Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Şöyle ki:1) 1974 Barış Harekatından bu yana, Kıbrıs Türk tarafı uluslararası ilişkilerde, sadece Denktaş tarafından ve sadece toplum lideri sıfatıyla temsil edilmiştir.Önce Kuzey Kıbrıs Türk Federe Devleti, sonra KKTC başkanlığı hiçbir zaman tanınmamıştır.KKTC Başbakanı olarak ilk kez Mehmet Ali Talat uluslararası görüşmelerde taraf statüsü ile masaya oturmakta. KKTC resmen tanınmasa da Başbakanın tanınması önemli aşamadır. Zımni kabullenilmek anlamına gelir.Talat, İsviçre görüşmelerinde, Yunanistan Başbakanı ve Kıbrıs Rum yöneticileriyle masaya oturdu.Daha 48 saat önce ABD Dışişleri Bakanı Powell ile telefonda konuştu.Dün ABde, olası bir çözüm halinde parasal katkıda bulunacak ülkelerin temsilcileriyle birlikte toplantıdaydı... Protokol yeri, Büyükelçi düzeyinde temsil edilen Rum yönetiminden öncelikliydi.Bunlar simgesel fakat önemli işaretlerdir.KKTC artık Başbakanı ile temsil edilerek, 30 yıllık toplum lideri çizgisini ilk kez kırmış bulunuyor. Referandum sonuçları ne olursa olsun Türkiye - birkaç raund - üstte kalacaktır. ABnin genişleme sorumlusu Verheugen, dün "Referandumda Türk tarafı EVET der, Rum tarafından HAYIR çıkarsa, Kuzey ve Güney Kıbrısı ayıran yeşil hat, 1 Mayıstan sonra ABnin sınırı olabilir" dedi.Bunun anlamı, artık fiili bir bölünmeyi ABnin de kabul edeceğidir ya da böyle bir gözdağı verdiğidir.Oysa...Kıbrıs Rum tarafının önerisi ise Referandumdan HAYIR çıkarsa Güney Kıbrısın yanı sıra Kuzeyin de ABye bütün halinde girmiş sayılması ama Kuzey kesimine AB müktesebatı uygulanmasının askıda tutulması idi.Verheugenin söylemi - hiç değilse şimdilik - Rum önerisi paralelinde değil.Verheugenin ağzından çıkanları, "Rum kesiminden referandumda HAYIR çıkarsa, AB, KKTCyi tanıyacak" diye yorumlamıyorum... Ama KKTC etrafındaki çemberin esnemekte olduğu gibi bir izlenim alıyorum.Aynı gözlemler ABDnin yaklaşımlarında da var. Yeşil hat kaderi Rum tarafında oylar ne olursa olsun... Hatta Türk tarafında HAYIR bile çıksa, Ankaranın çözüm için gereken her şeyi içtenlikle yapmış olduğu yolunda bir inanç zemini oluştu.ABden tam üyelik için görüşme tarihi almak bağlamında, artık önüne önce Kıbrısta çözüm koşulu konamaz.Türkiye şimdi yol haritasındaki diğer engelleri temizlemelidir.Bu arada, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Özkökün son basın toplantısı, askerin politikada ağırlığı için AB kuşkularını cevaplayacak bir demokrasi duyarlılığı ortaya koymakta.Kaldı ki...Rum tarafının olası HAYIRına karşılık KKTCden EVET çıkması, KKTCnin mevcut statüsünü, uluslararası konumunu kuvvetlendirerek sürdürmesi sonucunu üretecektir. Askerin stratejik kaygılarını da giderecektir. Türkiyenin ufku Ancak hiç kimse Rum tarafını "enayi" sanmasın.Bunları kuşku yok ki Rum da görüyor.Profesyonel pokerci gibi gömlek manşetinde sakladığı kartı çıkarıp masaya koyma olasılığı hiç de az değil...Yani...Türkiye için üyeliğe hazır mı sorusunun cevabını içerecek Ekim 2004 raporunun verilmesinden önce, Rum kesimi "ikinci referandumu" gündeme getirebilir.Böylece şu kozları oynayabilir:1- "Türk tarafı Annan Planına EVET demiş olacağı için daha fazla ödün isteyemez" tezini savunacaktır.2- Mayıs 1den itibaren zaten AB üyesi olduğu için, ikinci referandum sonucu Türk tarafı ile Birleşik Kıbrıs Devleti kurulduğunda, anlaşma artık birincil hukuk olmayabilecektir.3- Rum tarafı bu referandum öncesi, Türk tarafından daha fazla ödünler isteyecektir. Türkiyenin görüşme tarihi alabilmek için elinin mahkum olacağını düşünmektedir.......Türkiye, oyunu üstte sürdürmek için karşı politikaları şimdiden belirlemeli. g.civaoglu@milliyet.com.tr Sonra çıkar oyunu