HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş dün partisinin grup toplantısında kürsüye “En kısa konuşmamı yapacağım” diyerek çıktı.
Adresi Cumhur-başkanı Recep Tayyip Erdoğan olan söylemi şöyle:
“HDP bu topraklarda var oldukça, başkan olamayacaksın...”
Demirtaş “Tek cümle söyleyeceğim” dedi ama tavrına bir de açıklama getirdi.
“AK Parti’yle hiçbir anlaşmamız, işbirliğimiz yok ve olmayacak” mesajını da verdi.
....................
İLETİŞİMDE “altın kural” tek hedefe atış yapmaktır.
Ne kadar kısa, net ve anlaşılır olursa o kadar etki yapar.
Demirtaş lafı uzatmadı, dağıtmadı, “altın kural”ı uyguladı ve “Seçime kadar başka grup toplantımız olmayacak” diyerek kürsüden indi.
...................
NEDEN bu “tek hedef, tek vuruş?” Sırf Erdoğan’ın başkanlık ihtimaline ve AK Parti iktidarına karşı olduğu için diğer partilerin ve özellikle CHP’li -bazı- “beyaz Türklerin” HDP’ye oy vermekteki tereddütlerini gidermek amacı hissediliyor.
“HDP grup kursun ve böylece AK Parti 30 dolaylarında daha az milletvekili çıkarsın, hatta AK Parti’nin tek başına iktidarı bile engellensin” diye “sadece bu 7 Haziran seçimlerine mahsus olmak üzere” HDP’ye oy vermek eğiliminde olanların gene de bir “kuşkuları” var.
AK Parti’nin HDP’yle fazla içli dışlı görüntüleri... HDP üzerinden İmralı’yla ve Kandil’le görüşmeler “Acaba bilmediğimiz bir gizli anlaşma mı var aralarında” kuşkusunu veriyor.
Daha önce sandıklar kurulduğunda CHP’den HDP’ye yüzde 3.5 - 4 oy kaydığı dikkate alınırsa bu tür kuşkuların önemi açıktır.
HDP’nin barajı aşmakta o oylara diğer bütün seçimlerden daha fazla ihtiyacı var.
Demirtaş’ın tek cümlelik söylemi Saray’a tehdit değil CHP’den beklediği yüzde 3.5 - 4 oranındaki “emanet oyları” kaybetmemek siyaset manevrasıdır.
İster “doping” ister “CHP hormonlu oylar” deyin hesabın bu olduğu ihtimali ağır basmakta.
......................
BAŞBAKAN Davutoğlu da bu manevrayı proteinleyerek şu açıklamayla besledi:
“Demirtaş’ın açıklamaları demokrasiye saygısızlığın örneğidir.
Cumhurbaşkanımızın başkanlığına milletimiz karar verecek.
.......... Bugüne kadar hiçbir partiyle seçim pazarlığı yapmadık. AK Parti’yi kirli pazarlıkla anmak Demirtaş’ın haddi değildir.”
O da bir yandan “Kürt kartı politikalarına” tepkili oylara kur yapıyor, diğer yandan da CHP’nin yüzde 3.5 - 4 oy kaybı için Demirtaş’ı ve HDP’yi taşlıyor.
......................
CUMHURBAŞKANI Erdoğan’ın “Ne Kürt sorunu ya” diyerek yaptığı çıkış da bu büyük resme bakarak yorumlanabilir.
Tabanındaki oyları sağlam tutmak, daha önce kurulan sandıklardan AK Parti’ye kayan yüzde 2 - 3 milliyetçi oyları bir kez daha çekmek ve bu arada CHP’den HDP’ye oy sızmaları için testideki çatlakları büyütmek.
Seçim öncesi bu açıklamalarla HDP ve AK Parti atakta.
Topu CHP ve MHP sahasında çeviriyorlar.
Gol arıyorlar.
MHP ve özellikle CHP ani ve uzun paslarla kontrataklar yaparlarsa bu oyunu bozabilirler.
.......................
SON SÖZ...Siyasi aktörlerin hepsinin ellerinin kendi ceplerinde olması demokrasinin sağlık kuralıdır.