Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

       Adını ve sıfatını açıklamamın şu aşamada yararı olmayan önemli bir yabancı konuk, bizim Dışişleri'nin zirvesine, kuşkuyla ve hayretle soruyor:
"İnanamıyorum...
Suriye, nasıl Abdullah Öcalan'ı kendi kontrol alanından çıkardı?
Öcalan, Suriye yönetimi hakkında o kadar özel ve gizli bilgilere sahip ki...
Şam yönetimi, konuşmasını göze alamazdı.
Bunda bir iş var."
Gerçekten, Suriye'nin, son 15 yıl boyunca Türkiye'ye dönük kapalı kapılar ardında kalmış bütün tertipleri... Uyuşturucu ticaretinden, başka ülkeler ve uluslararası bankalar trafiğine kadar pek çok Şam sırrını... Hafız Esad ve ailesinin özel durumlarını bilen Abdullah Öcalan'ın "tamamiyle kontrol dışı" bırakılarak sınırdışına çıkarıldığını sanmak, saflık olur.
Genel değerlendirme şöyledir:
"Suriye, çok sıkıştı.
Moskova'daki
- eski dostlarla - temas kuruldu.
Geçici bir süre, Öcalan'ı orada denetim altında tutun.
Her hareketi kontrol altında olsun.
Sonra, gelişen koşullara göre bir formül buluruz."
Abdullah Öcalan'
ın yanına onu denetleyecek bir Muhaberat timi verildiği ve Apo'nun Şam tarafından uzaktan kumanda altında tutulduğu kuşkuları var.

Buna karşın, Suriye yönetimi, Abdullah Öcalan'ın orada daha önceki varlığı konusunu konuşmaya kesinlikle yanaşmıyor.
"Adana Protokolü çerçevesinde, Abdullah Öcalan'ın bir daha hiçbir şekilde Suriye'ye girmesi ve PKK'nın Suriye'den destek alması, mümkün olmayacaktır.
Bunu göreceksiniz" güvencesini veriyor.
Şam'ın sunduğu şeker böyle...
Ama...
Abdullah Öcalan'ın Suriye'den Rusya'ya nasıl, neden, hangi korumalarla ve hangi denetimle gönderildiği soruları ise henüz cevapsız.



Yoksa...
Rusya, siyah gözler anlamına gelen "O Çiçorniya" şarkısındaki gibi Apo'yu helhalde kara gözleri için topraklarında bulunduruyor olabilir mi?
Üstelik...
Terörizme karşı çok ciddi ulusal ve resmi angajmanları var.
Örneğin...
Rusya Dışişleri Bakanı İgor S. İvanov tarafından, BM'nin 53. Genel Kurulu'nda yapılan konuşma:
"Ayrılıkçı terörizm, uluslararası istikrarı ve ilişkileri derinden sarsan en büyük şeytandır.
Çok uluslu mücadeleyi gerektirir.
İç çatışmaları ateşleyen ayrılıkçı terörizm, komşu ülkeleri de kaçınılmaz olarak içine çekmekte ve bölgesel krizler yaratmaktadır.
150 ülkedeki 2500'ü aşkın azınlıklar, azınlık oldukları dikkate alınırsa, bunların her birinin kendi devletlerini kurma isteklerinin nasıl bir felaket yaratacağını tahmin etmek hiç de güç değil."
Peki, bu söylemlerin ışığında, Türkiye, Rusya'ya soruyor:
"PKK, uluslararası faaliyet gösteren ayrılıkçı bir terörist örgüt değil mi?
Böyle örgütlerle mücadele sözünüzün arkasında mısınız?
İç çatışmalar çıkaran ayrılıkçı terörizmin, komşu ülkeleri sorunun içine çekerek bölgesel krizler yaratmasının tehlikesine işaret ediyorsunuz.
PKK'nın başı Öcalan'a, Meclisiniz Duma'nın sığınma hakkı tanıma kararını, bir komşu ülke olarak Rusya, nasıl izah edebilir?
Sorunun içine girerek, bölgesel bir krize neden yaratılmıyor mu?"
Öte yandan...
Duma, 3 Temmuz 1998'de, Rusya Federasyonu'nun uluslararası antlaşmalar, uluslararası hukuk ve uluslararası kabul edilmiş yasal normlar içinde, terörizme karşı mücadele yasası kabul etmiştir.
Yıllarca, İnterpol tarafından terörist olduğu gerekçesiyle, Kırmızı Bülten çıkarılarak aranılan Abdullah Öcalan'a sığınma hakkı kararını alan da aynı Duma çelişkide değil mi?


İşte bu ortamda, iyi ve kuşkulu işaretler bir arada.
Önce iyiler...
Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Lebedev, dün "Abdullah Öcalan, benim kabusum oldu.
Tekrar ediyorum, Abdullah Öcalan hiçbir şekilde ve hiçbir isim altında Rusya topraklarında yaşamayacaktır" diyordu.
Ayrıca...
Rusya'nın, sırf bu nedenle olmayan daha önceki bir program gereği Dışişleri Bakanı Birinci Yardımcı Aydeev, Türkiye'ye geldi.
Bugün yapılacak görüşmeler için beklentimiz, Başbakan Primakov'un "Abdullah Öcalan topraklarımızda barınamaz" güvencesini tekrarlayacağıdır.
Buna karşın...
Moskova'da, Rusya Dışişleri Bakanlığı'nın haftalık basın toplantısı, hiç de net değildi.
Bizim gazetecilerin sorularına, suyuna tirit cevaplar verildi:
"- Duma'nın kararı incelenecektir.
- Türkiye Başbakanı Mesut Yılmaz'ın isteği üzerine, Başbakanımız Primakov, Abdullah Öcalan'ın topraklarımızda olup olmadığını araştırma talimatı vermiştir.
Elde henüz bir bilgi yoktur."
Doğrusu, güvence söylemlerine, mektuplarına, anti terör yasalarına dünkü basın toplantısındaki kaypak cevaplar hiç yakışmıyor.
Türkiye - Rusya ilişkilerinin umut verici ufku, kanlı izlerle kirlenmemeli.




Yazara E-Posta: G.Civaoglu@milliyet.com.tr