Acaba yan mı çiziyor?" kuşkuları verdi. Kötü haberlerin iyi tarafları olabilir. Örneğin...Schröderin bu konuşması, 2004 sonunda "AB ile görüşmelerin başlama tarihinin alınacağını çantada keklik" gibi görmenin yanıltıcı olduğunu göstermiştir.Erken sevinç, şimdiden "Bu iş oldu sayılır" havasına girenler için uyarıcı soğuk duştur.Dileriz ki ayakların yere basmasına yarar.Daha yapılacak şeyler var. Türkiyenin ABye tam üyelik süreci için en büyük destekçi Schröder, dün, "müzakerelerin, çok uzun sürebileceğini ve şartlı olabileceğini" söyledi. Uyarının algılandığını umarak "Schröder ne demek istedi?" sorusuna geçebiliriz.Söylemin birinci mesajı, "Görüşmelerin çok uzun sürebileceğidir."Bunda bir yenilik yok.Herkes, ABye tam üyelik için daha yeni başvuruda bulunan Hırvatistana "hiç bekletmeden görüşmelerin başlaması ve 2009da tam üyelik" sözünün Türkiyeye uygulanmayacağını biliyor.Oysa...Demokrasi ve İnsan Haklarında Kopenhag Kriterleri bir yana, Hırvatistan, La Haye Adalet Divanı kararlarını bile uygulamıyor.Türkiyeye ise "en az 10 yıl müzakere süreci öngörüldüğü," bilinen gerçek.Yani tam üyelik koşusunda, Hırvatistana tavşan, Türkiyeye kaplumbağa kulvarı verildiğini kim görmüyor ki?Asıl bilinmeyen ve "Schröder ağız mı değiştiriyor?" kuşkularını veren şey, söylemdeki, "şartlı olabilir" sözcükleri... Tavşan ve kaplumbağa Peki "nasıl şartlar?"Önce şunu belirtmekte de yarar var...ABye tam üyelik görüşmelerinde her ülke için bazen açıkça metinlere yansımasa da şartlar öngörülmüştür ama izlenecek yolu gösteren "güzergah haritasındaki ilerleme noktalarıdır" bunlar.Yani "engel yaratmak" değil, "engelleri yok etmek" amaçlıdır.Türkiyeye de öyle mi olacak?Yoksa "Türkiyeyi yokuşa sürecek" şartlar mı?Bunları henüz bilmiyoruz.O halde Türkiyenin yapması gereken şey, ekim İlerleme Raporunda yer alabilecek maddelerin çoğunu "düşürmektir."Engel koymak isteyenlerin alanlarını daraltmaktır.Yoksa... Şartlı nişanın, evliliğe varması zordur. Kelamın yorumu Bu durumda TBMMnin tatil kararı yanlış görünüyor.TCK ve ona paralel yasaları tamamlamış bir Türkiye, AB İlerleme Raporu için olumsuz alanları daraltırdı.Terk edilmiş ve zorunlu göç uygulamaları yapılmış köylere geri dönüşün BM işbirliğinde yeniden iskana açılacağı düzenlemesi de yapılmalıydı.İç güvenlik kurumlarında işkence ve insan hakları ihlallerinin, barolar, tabip odaları ve diğer NGOlarla denetimi de önemli... Yasaların ötesinde "uygulamalar görülmeli" ilkesinin gereğidir bu."Kiliseler, azınlık vakıfları, dernekler, azınlıkların din adamı yüksek okulları için yeni yasal düzenleme" de TBMM tatili öncesi düzenlenmeliydi. Milli Savunma Bakanı ve komutanlar hiyerarşisi için bir tutarlı statü oluşmuş değil. AB zihniyeti "Ben müzakere yapacağım ülkede sivil otoritenin egemenliğine ikna olmalıyım" işaretleri vermekte. Böylesine duyarlı bir konu en azından Türkiye gerçeklerine anlayış çizgisine getirilmeliydi..........Bunlar ve diğer hukuki, yapısal düzenlemeler henüz "topallıyor."Eğer, İlerleme Raporunda çentikler azaltılırsa, Schröderin sözünü ettiği "koşullar," Türkiye gibi 70 milyon nüfuslu, ekonomik düzeyi AB ortalamasının çok altında, halkının çoğunluğu Müslüman bir ülkenin tam üyeliğine henüz hazır olmayan AB halklarını yatıştırmayı amaçlayan "psikolojik" nitelikte kalır.İleride üstesinden gelinebilecek bazı siyasal ve "AB ortalamasının yüzde 60ına erişmek" gibi ekonomik "dar alanlarda" kalır........Unutmayalım... Ermeni lobisinin hazırlıkları var... Papadopulosun paketi de henüz açılmadı. g.civaoglu@milliyet.com.tr TBMMnin kapanması