Özbekistan, Rus işgali altındayken, Rus bilim adamları, Timur'un ve torunlarının gömülü oldukları mezarları açmışlar.
Kemikleri incelemişler ve bakmışlar ki, gerçekten Timur'un bir bacağı kısa. Aksak Timur adı buradan geliyor.
Sonra...
Büyük torunu Uluğbey'in mezarını açmışlar. Baş, gövdeden ayrıymış. Çünkü, Uluğbey, dedesi Timur gibi bir komuta dehasına sahip değildi. Üstün zekalı bir matematikçi, filozof ve astronomdu. Semerkant'ta onbinlerce kitaplık kütüphane kurdurmuştu. Dünyanın en gelişmiş rasathanesini yaptırmıştı.
Sonra...
Tarihin anlattığı...
Semerkant'ın mürtecileri, sarayı basıp, Uluğbey'in kafasını kesmişler, kütüphaneleri ve kitapları ateşe vermişler.
Rasathaneyi yıkmışlar.
Ruslar, böylece her iki mezardaki kemiklerin de Timur'a ve büyük torunu Uluğbey'e ait olduğunu saptamışlar.
Bunları, Timur'un kendisi ve torunları için yaptırdığı anıt mezarda, rehberimizden dinledik.
Uluğbey'in kafasının koparılması ile daha o zamandan var olan irtica terörü, Özbekistan'da hala bir korku. Bir fobi.
Terörün izi
Pazartesi ve salı günleri
Özbekistan'daydık.
Kaldığımız
Intercontinental Oteli, Avrupa'daki ya da
İstanbul'daki birinci sınıf otellerden farksızdı.
Bir
Türk firma tarafından yapıldığını da belirtmeliyim.
Otelin hemen yanındaki modern cam saray yapının bir cephesi yıkıntı halindeydi.
12 Şubat'ta, sözde
İslamcı terörün,
Özbekistan Cumhurbaşkanı İslam Kerimov'a suikast girişimi, bu çirkin kalıntıda görülüyordu. Terörü bu kadar yakınımızda hissederek etkilenmediğimizi ve ürpermediğimizi söyleyemem.
Kerimov'un kurtuluşu bir mucize.
Böylesine bir ülkede
48 saat bile geçirirken huzursuzduk.
Özbekistan'da hissettiğim ürpertileri, zihinsel projeksiyonla,
Türkiye'ye gelecek turistlerin duygularına yansıtıyorum.
Türkiye, iptalleri önleyecek güvenceyi verebilmeli.
Türkiye'nin dalları
Şubat ayında ise,
Azerbaycan'daydım.
O ülkenin ekonomisine
Türk girişimciler ağırlık koymuş.
Türk bisküvileri ve çikolataları,
Azerbaycan, Gürcistan, K.Irak'ta en çok satılan ürünler arasında.
Romanya'da,
Maceristan'da,
Bulgaristan'da da öyle...
İngiltere'de beyaz eşyanın
yüzde 15'i
Arçelik, kahverengi eşyanın
yüzde 17'si ise
Beko...
Özbekistan'da, Kore'nin Daewoo otomobil fabrikasının yanı sıra, açılışına tanık ve konuk olduğumuz ikinci büyük yatırım, Koç Grubu tarafından gerçekleştirilen SamKoçAuto tesisleri. Yılda 5 bin kamyonet ve minibüs üretecek. Üstelik, sadece Türkiye teknolojisiyle. Yani Fiyat'ın ya da Ford'un değil.
Özbekistan, Orta Asya'nın kalbi. Buradan Kırgızistan, Kazakistan, Tacikistan'a ihracat olanakları büyük.
Ticari araç üretimini, Arçelik yatırımı izleyecek.
Önce Koç'un yüzyıl başlarında Ankara'da diktiği fidanın devleştiğini, dallarının Orta Asya'ya kadar uzanan bir çınara dönüştüğünü düşündüm.
Merhum Vehbi Bey'in ruhu şad olsun.
Ama, aslında Türkiye'nin gücünün, etkinliğinin kanıt görüntülerinden sadece biridir bu... Her boyutta sınırları aşan ağırlıklar koyuyoruz. Hem de içten ve dıştan gelen bütün engellemelere karşın...
Akyol'un kitabı
Değerli gazeteci ve gerçek bir aydın olan
Taha Akyol'un son kitabı
"Osmanlı'da ve İran'da Mezhep ve Devlet."
Bu kitap her bölümüyle ayrı bir master çalışması... Hatta tez.
Yazımı gibi, üzerine yazılması da zorlu bir kitap.
Şimdilik bu yazı bağlamında, Akyol'un kitabındaki bir gerçekçi tespite işaret edeyim:
Avrupa'nın, Rusya'nın, Japonya'nın, Osmanlı'dan farkı, üzerine, siyasi, sosyal, askeri reformları inşa edeceği burjuva sınıfının, ticaret ve liberal ekonomi altyapısının olmasıydı.
İşte yüzyıllardır ilk kez, Türkiye, sınırların ötesine ekonomisi ile gidiyor. Silah yerine, bond çanta, ihraç ürünü, teknoloji ve yatırım...
Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr