ORTAMIN ve kafaların böylesine karışık olduğu bir süreci hatırlamıyorum.
Görüntüler karton dekor izlenimini veriyor.
Hangileri gerçek, hangileri değil...
New York Times’ın Türkiye’ye gönderdiği temsilcisi uzunca süre İstanbul’da ve Ankara’da kaldıktan sonra gözlemlerini yansıtan bir kitabında özetle şöyle yazmıştı:
Türk dostlarım ülkelerini “anlamam için çok rakı içmem gerektiğini” söylemişlerdi.
Tavsiyelerini yerine getirdim.
Galon galon rakı içtim.
Rakı, su görünüşünde şeffaf bir içkidir.
Bir tarafından baktığında diğer tarafı görünür.
“Tamam işte budur” diye düşünülür.
Türkiye’ye gelişin ilk ayları da böyledir.
Ama...
Rakı su katarak içilir.
Su katıldığında da tüm şeffaflığını yitirir, süt görünümüne dönüşür.
O nedenle olsa gerek Türkler rakıya “aslan sütü” derler.
Türkiye’de biraz uzun kalındığında görüntü işte böyledir. (Yazar, her şeye su koyuverdiğimizi anlatmak istiyor.)
O boz bulanık içkide bir şeyler görebilmek “rakı içinde balık olmayı” gerektirir.
Daha da fazla içmek, Türkler gibi düşünmeyi sağlar.
Türkler rakı sofrasında ülkeyi kurtarmaya meraklıdır.
Sofrada tartışırlar.
Türklerin çok çeşitli, çok lezzetli harika mezeleri vardır.
“Rakı-balık yapmak” yaygın tutkudur.
Ancak...
Balık gelmeden o harika mezelerden öylesine çok yerler ki, balığa yer kalmaz.
Mezeyle doyarlar.
Sonunda “geç oldu hadi kalkalım, başka bir gün balık yeriz” derler. (Reformlar gibi radikal değişim amaçlarıyla başlayıp, teferruatla zaman yitirip, asıl reformları bir başka bahara bırakmak geleneğini simgesel olarak böyle anlatıyor.)
...............
Rakı bir simge...
Alkol almayan muhafazakâr kesimler için dilerseniz “boza” ya da “meyve suyu” veya “kola” diyelim.
Ama... Zihniyet hep aynı.
SIZINTI
ŞİMDİLERDE Wikileaks’teki Türkiye için ABD “gizli” yazışmalarını okuyorum.
Şurda burda yayımlanan perakende yazışmalar değil, bir bütün halinde tamamını.
Aradaki yorumların sübjektifliği, kişiselliği bir yana kitap derli toplu bir çalışma.
“Rakının içinde balık olan bizlerin” şeffafken “tamam gördüm” deyip de “su koyuverilince” bulanıklaşan görüntülerde kayboluşumuza, dışarıdan nasıl bakılmakta?
Bizim için bulanık olan gerçekler ABD belgelerinde nasıl şeffaflaşmış?
Ankara’daki büyükelçilerinin, siyasi müsteşarlarının Washington’a gönderdiği “ABD gizli raporlarında” bizim iç siyaset labirentleri nasıl yansıtılmış?
ABD, AK Parti iktidarını neden ve nasıl desteklemiş?
AK Parti iktidarı için kuşkuları ve kaygıları neler? Ve bu kuşkular ve kaygılara karşın ABD’nin “destek” çizgisini sürdürme nedenleri...
AK Parti içindeki gruplar ve bunların güçleri, parti içi koalisyon, Gül ve Erdoğan analizleri...
ABD’nin, Meclis’ten geçmeyen 1 Mart tezkeresi, Bülent Arınç ve asker değerlendirmeleri...
ABD’ye yakın NATO’cu generallerle, Rusya, Çin, İran eksenlerinde yeni yakınlaşmalar düşünen askerler...
ABD diplomatlarına bilgi sızdırdığı iddia edilenler; politikacı, asker, diplomat hatta medyacılar.
...................
Elbette “8’inci harika” değil.
Her şeyi aydınlatan, gerçeklerin üzerindeki ebedi ışık da değil.
Ama...
İç içe geçirgen olmayan ve çekirdeği saran kapalı çemberler ardından işaretler taşıyor.
Daha analitik düşünmeye, tahliller yapmaya malzeme sunuyor.
Sızıntılar çatlağını bulmuş, yürüyor.
Özay Şendir
Netanyahu için sonun başlangıcı…
18 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Eğitim vezir de eder rezil de!..
18 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Toparlanmanın devamı gelir mi?
18 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Hande Subaşı: Modellikten geliyorum, ama modayı hiç takip etmiyorum
18 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Yunanistan’ı anlamama sendromu
18 Mayıs 2025