SURİYE’de “satranç oyununun” son hamleleri oynanıyor.
İlahlar “Beşar Esad’ı kurban etmekte” kararlı.
Londra’da kendi halinde bir doktor, güzel bir genç kadınla evlenmiş. Çocukları olmuş.
Kafasında siyaset yapmak hiç yokken, babası ölünce elinden tutup getirdiler.
Başa geçirdiler.
Suriye’yi o değil babasının arkadaşları olan kaşarlanmış Baas Partisi kodamanları yönettiler.
Beşar Esad göstermelik dekordu.
Şimdi...
Sonuna doğru sürüklenmekte...
Kendi doğasına aykırı katliamların, insanlık suçlarının sorumlusu olarak yargılanabilir.
Sığınabileceği bir ülke bile bulamayabilir.
SON HAMLELER
SURİYE ile Türkiye arasında bir “tampon bölge” kurulması, sonun başı olur.
Bir devletin kendi topraklarında, başka devlet silahlı kuvvetlerinin yerleşerek korumaya alacağı bölge, egemenliğini paylaşması demektir.
Hatta...
Egemenliğini kaybetmesi...
Altını artık nasıl tutabilir?
Katliamın sorumluluğunu taşıyan bir avuç zalimle birlikte kaçınılmaz sona yaklaşıyorlar.
İran, Çin, Rusya Esad’ı ve suç ortaklarını kurtarmaz.
Bunu “satır aralarında” belli ediyorlar.
Esad’ın direnişi, düşeceği çukuru derinleştirir.
AKTÖR OLARAK TÜRKİYE
22 Mart’tan itibaren Şam’daki Türkiye Başkonsolosluğu’nun hizmet vermeyeceği belirtilerek “Suriye’deki Türk vatandaşlarının ülkeye dönmeleri” çağrısı önümüzdeki günlerin şifre anahtarı.
“Suriye çok karışacak, vatandaşlarımız o kaosun içinde kalmasın...”
Bir adım ötesi ise şöyle:
“Türkiye gelecek günlerin Suriye manzarasında aktör olacak. Bu nedenle Suriye’deki Türklerin hedef olmaları önlenmeli.”
Elbette...
Bunun uluslararası hukuk mimarisiyle meşruiyet taşları döşenecek.
Ama...
Ne olursa olsun Türkiye oyunun başrollerindeki aktörlerden.
İNCE AYAR
WikiLeaks sızıntılarında ilginç belgeler bunun ipuçlarını veriyor.
Türkiye ABD’nin dış politikasıyla tam örtüşen bir görüntüde değil.
ABD ve onun bölgedeki uzantısı İsrail ile eskiden olduğu gibi aynı figürlerle dans etmiyor.
Buna bakarak “ters düşme” olduğu gibi sonuçlar çıkarmak yanıltıcı olur.
Türkiye’nin rolü daha ince ayarlı...
ABD ve İsrail ile birlikte hareket etmiyor ama ABD ve İsrail’in politikalarını tamamlıyor.
Yeni rolü bu...
ABD ve İsrail’in İran politikalarında Türkiye’nin duruşu bu mercekle bakıldığında izah buluyor.
O nedenledir ki BM Güvenlik Konseyi’nde Türkiye’nin Brezilya ile birlikte İran’a yaptırımlar projesine “HAYIR” demesi Washington’da tepki yankıları üretmedi.
Suriye konusunda da Türkiye, çok uzun süre Beşar Esad’ı kolladı.
Onu reformlar yapmaya ikna etmeye çalıştı.
Esad’a art arda yeni şanslar tanınması için bir bakıma -şartlı- “kefil” bile oldu.
Bu “iyi niyet” izlenimi bırakan çizgisi, Suriye halkında da psikolojik olarak “artılar” üretti.
İnsani yardım koridoru ya da insani bir sığınma tampon bölgesinin oluşmasında Türkiye diğer devletlere göre tercih edilebilir.
Nisan başında toplanacak ülkelerin “Suriye’nin dostları” adını almaları bile bir mesaj.
Esad ve çevresiyle, Suriye halkı ve Suriye birbirinden farklı görülüyor.
Kısık ateşte uzun süre pişirilen yemeğin kokuları gelmekte.
Lezzeti için biraz daha bekleyeceğiz.
SİVAS’TA MADALYONUN DİĞER YÜZÜ
BAŞBAKAN Erdoğan dün Madımak dramı için madalyonun diğer yüzünü gösterdi.
“37 kişinin mahkum edildiğini, bunların hapiste olduğunu, hatta aralarından bazılarının çocukları tarafından yolunun kesildiğini, babamız suçsuz yere yatıyor” denildiğini söyledi.
Diri diri yanan aydınların acısını yüreklerimizde hissediyoruz.
Ama...
5 kişinin zamanaşımından yararlanmış olmalarına bakarak dosyanın kimseye ceza verilmeden kapandığı izlenimini vermek durumunu da sorgulamalıyız.
Ayrıca...
Devlet yetkililerinin sorumlulukları için zamanaşımı olmadığını da toplum bilmeli.
.................
Acımız büyük...
Afganistan’daki helikopter kazasında yitirdiğimiz 12 şehidimize rahmet, ailelerine, yakınlarına, TSK’ya ve tüm ulusumuza başsağlığı diliyorum...
Özay Şendir
Netanyahu için sonun başlangıcı…
18 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Eğitim vezir de eder rezil de!..
18 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Toparlanmanın devamı gelir mi?
18 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Hande Subaşı: Modellikten geliyorum, ama modayı hiç takip etmiyorum
18 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Yunanistan’ı anlamama sendromu
18 Mayıs 2025