Cumhurbaşkanlığına adaylık açıklaması için nisan bile uzun bir süre... Bakın size her şeyin nasıl değişebileceğine örnek...ABD'de Demokrat Parti'nin başkan adayı olmak için Hillary Clinton iki dönem bekledi ve "tek aday" olarak görülürken, birden eski ikinci Başkan Al Gore'un adı geçmeye başladı.Al Gore'un "Uygunsuz Gerçek" filmi, küresel ısınma ve doğa eksenli bir belgesel. Bu film, Oscar'a aday...Al Gore, kendini son yıllarda gelecek nesillere adadı.Daha şimdiden popülarite grafiği inanılmaz bir yükseliş çiziyor.Oscar'ı kazanırsa, dünyanın en saygın politikacılarından biri olacak.Demokrat Parti, yıllardır bekleyişte olan Hillary'ye çalım atarak, "Acaba şimdiden Gore'u başkan adayı olarak açıklasak mı?" fikir jimnastiğine geçti.Film gerçekten etkileyici.Al Gore'un evladı, bir trafik kazası nedeniyle hastaneye yatar, bir süre yoğun bakımda kalır.Al Gore sürekli onun başucundadır. Çocuğunun şahsında, gelecek nesillerin, yani tüm çocukların ve torunların sorumluluğunu omuzlarında hisseder.Çocuğu iyileşir. Al Gore, kendini siyasetten soyutlayıp küresel çevre sorunlarına adar.Belgesel film de zaten Al Gore'un saptamalarını ve uyarılarını yansıtıyor.Müthiş sükse yaptı.Dünya halklarının özlediği dürüst, şeffaf, akıllı, bilge ve duyarlı lider imajını çiziyor.Al Gore zaten daha önce de başkanlık seçiminde oyların çoğunluğunu aldığı halde, Bush ailesinin özel ilişkilerinden etkilenen yargı kararıyla sanki "yitirmiş" gibi gösterilmişti.Al Gore, küçük olmayan bir olasılıkla Hillary yerine, Demokratların başkan adayı gösterilebilir.Böyle bir adamın adaylığı ve hele seçim kazanması, dünya politikalarında "ortalama" zekâ, kültür ve etik düzeyindeki siyasetçilerin başa geldikleri acı gerçeğini değiştirebilir. Demokrasinin erdemini kanıtlayan yeni bir dönemi başlatabilir. Başbakan R. T. Erdoğan, Antalya Film Festivali'nde Altın Portakal ödülünü kazansaydı, Çankaya yolu daha mı kolay açılırdı? Bu soruyu neden mi sordum?.. Anlatayım... Ve bir mizah...Bill Clinton'un başkan olduğu yıllarda onun seçim bölgesi olan Arkansas'ta geçen bir olay...Oldukça genç görünüşlü, yakışıklı bir adamla Hillary karşılaşır. Birbirlerine sımsıkı sarılırlar. Bir süre konuşur, gülüşürler.Adam gittikten sonra başkan Bill Clinton eşi Hillary'ye sorar:"Çok samimisiniz. Nereden tanışıyorsunuz? Kim bu adam? Ne iş yapıyor?"Hillary: "Senden önceki erkek arkadaşım. Burada bir süpermarketin yöneticisiymiş" diye cevap verir.Ve Bill Clinton'un -gülümseten- yorumu: "Demek onunla evlenseydin, ABD Başkanı o olurdu..." Kahkahayı patlatır...Hillary'nin "Asıl güç bende. Erkeğin arkasındaki güçlü kadın benim" duruşuna Bill Clinton'ın "kara mizah" göndermesi böyle.Oysa şimdi durum tam tersine... Hillary'nin puanlarının nedeni, Clinton'ın eşi olması...Buna karşılık... Al Gore da Bill Clinton'ın başkanlığı döneminde ikinci başkandı.Gerçi Hillary iyi bir avukattı, sağlık sorununun çözümü gibi bazı projeleri eşinin başkanlığı döneminde üretmişti ama küresel süper güç ABD'yi yönetmek için gene de yastık paylaşmak ve devlet yönetimini paylaşmak karşı karşıya... Hillary'nin kocası ABD seçilmişlerinden "Ermeni soykırımı" kararının çıkmasına karşı İsrail bastırıyor. Ermeni lobisi de -dün yazdığım gibi- devrede...Ancak...ABD'deki Musevi lobisinin daha önceki yıllar kadar "içten" olamadığı ve Türkiye rüzgârıyla doldurulan yelkenlerinin bir yerinden yırtıldığı da gerçek.Hamas'ın siyasi lideri Halid Meşal'in Türkiye'de konuk edilmesini içlerine sindirebilmiş değiller."Biz, İsrail'e Abdullah Öcalan'ı özel uçakla getirtip konuk etseydik, bu ne demek olur idiyse, Türkiye'nin de Halid Meşal'i özel uçakla getirip Ankara'da konuk etmesi bizim için aynı şeydir."Temsilciler Meclisi'nde Ermeni soykırımı tasarısına "ret" oyunu verecekler fakat... Daha önceki yıllar kadar içten ve gönülden bir engelleme için "çok da aktif olacakları" söylenemez.Daha önce, İstanbullu Musevi işadamı Üzeyir Garih ve şimdi adını vermek istemediğim İstanbullu Musevi bir büyük işadamı, Ermeni soykırım kararının çıkmasını önlemek için İsrail üzerinden ağırlık koymak stratejisini uygulamışlardı.Şimon Peres'i devreye sokmuşlardı.Başarmışlardı.Şimdi İsrail gene devrede ama "kerhen" diyemesem de yüreklerinin üzerinde Halid Meşal gölgesi var. gunericivaoglu@milliyet.com.tr MEŞAL YANGINI