Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Güneri CIVAOĞLU

MOSKOVA'da Koç Grubu'yla ENKA'nın ortak girişimi olan RAMSTORE Hipermarketinin açılışındayız.
Üst katta bir koktely düzenlenmiş. Konukların çoğunluğu Rus.
Siyah ve kırmızı havyardan, her türlü peynir, salam, kanepe çeşitlerine kadar zengin bir büfe.
Kokteylin sonlarında ayrılırken - Şarık Tara'nın önerisiyle ve özellikle - baktım. Yiyeceklerin çoğuna el sürülmemişti.
Oysa... 7 yıl kadar önceydi...
ENKA'nın gerçekleştirdiği tarihi Petrovskaya pasajının yenilenme açılışına da katılmıştım.
Yine bir büfe hazırlanmıştı.
Yiyeceklerin dizildiği uzun masanın önü bir savaş meydanı gibiydi.
Konuk Rus'lar, tabaklarını tepeleme doldurmakla yetinmiyor, kuru yiyecekleri ceplerine de koyuyorlardı. Eve götüreceklerdi.
Bu karşılaştırma Rusya'daki değişimin simgesidir.
Moskova'da 7 yıl önce başka yağmalar da vardı.
Dolar, karaborsada inanılmaz farklara katlanarak satılırdı.
Ruble, istenmeyen paraydı.
Bir keresinde 200 dolar bozdurmuştum. Resim alacaktım.
Önüme orta boy bisküvi karton kutusu içinde, tıka basa dolu Rubleler koydular.
Galeriler kabul etmediği için, otelin kat hizmetlisi şişman hanıma vermiştim. O bile "bunlar Rus kağıtları" diye istememiş, adeta "lütfen" almıştı.
Şimdi Rusya'da, doların resmi kuru ile serbest piyasa arasında fark yok.
Bu da bir simge.

Bir üst kattaki kokteylde, Rus konuklar büfeye soğuktular, ama alt katta gözlerimize inanamayacağımız bir manzarayla karşılaştık. Bir kaç dakika önce açılışı yapılmış olan RAMSTORE Hipermarketinde, binlerce insan kaynıyordu.
Sayıları 30'u bulan kasaların önünde, hipermarketin öbür ucuna kadar uzanmış kuyruklar vardı.
Alışveriş arabaları tıklım tıklımdı. Ödeme yapmak için bekleşiyorlardı.
Hepsine ayrı ayrı giriş numaraları verilmişti.
Çünkü, dışarıda da binlercesi beklemekteydi.
RAMSTORE'un 50 bin çeşit malı, kapış kapış gidiyordu.
Gecenin geç saatlerinde aldığımız rakkama göre, yarım günde 110 bin dolarlık satış yapılmıştı. Yıllık ciro 50 milyon doları bulabilirdi.
Gece saat 22.00'de, kapılar mecburen kapatılmıştı. Görevliler, hipermarketin raflarını ertesi güne hazırlayıp, dolduracaklardı.
Moskova'da, böyle en az 3 hipermarket daha açılacak.

Hadiseye, sadece bir hipermarket açılışının dar açısından bakılmasın.
Türkiye'nin tüketim sanayiinin engin bir pazara kavuşması için bu hipermarket bir tür öncülük, misyonerlik... AB'ye karşı bir seçenek değil, ama Rusya ve Türki Cumhuriyetler, AB'yi hizaya getireceğimiz bir şans.
Özelliklerine değineyim:
- Satışa sunulan ürünlerin yüzde 30'u Türkiye'den getirtiliyor. Yüzde 70'i ise yerel kaynaklardan karşılanıyor ve dışarıdan ithal ediliyor.
Yiyecek, giyecek sektörlerinden Türkiye, buraya yapacağı ihracaatla üretimini katlayabilir.
- Burada işletmecilik teknolojisi ve deneyimi devreye giriyor. Fiatlar, diğer marketlerden hatta sokak pazarlarından bile
yüzde 30 düşük.
Kalite ise standartların üstünde.
- Hipermarkette Pizza - Hut'tan tutunuz Mc Donald'sa, kadar dükkanlar var. Ruslar buraya şimdiden "şehir içindeki şehir" adını takıvermişler.
- Sistem, bilgisayar ile düzenlenmiş
- Ve herşey sıfırdan başlanarak, sadece 6 ayda bitirilmiş.
Mucize bir başarı.
Bu başarıda, ENKA'nın inşaat üstünlüğü ile MİGROS ve RAM Dış Ticaret'in işi çok iyi bilmelerinin katkısı önemli.
Ama...
Moskova Belediye Başkanı Luzkhov'un büyük katkısını da teslim etmeliyiz.
Moskova'yı adeta estetik operasyon yaparak güzelleştiren Luzkhov, hipermarketin arazisini tahsis etmiş, ruhsat vs. her türlü kolaylığı sağlamış. Açılışı da o yaptı ve "daha çok kazanın, daha çok yatırım yapın Moskova'ya" diye seslendi.
O sırada Şarık Tara, "İstanbul'da 2 yıldır okul yapımı için hala ruhsat beklediğini" söylüyordu.

- Dün, gece boyunca çok kez "Merhum Vehbi Koç'un ruhu buralarda bir yerde bizi seyrediyor" sözlerine tanık oldum.
Ama...
Beni en etkileyeni açılış töreninin sonunda, Luzkhov'tan, Güneş Taner'den, Rahmi Koç'tan ve Şarık Tara'dan sonra kürsüde söz alan bir İlkokul Müdiresi oldu. Onu tüketiciler adına konuşuyor sanmıştık. Sonra şu sözleri durumu aydınlattı:
"RAMSTORE'a teşekkürler ediyoruz. Ben, yandaki okulun Müdiresiyim. Okulumuzu baştanbaşa onardılar, güzelleştirdiler. Çocuklarımız daha iyi yetişecek..."
İşte bu sözlerin arkasında Vehbi Koç'un izlerini ve hala yaşayan ilkelerini hisettim.
Vehbi Koç, oralarda biryerde, o belli belirsiz gülümseyişiyle Okul Müdiresi'nin konuşmasını izliyordu sanki.
Onu, en çok müdirenin sözleri mutlu ediyor olmalıydı.




Yazara Email G.Civaoglu@milliyet.com.tr