Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Güneri Civaoğlu

REFAHYOL'un çökertilmesi ve yeni bir hükümetin kurulması için kilitlere şöyle anahtarlar uygulandı:
- İSTİFA MEKTUPLARI:
Yalım Erez, Yılmaz'
a ve diğer liderlere giderken, cebinde 28 DYP milletvekilinin istifa imzası vardı.
Yani...

Elinin kuvvetli olduğunu, boş olmadığını kanıtladıktan sonra, liderler düzeyinde diyalog kurmuştur.
Gereğinde DYP'den istifa etmeye hazır 28 imza, Erez'in başını çektiği hareketin kuvvet kanıtını ortaya koyduğu içindir ki, gerçekçi değerlendirmeler yapılabilmiştir.
Hükümet formülü üzerinde konuşulup, bir yere varılmıştır.
Aksi halde...
Sağdan da, soldan da saysanız iki kişi görünen Erez ve Aktuna'yla, adeta, parti lideri protokolü uygulanarak konuşulmazdı.
Pazartesi'den sonra bu 28 imzanın daha da artması bekleniyor.

İkinci anahtar ise, DYP'deki kilitlenmeyi açmak amacıyla imal edilmiştir.
- DYP'Lİ BAŞBAKAN...
Buna isterseniz İSTİFACILARDAN BİR BAŞBAKAN da diyebilirsiniz.
Böylece, hareket daha gerçekçi bir zemine oturuyor.
Yalım Erez, önümüzdeki hafta Çiller'e, cebindeki imzaların kendisine verdiği güçle gidecek.
Çiller dışında bir DYP'linin Başbakanlığı için yeni hükümet önerisi götürecek.
Çiller'in bunu kabul etmemesi, galip ihtimaldir.
Bu hükümete angajedir.
Hele...
Kendisi dışında bir Başbakanlık ya da hükümete evet diyebilmesi - bence her şeye evet diyebilir - bu hesabı yapanlarca mümkün görünmüyor.
O zaman, Erez ve arkadaşlarının elleri rahatlamış olacak.
Başbakan'ın onlardan biri olması, şimdiden Yılmaz ve diğer liderler tarafından kabul edilmiş bulunmakta.
En kötü olasılık...
DYP'den ihraç edilmek üzere yetkili kurullara verilirler.
Onlar da, bunu beklemeden istifalarını işleme koyarlar.
Her iki halde de, bu 28 imzayla başlayacak hareketin, 80 kişilik bir gruba dönüşmesi bekleniyor.
Böylece Meclis aritmetiği kilidi açılıyor.

Bugüne kadar lidere karşı hareketler, genellikle başarıya ulaşmakta zorlanmıştır.
O nedenle bu hareketin, açık hedefi Tansu Çiller olarak gösterilmiyor.
Yani... Üçüncü anahtarın adı HEDEF REFAHYOL...
Erez
ve arkadaşlarının hareketi, artık ayakta kalma hakkı ve takati kalmayan Refahyol'u devirmeyi amaçlıyor.
Hareket, kendini böyle tanımlıyor.
Zaten, şu günlerde Refahyol'un yürüyebileceğini - içtenlikle - kim söyleyebilir?
Öyle bir hükümet ki... 35 gündür toplanamıyor.
DYP'li bakanlar, Başbakan'ı, açıktan açığa "o Başbakan değil, RP Genel Başkanı" diye dışlıyorlar.
8 yıllık kesintisiz eğitimi, Başbakan Erbakan "imzalamayacağını" açıkça söylüyor.
Hem de bunun, ortak hükümeti bitirmek anlamına geleceğini bile bile.
Kısacası...
Bu iş hukuken değilse de, koalisyon ortaklarının beyinlerinde bile noktalanmış. Uzatmalar oynanıyor.

Erbakan ve kurmayları, 28 Şubat MGK toplantısından sonra bir değerlendirme yapmışlardı.
"8 yıl kesintisiz eğitime evet denirse bu hükümet yürüyecek miydi?
Yoksa...
MGK kararlarını tümüyle uygulasalar... Ağızlarıyla kuş tutsalar, iç ve dış bazı güçler tarafından gözden çıkarılmışlar mıydı?
Eğer ikinci olasılık doğruysa, 8 yıllık kesintisiz eğitime karşı tavır konurdu... Hiç değilse, oy yitirilmezdi."
Bu durum muhakemesi sürerken, haftalarca 8 yıl kesintisiz eğitim konusunda RP, kesin tavır koymadı.
Sözüm ona farklı, ama aslında eşgüdümlü söylemlerde bulunuldu.
Örneğin, Erbakan, "MGK kararlarının aynen uygulanacağını" söylerken... Partinin ılımlı boyutu Abdullah Gül, ara formülleri öneriyordu... Asiltürk gibi şahinler ise, kesin karşı tavır koyuyorlardı.
Son günlerde öyle anlaşılıyor ki, RP, 8 yıllık kesintisiz eğitime "evet" dese bile, bu hükümet gene devam edemeyecek...
Bu saptamadan sonra, çömlek patlatıldı.

Bir hükümet düşününüz ki... Kendine alternatif olarak Türkiye'nin kan gölüne dönüşme olasılığını gösteriyor.
Açıkça... "Ya biz hükümette kalırız... Ya da hükümette yer almazsak, Türkiye'yi kan gölü yaparız" diyor.
RP'liler, din adına terör estireceklerini, sürek avına çıkarcasına kıyım yapacaklarını fütursuzca söyleyebiliyorlar.
Hani nerede Hukuk Devleti?
Hani nerede demokrasi havariliği?
Hani nerede demokratlık adına RP'ye kol kanat geren kalem erbabı?
Elbette top namlusu değil... Ama, mürtecinin kör testeresi mi?
Türkiye'ye kıyım tehdidinde bulunan bu yaratıkların, dokunulmazlık zırhları mutlaka kaldırılmalıdır.
Şu manzara dahi, artık bu siyasi heyetin hükümet edemeyeceğinin kanıtıdır.
Akılcı arayışlarla cinnet manzaraları karşı karşıya.