Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Ecevit - Derviş görüşmesinin "istifa konuşulmadı" açıklaması gene de sis perdesini tam dağıtmış değil. Ne ilginçtir ki Derviş’in konumu hâlâ onun hep yakındığı "belirsizliğin" sakıncalı siyaset coğrafyasında.
Derviş’in geleceğinin belirsizliği ekonomiyi nasıl etkileyecek?
Sorunun şeffaflaşması gerekir.
Öte yandan tutun ki Derviş bir şekilde ayrıldı. Seçimlere kadar bu hükümetin yürüyeceğinin güvencesi mi var?
Küskün milletvekilleri seçimi iptal ederlerse ekonomi ne hale gelecek?
Zaten Ecevit’te konuşmasının satır aralarında erken seçimin iptal edilme olasılığına gönderme yapmıyor mu?
Derviş geniş taban için siyaset arayışlarını sürdürürse ne olacak?
İşte belirsizlikler...

Yasaklı yıllarında Süleyman Demirel’in siyaset yorumlarını "bir bilen" rumuzuyla yansıtırdık...
"Bir bilen" nasıl görüyor?
Önce Cem - Bayar arasında YTP - DTP ittifakı...
Demirel "olumlu" buluyor.
"İyi rüzgâr yakaladıkları, ancak bunu sürdürmeleri ve tırmandırmaları gerektiği" görüşünde.
"Bugünlerde yapılan kamuoyu araştırmalarını erken buluyor, seçim kampanyası ilerledikçe değişeceğini" söylüyor.

Peki, ittifak pratikte hayata nasıl geçirilecek?
YTP ya da DTP’den birinin adayları diğerinin listesinde yer alacak. Seçimden sonra kendi partilerinin çatısı altına dönecekler.
Peki ya CHP ve ANAP?..
Bu ittifak onların da katılımıyla genişleyemez mi?
Demirel, "yüzde 10’u aşmış veya o çizgide olan partilerin, başka bir partinin listesinden seçimlere girmeyeceği" kanısında.
Doğru...
Kabul etmek gerekir ki, ANAP ya da CHP yeni kurulmuş YTP ya da DTP’nin çatısı altında seçime girmezler.
İttifak yasasının ise çıkma şansı görülmüyor.

Dün sabahtan itibaren Ankara Derviş’in istifa edeceği söylentileri ile çalkalanıyordu.
Oysa... Seçimlerde adaylığını koyacak olsa dahi memur statüsünde olmadığı için Derviş’in böyle zorunluluğu yok.
Sadece baskılar ve uluorta söylemler onu sıkıştırıyor.
Cumhurbaşkanı Sezer’in ve Başbakan Ecevit’in daha önce "Türkiye’nin size ihtiyacı var, lütfen göreve devam edin" ricalarını tek taraflı bir kararla kırması doğru olmazdı.
Önce Ecevit’le konuşup durumun aydınlanmasını sağlamalıydı.
Elbette Cumhurbaşkanı Sezer’in de görüşünü almalıydı.
Derviş istifasını kendi iradesi ile vermişti. Ama görevi sürdürmesi devletin çağrısı nedeniyleydi. Ancak bir gün önce ve dün konuştuğu arkadaşlarına verdiği izlenim istifayı şu aşamada düşünmediğiydi.
Ancak siyasette her şey her an değişebilir.
Bir saat bile uzun süredir.

Bu konuları CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’la da söyleştik.
Baykal, toz dumanın durulmasını, siyasette hızlı trafiğin netleşmesini bekliyor.
"Şeffaf ve kararlı olmalıyız" diyor.
Doğrudan sonuca uzanacak hareketlenme için bir süre CHP’yi assolist odasında bekletiyor. Sahne aldırtmıyor.
İki ayaklı bir politika...
Şöyle özetlenebilir:
"- Birincisi... Bizim dışımızda neler olacaksa görelim.
- İkincisi... Neyin olacağını görmek için, siyasette, bazen nelerin olmayacağının görülmesi gerekir.
Kapımız Derviş’e de, Cem’e de, Bayar’a da açık."

Demirel’e göre "AKP’nin oyu yüzde 22 - 23 dolaylarında olur. Yukarısı sürpriz... Bu seçim sistemiyle yüzde 22 - 23’le bile çok sayıda milletvekili çıkarabilir ama, tek başına iktidar olamaz.
Diğer partiler aralarında bütünleşerek bir başka ortak hükümet kurabilirler."
Ya seçim sonrası siyaset daha da karışır, yönetemez demokrasi sürerse?
Herhalde o zaman sistem, kendini yenileyecek.
Demirel burada "madem çok sayıda parti, istikrarlı hükümet oluşturamıyor. Başkanlık sistemine geçilir. Hükümeti başkan kurar" ufkunu işaretliyor.