Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

İngilizcedeki “Less is more (Az çoktur)” söylemini anmanın zamanı...
Ergenekon’da son gözaltı dalgasıyla öylesine çok haber sirkülasyona sokuluyor ki, “enformasyon kirlenmesi” izlenimi veriyor. Yeterince inandırıcı olamıyor.
Oysa...
İddianın ciddiyetini tartan sağlam bilgiler süzülerek kamuoyuna sunulsa, “Az çoktur” bilgeliği doğrulanmış olurdu.
Kaynağı bilinmeyen bir dizi Ergenekon iddiası.
Her biri dehşet verici.
Ama düşünüldüğünde kuşku işaretlerine takılıyor. Son 50 yılın kötü alışkanlığı bu...
1960’ta “Gösterici gençler tutuklanıp et ve balık kurumu kıyma makinelerinden geçiriliyor” fısıltılarıyla halk yığınlarının provoke edilmesi ilk örneklerden biriydi. İlerleyen yıllarda o kadar çok “arkası gelmeyen iddia” devreye sokuldu ki...
Kaynağı belirsiz haber kirlenmesiyle kuşkular doğal hale geldi.

29 tetikçi nerede?
Sözgelişi, “Ergenekon... 30 kişilik bir suikast timi oluşturulmuş, bunlar eski askerlermiş, ses getirecek cinayetler işleyeceklermiş, amaç laik kesimi bu cinayetlerle sokağa dökmekmiş.”
Her şey mümkün; insanlığa dair hiçbir şey beni şaşırtmaz.
Ama...
Gözaltına alınanların sayısı sadece 24, bunlar da eski askerler, gazeteciler, öğretim üyeleri... İçlerinde sadece biri “tetikçi olarak tanımlanmış, o da bu cinayetleri işleyecek ekibin başındaymış.”
Peki, cinayet timinin 29’u nerede? “Şef çok, Kızılderili yok” durumu mu?
Neden toparlanmamışlar?
Elbette... Hiç kimsenin kafasında böyle bir ihtiras rüzgârı esmez diyemem ama ihtirasa endeksli iddia, “darbe” ağırlığını tartmaz.
İddialar tutun ki... Hepsi emekli birkaç general, albay ve çavuşla iktidar devirip, iktidar olmak için bu örgüt modeli hadiseyi hafifletmez mi?
Hangisi tek bir tanka hükmedebilir? Hangisi arkasında bir manga asker bulabilir?
Buna karşılık Erdoğan’ın “Sonuna kadar gidilecek” söylemi, farklı görüntülerin oluşabileceği iması mı?

Haberin Devamı

DUYARLI KARE AS
Duyarlıklara işaret edeyim:   1) Bu uçuşan iddialara, bilgi kirlenmesine TSK karıştırılmasın.
2) TSK hedef alınarak komutanların konuşmak zorunda bırakılmasın. Onların yerine TSK’nın manevi değerlerini ve kişiliğini Milli Savunma Bakanı savunsun.
3) Demokrasi karşıtlığını Atatürkçülük ile örtüşür hale getiren söylemler ve eylemlerden kaçınılsın.
4) Ergenekon soruşturmasına, Anayasa Mahkemesi’nin adalet terazisinde tartıldığı karşıt bir dosya rolü verilmesin.

Haberin Devamı


CARMEN KIRMIZISI

Şef var,  Kızılderili yok

Viyana’daki final dönüşü politika duvarına çarptık.
Oysa hayat da sürüyor...
Örneğin...
Aya İrini’de İstanbul Müzik Festivali’nin kapanış gecesi.
Viyana’dan New York’a opera sahnelerinin son yıldızı mezzosoprano Elina Garanca ile zaman eridi...
Festivalin bu son konserini Evin İlyasoğlu’ndan yansıtayım.

17. yüzyıl İspanya’sında “zarzuela” denilen uzun operetler çok tutulurmuş. Elina Garanca bunları çok iyi söyleyen bir gırtlağa sahip. İlk seçtiği eser Ravel’in Şehrazat’ı uzun bir öykünün anlatılışı. Güzel söyledi.  Daha sonraki aryalar zarzuela türündendi. Başarılıydı.
Ve Carmen’de tırmanışı sürdürdü. Zamanla sesi daha da dolacak. İyi yolda...

Haberin Devamı

Benden de ek gözlemler: Fiziği ve sahnesi çok iyi. İspanyol sesine beden dili de uyum sağlıyor. İkinci bölümde giydiği kırmızı tuvalet Carmen rolüyle uyumluydu.
Opera yıldızları, genellikle kendi şeflerini gittikleri yere götürüyorlar.
Elina Garanca da kendi şefiyle gelmişti. Onun bir avantajı var. New York Times’a göre, “dâhi şef” olarak nitelenen Karel Mark Chichon ile evli.  Bu evlilik iyi sürüyor olmalı ki sahnede de gerilim değil, hepimizi büyüleyen bir soprano sesi ve orkestra uyumu vardı.