Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Ecevit paniği, siyasete ve ekonomiye damga vurdu.
Ağır grip, büyük su kaybına neden olan bağırsak bozukluğu, halsizlik nedeniyle, doktorlar liderler toplantısının ertelenmesini önerdiler.
Bakınız Ecevit'in hastalığı nasıl panik yarattı.
Borsa dibe vurdu.
İş hayatında kararlar ertelendi.
Hatta...
Hayrettir ama Ecevit'in bir gün önce yayınladığı cumhurbaşkanı adayı ölçütleri ve cumhurbaşkanı seçimi için üç aşamalı yol haritası açıklamasına, ANAP'dan ve MHP'den beklenen "açık" tepkiler bile gelmedi.
Oysa daha bir gün önce, özellikle ANAP'lılar, "bu bir dayatma, muhtıra" gibi yorumlar yapıyorlardı.
Oysa dün böylesine söylemlerden kaçınıldı.
Biliniyor ki...
Ecevit'in sağlığını psikolojik etkilerle daha da zora sokmamaya özen göstermek gerek.
Hükümet bunalımına kadar uzanabilecek olumsuz gelişmeler tetiklenmeli.

Japonya örneği

Birkaç günlük dinlenme ile Ecevit elbette rahatsızlığı aşacak.
Ancak...
Şu kısa süreli sağlık parantezi dahi düşündürücü olmalıdır.
Artık "gidici" olduğu bilinen cumhurbaşkanının yerine hala aday bulunamamışken...
Bir de Ecevit'in ciddi bir sağlık sorunu gündeme gelse... Tam bir iktidar boşluğu...
DSP'nin başına kimin geçeceği, başbakanlığa kimin getirileceği konusunda "ikinci adam" imajı var mı?
Oysa...
Demokrasilerde genellikle ikinci adam bellidir.
Örneğin...
Geçen hafta Japonya Başbakanı Keizo Obuçi, aşırı çalışma yüzünden beyin damarlarında anevrizma teşhisiyle hastaneye kaldırıldı.
Yerine 48 saat içinde partinin genel sekreteri yani ikinci adam olduğu bilinen Yoshiro Mori, başbakan olarak atandı.
Hükümet hiç sarsılmadan çalışmasını sürdürdü.
Buna karşılık...
Allah korusun Ecevit'in bir sağlık sorunu çıksa, yerine kimin başbakan olacağı hükümet sorunu haline gelir.
Sonrası bunalım...
Bırakın başbakanlığı, hangi partide liderden sonra ikinci adam bellidir ki?

Sisler arasında

Başkentin sisleri arasında gözlerin güçlükle seçebildiği ilk belirtileri yansıtalım.
Ecevit'in açıkladığı yol haritasındaki üçüncü aşama yani Parlamento dışından bir ismin cumhurbaşkanı seçilmesi olasılığı - şu aşamada - neredeyse yok.
Milletvekilleri kendilerini dışlayan böyle bir formüle büyük tepki gösteriyorlar.
Demirel için yapılan zorlama nasıl tutmadıysa, Parlamento dışından bir adayın seçilmesi de tutacak gibi görünmüyor.
Meclis içinden bir adaya gelince...
DSP'li cumhurbaşkanına "hem başbakan hem cumhurbaşkanı aynı partiden olmaz" tepkileri var.
MHP'li bir cumhurbaşkanına DYP ve ANAP soğuk.
Çünkü ikisi de biliyorlar ki, MHP, merkez sağdaki oyları toplamakta.
Cumhurbaşkanı da MHP'den çıkarsa, merkeze iyice yerleşir.
DYP ve ANAP büsbütün küçülür.
Aday ANAP'lı olabilir mi?
Tepkiler, "dördüncü parti, Türkiye'nin bir numarasına nasıl el koyabilir?" yolunda.
Durum çok karışık...
Fakat bu kafa karışıklığının nedeni, hadiseyi parti penceresinden görmek.
Bahçeli'nin de dün belirttiği gibi, çözüm "partileri ve kişisel hesapları aşan ve Türkiye penceresinden bakan" bir yaklaşımdadır.
Ecevit'in rahatsızlığı, belki herkese biraz daha düşünme fırsatı tanımak gibi fayda sağlamış olabilir.



Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr