Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

VE 1997... İkibininci yıla sadece 3 yıl kaldı. Şanslı kuşağız.
Zaman nehrinin 1000 yılda bir varılan kıvrımında yer alabiliyoruz.
Peki... 2000'li yıllarda durum nasıl?
Bir ufuk turu yapalım.
Sadece 2000'li ilk 50 yılda dahi inanılması güç değişikliklerin yaşanacağını şimdiden görüyoruz. 2000'li yılların insanlık seyir defterine bölüm manşeti şöyle olabilir:
"İnsan ömrü 150 yıl."


2025 yılında kafatasımızın içine yapay beyin yerleştirilebilecek.
Ama daha önce, 2017 yılında beyindeki sakat ya da kanserli hücrelerin yerine yapay hücreler konulabilecek.
2012 yılında kulak, burun, dil gibi duyu organları yapay olabilecek.
2030 yılında yapay gözle görmek mümkün.
2010 yılı için yapay kalp, 2000 yılı için yapay kan öngörülüyor. Böylece belki AIDS ve diğer virütik hastalıklar yenilmiş olacak.
Yapay karaciğer için 2020 yılını beklemek gerekiyor.
Yapay akciğerin ve yapay böbreğin gerçekleşme tarihi 2015.
Ancak... Yapay pankreas yarın denecek kadar yakın tarihte. 1998...
Yani, beyinden başlayarak bütün organların plastik, titenyum, alüminyum gibi yapay alaşımlardan oluştuğu, biyonik insan yaşamı...
Bunca yedek parça varken insan ömrünün 150 yıla çıkması hiç de hayret verici olmamalı.
TIPTA son bulgulara göre hastalıkların yüzde 60'ı kalıtsal.
Yani... Daha doğarken genlerimize ileri yaşlarda geçireceğimiz hastalıklar kayıtlanmış.
2015 yılına doğru bütün hastalıkların genetik faktörleri tanımlanmış olacak.
Böylece... Daha doğum anında insanların, çocukluk, gençlik, orta ve ileri yaşlarda hangi hastalıkları geçireceği saptanmış oluyor.
Üzerinde hastalık kaydı olan genler sağlıklı genlerle tamir edilerek hastalıklar, daha yıllarca önce önleniyor.
Bunun için çeşitli yöntemler geliştirilmekte.

ÖRNEĞİN... Taksi virüsler...
Önce bir virüs, laboratuarda zararsız hale getiriliyor.
Sonra... Virüsün üzerine vücuttaki hastalık kaydı düşülmüş gen yerine sağlıklı gen yükleniyor vücuda enjekte ediliyor. Artık zararsız hale gelmiş olan virüs tıpkı bir taksi gibi müşterisi sağlıklı geni, vücutta hastalıklı genin bulunduğu yere kadar taşıyor. Sağlıklı gen, hastalık kaydı taşıyan genin yerini alıyor. Genlerde çok daha ileri yaşlar için kaydedilmiş olan hastalık, belki çocuğun daha doğduğu yıllarda önleniyor.
Çok ileri tarihlere uzanmaya gerek yok.
İnsan genleri verilerek doğası adeta değiştirilen domuz kalbinin, insan kalbi yerine konduğu günlere eriştik bile.
Kanlı ameliyatlar da tarihe karışacak. Daha şimdiden Stereotaique adlı beyin damarları ameliyatı, kesmeden, dikmeden, Satürn 43 adlı süper ileri aygıt kullanılarak ışınla yapılıyor.
Tıp konusunu şimdilik noktalayayım. Ve başka boyutlara geçeyim.

2000'li yıllarda, bütün insanlar, özel sigorta kapsamına alınacaklar.
Herkes istediği doktoru seçebilecek.
Doktorların hepsi maaşlı olacak.
Mevsim sonu satışları gibi indirimli tıp dönemleri öngörülecek.
Tedavi ve ameliyatlar o dönemlerde yarı fiyata olacak.
Tek bir işverene bağlanmak yerine işverenler ağıyla çalışılacak.
İşyeri personel sayısını daralttığında, işçi kapının önüne konmayacak. İşveren ağında yer alan bir başka işyerinde çalışmaya devam edecek.
İsteyen 100 çalışma gününün üçte ikisinde çalışacak ama dörtte üçü kadar maaş alacak. Kalan süre genç ve mesleksiz işsizlere verilecek.
Emeklilik yaşı 70'e yükselecek. Ortalama yaş 150 olduğuna göre az değil.
Kavramlar değişecek... Örneğin plastik madde kullanımı, ekolojik olarak tahta kullanımından daha akılcı görünüyor. Çünkü dünyanın yeşil örtüsü olan ormanların korunması söz konusu.
Stresi önleyici parfümler ya da halılar... Bakteri barındırmayan giysiler ve ev eşyaları kullanılacak.
Otomobiller elektrikle ve kadife gibi yumuşacık ve belirsiz sesle işleyecekler.
Bu otomobiller trafik akışının bilgilerini otomatik olarak alacak, tıkanmaları kadranında gösterecek.
Radarlarıyla, yolu üzerindeki taş ya da diğer engelleri algılayacak ve
otomatik sürat kesecek. Yaklaşırken otomatik fren yapacak.
Son L'Express'de böyle sayfalar dolusu bilgi var.
Bu veya kağıda dökemediğim 2000 yılının ufkundaki bütün bilgileri taradım. Ancak..."Sevgi" kayıtlı genlere rastlayamadım.
Anlaşılan yapayı da yok, öngörüsü ve tedavisi de...