Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Kendimizi seçimlere kaptırdık.
Ama...
Bu arada yitirdiklerimizi de görelim.
Örneğin...
Bu yılın ocak ve şubat vergi gelirleri kaygı verecek kadar düşük. Sadece yüzde 37. Yani enflasyonun çok altında.
Oysa...
1998'in ilk iki ayındaki vergi gelirleri artışı yüzde 130'du.
Böyle giderse, seçimlerden sonra enflasyonda büyük sıçramalar bekleyiniz.
Kamuoyu açığı büyük.
Şimdiden ilk iki ayın rakamı 1, 7 katrilyon.
Ekonominin ateşi yükseliyor.

Sessiz odalar

Turizmden görüntüler de "sessiz odalar..."
Turist girişleri neredeyse bıçakla kesilmiş gibi.
İstanbul'un büyük otelleri sadece 20 - 25 oranında dolu.
Kapalı Çarşı, Halıcılar, hediyelik eşya satış yerleri bomboş.
Akdeniz ve Ege'de kıyılarda turist mumla aranmakta.
Onbinlerce rezervasyon iptali günlük manzara.
Charter uçuşları 5'te 1'e düştü.
Nisan kayıp ay.
Bütün çabalar, 15 Mayıs'tan sonrasını kurtarmak için.
Fakat kimsenin umutlu olduğu söylenemez.

Tersine tepti

Bu arada, alelacele yaptırılan bir tanıtım kampanyası da eleştiriliyor.
Odalar Birliği'nin katkısıyla düzenlenen bu kampanyada, yabancı medyada "güvenliğiniz için ihtiyacınız olan şeyler" başlığı altında, güneş gözlüğü, güneş şemsiyesi gibi objelerin yer alması genellikle sakıncalı görüldü.
Gerçi güvenlik kuşkusuna dönük bir ironi var.
İnceden inceye dalga geçiş...
Düzeyli bir yaklaşım.
Ama...
"Güvenlik" kelimesinin kullanılması doğru mu?
Zaten kaygı veren de bu kelimenin yaptığı çağrışım değil mi?
Güvenlik kelimesinin kullanılması, "atın aklına arpanın getirilmesi" gibi bir yanlışlık olabilir.
Turizm gibi konular çok daha yalın ve doğrudan mesajları gerektiriyor.
Turist öyle görüntülerle karşılaşmalı ki, bilinçaltında güneş, deniz, güzellikler için arzu uyansın.
Mayo reklamı kızlarının doğa güzellikleri içinde gözlere sunulduğunu anımsayın.
Kafa karıştıran çapraz mesajlar, banka, bilgisayar gibi sofistike hizmet ve teknoloji ürünlerinde geçerlidir.

Tehlikeler

TÜRSAB (Türkiye Seyahat Acentaları Birliği) sektörden 20 milyon dolarlık bir fon oluşturdu.
Devletin de bu miktarda bir katkıda bulunması halinde, büyük bir tanıtım kampanyası yapılacak.
Böyle çalışmalarda Dışişleri'nin ayrı, Turizm Bakanlığı'nın ayrı, Odalar Birliği ya da TÜRSAB gibi kurumların ayrı çalışmaları çok yanlış.
Yıllardır başarılı tanıtım organizasyonlarına imza atan TÜTAV (Türk Tanıtma Vakfı)nın da katılacağı bir koordinasyon komisyonu kurulmalı.
Çünkü...
Sadece tanıtım değil, başka sorunlar da var.
Ancak turistlerin döviz girdileriyle ayakta durabilen turistik tesisler, neredeyse ayakta duramaz halde.
Kredi taksitleri, faizleri, personel giderleri nedeniyle sallanıyorlar.
İşletme sermayeleri olmadığı için kapılarını kapatmak ve personelini zorunlu izne çıkarmak durumundalar.
Bir yandan Apo'nun yakalanmasıyla birlikte estirilen kuşku rüzgarları ve turist talebindeki hızlı düşüş... Öte yandan yabancı turiste eli mahkum turizmci nedeniyle, Avrupa tur operatörlerinin burunlarından kıl aldırmamaları...
Türkiye'ye turisti bu yıl ölü fiyatına getirmek, voli vurmak çabasındalar.
Böylece çok düşürülmüş fiyatlardan sonra mevsimin ikinci yarısında belki hareketlenme olabilir.
Neyse... Şu seçim panayırı görüntülerine bakılırsa...
Çoğalan katsayısıyla birlikte Türkiye bütçesine gelecek 16 milyon dolar turist dövizi... Turizm sektöründeki dev yatırımlar... 4 milyon insanımızın bu sektörden geçinmesi... Bunlar önemli değil.
Yeter ki seçim neşeli olsun!




Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr