Sabancı Holding'in yeni projeler bölümünü de yöneten
Ali Sabancı, dün şöyle diyordu:
"Türkiye sermayesi, artık egosunu cebine koydu.Birleşmenin gereğinin bilincinde."
Ali Sabancı, bu sözleri, amcası
Sakıp Sabancı'nın dün
Almanya'da,
Koç'a ve
Türkiye'nin diğer önde gelen holdinglerine
"işbirliği çağrısı" bağlamında yaptı.
Yarım yüzyıldan fazla bir süredir
Koçlar ve
Sabancılar ezeli rekabet içindeyken, bakınız
Sabancı'nın çağrısına:
"Sabancı, Koç ve Doğuş Grubu otellerini koysun, turizm holdingi kuralım. Özelleşecek THY'yi biz alalım.
Akbank, Garanti Bankası, Yapı Kredi, İş Bankası birleşsin, tek banka olsun.
CarrefourSA'yı koyalım. Koç, Migros'u, Doğuş da Tansaş'ı koyar, büyürüz.
Alışveriş marketlerini birleştiririz..."
Aslında...
Koçlarla, Sabancılar arasında işbirliğinin ilk harcını
Rahmi Koç, 17 Temmuz 1995'de
Sakıp Sabancı'ya yazdığı
"Aziz kardeşim Sakıp Bey" diye başlayan mektupla koymuştu.
Rahmi Koç, iki grubun sinerji yaratabileceği alanları araştırmak üzere ortak çalışma öneriyordu.
O zamanlar ortak arayışlarda bir sonuca ulaşılamamıştı.
Ali Sabancı'ya göre bunun nedeni,
"uygulanabilir, somut bir proje yokluğuymuş."
İlk adım turizm
Oysa şimdi durum farklı.
Sakıp Sabancı bu öneriyi yapmadan önce toplantılarda birkaç kez dile getirmiş.
Şu görüş ağırlık kazanmış:
"İlk adımın turizmle atılması üzerinde durulmalı.Çünkü...
Bütün grupların turistik yatırımları var ama hepsinde turizm bir çeşit üvey çocuk.
Eğer Türkiye'deki belli başlı turizm yatırımları olan şirketler bir araya gelirlerse büyük bir yatak kapasitesi oluşacak.
O yatakları doldurmak üzere Avrupa'nın en büyük acentalarından biriyle ortak olunur.
Bu turizm devi, özelleştirilme sırasında THY'yi alabilir.
Eğer bu ilk adım başarı sağlarsa...
Önümüzdeki yıllarda yabancı ortaklarımız nedeniyle, zor da olsa marketler zincirinde ve hatta bankacılık sektöründe evlilikler yapılabilir."
Koç Holding'in yeni projelerini de yöneten
Ali Koç, çağrıya olumlu bakıyor:
"Ben, Ali Sabancı, Ferit Şahenk aynı eğitimlerden geçtik. Kimyalarımız aynı. Arkadaşız.Üçüncü kuşak olarak bu birleşmeleri gerçekleştirebiliriz."
Dünyalı olmak
Sakıp Sabancı'nın bu çağrıyı yaptığı gün
(dün), Almanya'da
Dresdner ve
Deutsche Bank temmuz ayında birleşmeyi tamamlayacaklarını açıkladılar.
Böylece bankacılıkta dünyanın en büyüğü doğuyor. Ama gelecek yıl birinciliği,
Japonya'nın
Dai Ichi Kangyo, Fuji ve
Japonya Sanayi Birliği Bankaları'nın evliliği alacak.
Düşünün...
Sadece
Deutsche Bank'ın sermayesi,
Türkiye'deki bütün bankaların sermaye toplamından fazla.
Örneklerin çoğalacağının işaretleri var.
Daha kısa süre önce,
AOL İletişim, Time Warner ile evlenmiş, küresel ekonomide şok yaratmıştı.
Kasalarında
egolarını da saklayan bankalarımız, holdinglerimiz böyle dünya birleşik devleriyle rekabette çok zorlanırlar.
Türkiye'nin şirketleri, içeride kendi aralarında, dışarıda yabancı sermayeyle bütünleşmek zorundalar.
Ayakta kalmanın başka seçeneği yok.
Eskiden kraliyet aileleri kız alıp kız verir, evlilik bağlarıyla imparatorluklar oluşurdu.
Çağımızda şirket evlilikleriyle çok uluslu sermaye imparatorlukları kuruluyor.
Marx "işçiler birleşiniz, zincirlerinizden başka kaybedecek bir şeyiniz yok" diyordu.
İşçiler değil ama
sermayeler birleşiyor.
Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr