Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Ortamı dalgalandıracak, tartışmalara yol açacak olabilir. Öncelikle "şekil..."Sözgelişi..."Asker, neden Türkiyenin iç ve dış siyaseti için basın toplantısı yapar? Hangi AB ülkesinde böyle bir şey olabilir? ABden tarih isteme sürecinde - askerin siyaset üzerindeki ağırlığının kalktığı - gözlemleri ve iddiaları üzerine gölge düşmüş olmuyor mu? TSK görüşlerinin kurumsal ifade yeri MGK değil mi? Genelkurmay Başkanı Özkök, haftalık ziyaretlerinde Cumhurbaşkanı Sezere bunları söyleyemez miydi?"Orgeneral Başbuğun özde "ciddi" uyarıları, bu şekil tartışmaları arasında yeterince etkili olmayabilir.Kaldı ki, tartışmaların sadece bir "ambalaj" sorunu gibi görünmesi de yanlış.Çünkü...Bu da demokrasilerde bir bakıma "öz"dür.TSKnın "duyarlı" açıklamaları, her defasında, "şekil hasarlı" görülerek, "demokrasi" testinden geçirilmekte... Buna karşılık, uyarıların "ciddi özünü" algılamış bulunanlarca da savunulmakta.Böylece hadise "özünden" kopma sürecine akarken, gündem "askerin yeri ne olmalı"ya dönüşmekte.Ve kimileri için "TSKyı yıpratmakta yeni bir fırsat" oluşturmakta..........TSKnın bildirimleri, açıklamaları ve brifinglerinin önce, bu "şekil" sorununu cevaplayarak başlaması, - belki de - yararlı olur.Dikkatler, "içeriğe ve öze" odaklanır.Tabii, orada bulunan medya mensuplarıyla bir "demokrasi ve hukuk forumu" oluşturmadan."Kısa, net, tutarlı bir referans..." TSK adına, Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral İlker Başbuğun dün yaptığı konuşma... Org. Başbuğun uyarılarına ve açıklamalarına gelince...Bunlardan biri, "eski DEP Milletvekili ve 3 arkadaşının tahliye olur olmaz çıktıkları geziler, söylemler ve etkinliklerle" ilgili...Özellikle, "PKKnın - zaten tek taraflı olan - ateşkes kararını bozduğunu açıklaması ve eylemleri yeniden başlatması" bağlamında "Ateşkesi 6 ay daha uzatın" çağrıları...Gerçekten "sapla samanı karıştıran" bir laf...Yani..."TCye 6 ay daha süre tanıyın. Beklentileriniz gene yerine getirilmezse silahı, o zaman kullanırsınız" gibi bir anlama çekilebilir. Onlar, meydanları dolduranların alkışları arasında bu lafları ederken, PKKnın dağda pusu kurduğu Mehmetçikin, ona kumanda eden namlu ucundaki genç subayın iç kırıklığı algılanmalı.Ancak...Bu sözlere ve beraber gezilere çıktıkları parti Genel Başkanının "Devlete de, dağdakilere de aynı mesafedeyiz" gibi tevili olmayan yanlışlarına, hükümet suskun kalmamıştır. Tepki koymuştur.Yani... Olay suskunlukla geçiştirilmiş değil.Ama...Hukuk sistemi harekete geçirildi mi?Hayır...Neden?Galiba, ABnin fincancı katırlarını şu süreçte ürkütmemek nedeniyle...Org. Başbuğun, "Kerkük" için "Orada nüfus yapısı değişmesin" uyarıları da "öz"de doğru...Şimdilerde konuşulmakta olan çözüm projeleri tıkanacak ve yarınlarda - büyük olasılıkla - bu kentin geleceği için bir "halkoylaması" olacak gibi görünüyor.Kuzey Irak Kürtleri, daha Kerkükün ilk ele geçirildiği gün, nüfus kütüklerini, tapu kayıtlarını tahrip ederek, burada nüfus üstünlüğü altyapısını oluşturma planını uygulamaya koydular.Başka ülkelerden de katkı ve destek alıyorlar.Demografik bozulmayı önleyecek bir oluşum hala sağlanamadı.Bunun bir adım ötesi, Kuzey Irak petrolünün, Kürt yönetimine kaptırılma aşamasında, ülkede iç savaşın çıkması.Böyle bir yangının alevleri, Türkiye topraklarını da yalar... Kıvılcımları bu tarafa uçuşabilir. Ve nihayet, Org. Başbuğun konuşmasında, ABDye de mesaj var.ABD işgali altındaki Kuzey Irak topraklarında üslenen 3 - 5 bin PKKlının, her gün sınırın bu tarafına sızarak insanlarımızı öldürmesi, güvenlik güçlerimize baskınlar yapması ve "ABDnin de 8 milyar dolarlık krediye Kuzey Iraka askeri harekat yapmamak ipoteği" koyması, sürgit kabul edilebilir şey midir? g.civaoglu@milliyet.com.tr Fincancı katırları