Güneri CIVAOĞLU
ANKARA da dün açıklanan yüksek yargı kararları, siyaset görüntülerini ve beklentilerini değiştirecektir.
Çok yönlü olasılıkları sıralayalım:
1- RP'nin kapatılması sonucu,
Erbakan ve diğer
5 RP milletvekili
Anayasa'nın dar yorumuna göre yeni kurulacak partide yer alamayacaklardır.
Yeni kurulacak partiden ya da başka bir partiden milletvekili seçilemeyeceklerdir.
Ama...
Anayasa'nın
1995'te değişen yeni
69. maddesine göre bağımsız olarak milletvekili seçilmelerini engelleyen bir kelime yok.
Siyasi Partiler Yasası'nın
"milletvekili adayı olamazlar" hükmünü getiren
95. maddesi de
Anayasa'nın yeni
69. maddesi doğrultusunda geçerliğini yitirmiş sayılabilir.
2- Ancak...
Yüksek Seçim Kurulu, Anayasa'nın
84. maddesinde öngörülen milletvekiliğinin
5 yıl süreyle düşmesi maddesini - bağımsız da olsa - yeniden milletvekili seçilmeye engel olarak yorumlayabilir.
Bu da genişletilmiş yorumdur.
Ayrıca,
Siyasi Partiler Yasası'nın
95. maddesinde yer alan
"milletvekili adayı olamazlar" hükmü açıkça iptal edilmediğine göre,
Yüksek Seçim Kurulu tarafından geçerli sayılabilir.
3- Yukardaki bu birbiriyle çelişkili iki yorum da aslında
RP tabanı üzerine kurulacak partinin bir liderlik sorunuyla karşı karşıya olduğunu gösterir.
Erbakan ilk genel seçimde,
TBMM'nin dışında kalsa ya da bağımsız olarak seçilse
RP kitlesine hitap edecek partiyi uzaktan kumandayla yönetemez.
Konuştuğum
RP'liler
"ihtiyacın gereği yapılır. Zorlu bir siyasi rekabet ve seçim mücadelesi eğreti ve emanet yönetimle yürütülemez" dediler.
Yani...
Göstermelik bir liderle bu işin yürütülemeyeceği görüşündeler.
Öyle anlaşılıyor ki...
Erbakan "bir bilen" ya da
"doğal ve simgesel lider" olarak taşınacak iç ve özellikle dış kamuoyunda etkili bir siyaset kozu olarak kullanılacak.
Ama...
Liderlik - Erbakan çok dayatmazsa - dekoratif olmayabilecek.
4- Ancak Erbakan ve arkadaşlarının dokunulmazlıkları kalkınca partinin kapanmasına neden olan söylemleri için ceza davaları açılabilir.
1 yılı aşkın ağır hapis cezalarına hükmedilmesi halinde seçilme ehliyetlerini kaybederler.
Ancak...
En geç Sonbahar'da yapılacak bir seçime kadar bu davaların sonuçlanması, çok uzak olasılıktır.
5- Refah Partisi'nin yerine kurulacak parti ile
DYP ve
BBP'nin, hatta
MHP'nin ilk seçime ittifak halinde girmeleri olasılığı var. Böyle bir topluluk yüzde
45 dolaylarında oy alabilir.
Yanlış bir politika, ortaya
Üçüncü Milliyetçi Cephe'yi çıkartabilir.
Türkiye'nin ondan sonra hangi maceralara ve rejim bunalımlarına sürüklenebileceğini tahmin etmek zor değil.
Öyle görünüyor ki...
İttifakları önleyen bir seçim sistemi TBMM gündemine gelecektir.
Ayrıca...
RP tabanına oynayan partilerin de birden fazla olması...
Örneğin,
Fazilet - ile
Korkut Özal'ın başına geçtiği
Demokrat Parti arasında dağılması için çabaların yoğunlaşması beklenmelidir.
Dahası...
RP milletvekillerinin bir bölümünün
Anavatan'a geçmesi olasılığı da sonuna kadar zorlanacak gibi görünüyor.
Yani...
Üçüncü MC toplanması değil...
Sağ oyların dağılması...
6- Parsadan'ın,
Çiller'i dolandırarak örtülü ödenekten 6 milyar lira alması bağlamında yargıtayın onay kararına gelince...
Bu paranın yasaların tanımladığı örtülü ödenek dışında bir amaçla DYP'ye oy kullanmak amacıyla sarfı suç sayılabilir.
Üstelik bu husus yargıtay tarafından kesin karar haline gelmiş bulunuyor.
Herhalde fezlekeyle
Çiller'in dokunulmazlığının kaldırılması istenecek.
Başkent'ten aldığım izlenimlere göre, CHP, Çiller'in dokunulmazlığının kaldırılması için tam kadro oy kullanma eğiliminde.
Böylece
Çiller'e
Yüce Divan yolu açılması olasılığı çok büyük.
Ancak...
Yüce Divan'dan çıkacak karar beklenildiği gibi olmayabilir.
CHP'nin de aldığı hukuki görüşler bu yolda.
Çünkü mahkeme ve Yargıtay dolandırılan Çiller'i dinlemiş değil.
DYP yönetimi Yüce Divan'a
"örtülü ödeneğin hesabı sorulmaz. Parsadan'a para verildiğine dair bir kanıt yok" savunmasının yapılması kararını aldı.
Çiller'in bu davadan beraat ederek siyasi kuvvet kazanabileceği, DYP kurmaylarının görüşü.
Bununla beraber karşıtları ise,
"bir kez dokunulmazığı kalksın, diğer konularda da davalar açılır" beklentisindeler.
Görüldüğü gibi manzara henüz net değil.
Türkiye'nin geleceği, artık hukuk ve siyaset sarmalının dışında, bu hükümetin ne yapıp ne yapamayacağına da endeksli...
Yılmaz hükümeti başarmak ve yapılacak ilk seçime
Türkiye'yi artı puanlarla taşımak zorunda.
Hatta buna eli mahkum.
Yazara EmailG.Civaoglu@milliyet.com.tr