Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

AŞAĞIDAKİ“yarısı Sarkozy, yarısı Hollande yüze” bakın 2 Cumhurbaşkanı adayını, kamuoyu araştırmalarına göre oylarının neredeyse- eşit olduğunun izahıdır.

Sarkozy bir çıt geride ama bir çıt öne de geçebilir.

Aslında yapabilecekleri şeyler birbirinden farklı değil.

Fark ortaya koyamadıklarından Fransız seçmenini kararsız bölgede ayak sürüyor.

Daha önceki yazımda bu durumu, Fransız medyasındaki bir Kara mizahla yansıtmıştım.

Fransa’nın Almanya dümen suyunda gitmekten başka seçeneğinin olmadığını makaraya alan “Merkozy” ve “Merollande” lakapları takıldı bu ikisine.

Haberin Devamı

Küresel politika çaplı lider üretemiyor.

Demokrasilerde “zürriyetsiz” bir süreç yaşanmakta.

MilliyetDemokrasinin iki beşiğinden biri olan Fransa bu ikisine mi kalacaktı?

İkisiyle de dalga geçiliyor.

Almanya, İngiltere hatta ABD de aynı kısırlıkta.

İtalya ve Yunanistan’ın başbakanları “seçilmişler” değil “atanmış teknokratlar...”

“Seçilmişler ülkelerini ekonomik batağa sapladıkları için, kurtarıcı olarak iki teknokrata sarıldılar.”

İspanya ekonomisi de çatırdıyor.

AB ekonomisi hasta...

Vizyonsuz ve sıradan / yetersiz sözde- kaptanların dümeni tutmuyor.

Böyle durumlar toplumlarda bezginlik oluşturur.

Umutsuzluk psikolojisi tehlikeli seçeneklere yöneltir oyları.

Son örnek Fransa...

Aşırı sağ / ırkçı / milliyetçi lider Jean-Marie Le Pen uzun süredir yüzde 10’da takılıp kalmıştı. Çekildi.

Yerini alan kızı Marine Cumhurbaşkanlığı ilk tur seçimlerinde partinin oylarını yüzde 8 birden arttırdı.

Yüzde 18’e dayandı.

Toplumdaki iki büyük parti adayına duyulan umutsuzluk, oylarda tehlikeli seçeneğe / maceraya sapma yaptırdı.

“Sürpriz” gibi karşılandı ama sosyal psikolojinin doğal üretimidir bu.

Marine Le Pen dün bir açıklama yaptı.

“İkinci turda ben hiçbir adaya oy vermiyorum. Sizler ne yaparsanız serbestsiniz” dedi ama satır arası mesajı netti.

“Siz de ne Hollande’ye ne Sarkozy’e oy verin!..”

Böylece Sarkozy’nin “göçmen işçilere, Fransa’daki Müslümanlara” karşı tavır koyarak ve Türkiye’ye karşı Ermenilere destek vererek göz diktiği ırkçı oylardan umduğunu bulamayacağı söylenebilir.

Haberin Devamı

Marine Le Pen “önümüzdeki yasama seçimlerine yoğunlaşalım” söylemiyle oylarını daha da yukarılara çekmek hedefini işaretliyor.

....................

Evet...

Vizyonsuz ve ışığı olmayan ana akım partileri ve onların sıradan -sözde- liderleri sadece kendilerine değil ülkelerine de kötülük üretirler.

Fransa örneğinden dünya demokrasilerinin çıkaracağı dersler var.





1 MAYIS

Milliyet


30 Nisan gecesi bir meyhanedeydik.
Mey’in rakılarından lezzet turu yapıyorduk.
Şevval Sam bir “oda konseri” tadında söylüyordu.
Mikrofonsuz...
Kristal bir ses...
Hele o Hamiyet Yüceses’i anarak yorumladığı “bakmıyor çeşmi siyah” ile daha da büyücüydü.
“Bis” çağrılarına “ben de isterdim ama yarın 1 Mayıs kutlamalarına gideceğim. Uyumam lazım” dedi.
Şarkıları kadar bu söylemle de alkış aldı.
Taksim’de barış içinde geçecek kutlamaların üzerine düşen ilk sabah ışığı gibiydi.
Gerçekten...
Kutlamalar, gönlün istediği gibi oldu.
1977 1 Mayıs’ındaki o trajedinin yaşandığı meydan emekçilerin kutlamalarıyla izleyenlere teselli gibiydi.
İstanbul’da ve başta Tunceli olmak üzere birkaç yerdeki tatsızlıklara rağmen bu 1 Mayıs’ta demokrasi olgunluğu yaşandı.
Ben “bardağın yarısı boş” değil “yarısı dolu” diyenlerdenim.