Birkaç ay önceydi. ABD’nin doruklarında olan birisiyle aynı gruptaydım.
Söz verdiğim için yer ve isim yazmıyorum.
Ayrılırken “tek kelimelik soru” demiştim.
“Suriye?”
Cevabı bugünlere ışık tutuyor.
“Esad gitmeli. Bunda Türkiye etkili olabilir.
Gene de gitmezse...
Elimizdeki şans bu işte, denemeliyiz.”
..................
Bugünlere gelelim.
Suriye sınırı aşırı ısındı.
Kıvılcımlar uçuşuyor.
“Sıcak çatışma” -olasılığı, kısa süreli ve dar alanlı kalsa da- büyüyor.
Türkiye, giderek Suriye’ye doğru sınırın ötesine çekilmekte.
“Silahlı güç” seçeneği içinde aşamalı çalışmalar bile konuşulmakta.
Türkiye bu süreçte önce “soft power (yumuşak güç)” yörüngesindeydi.
Şimdi “yörünge değişikliği” işaretleri alınmakta.
Esad kuvvetleri sınıra kadar dayandı.
Muhaliflere sıkılan kurşunlardan bizim topraklara sekme sonucu bir devlet görevlisi yaralandı.
Artık “TSK’nın Suriye içine uzanan bir insani yardım koridoru açması” gündemde.
Düz mantık tercümesi, “TSK’nın Suriye topraklarına birkaç kilometre girmesidir.”
Suriye, buna seyirci kalır mı?
Kaygı duyulması gereken bir sorudur bu.
Duyarlı bir “zaman sınırındayız ( dead line...)”
Esad yönetiminin BM’ye verdiği sözün son zaman sınırı 11 Nisan.
Hiç değilse bu kez sözünde durursa belki sınırdaki sıcak hat soğumaya alınır.
DEMOKRATİK KONFEDERALİZM
Özay Şendir
Netanyahu için sonun başlangıcı…
18 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Eğitim vezir de eder rezil de!..
18 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Toparlanmanın devamı gelir mi?
18 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Hande Subaşı: Modellikten geliyorum, ama modayı hiç takip etmiyorum
18 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Yunanistan’ı anlamama sendromu
18 Mayıs 2025