımız, dostumuz kadınlar, yaşamamızın kaynağıdır, dünya onlarla güzeldir. En sevdiğim filmlerden biri de Roger Vadim'in yaptığı ve başrolünü o zamanki eşi harikulade kadın Brigitte Bardot'ya oynattığı " Ve Tanrı Kadını Yarattı" filmidir. Tanrı iyi ki yarattı... gunericivaoglu@milliyet.com.tr VE TANRI KADINI YARATTI