Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Neyin olacağını görmek için bazen nelerin olmayacağı denenir. Türkiye de bunu içtenlikle denedi. Irak’ta savaşsız çözüm için bütün girişimlerde bulundu.
Hiçbiri sonuç vermedi.
Gül, dün medyanın Ankara temsilcilerine "Türkiye olarak elimizden gelen her şeyi yaptık. Barışçı yollar tıkandı. Artık Türkiye’nin ulusal çıkarları için stratejik ortağımız ABD ile birlikte hareket edeceğiz" açıklamasını yaptı.
Radikal’in Ankara Temsilcisi toplantı sonrası şöyle konuştu:
"Sayın Başbakan’a ‘vicdanınız rahat mı’ diye sordum. ‘Evet. Bundan böyle niye bu kararı aldınız değil, neden almadınız diye sorulur’ cevabını verdi."
Evet...
Artık hedef belli.
Türkiye, ABD ile birlikte hareket edecek.
Zamanlaması yerindedir.
Biraz daha gecikilseydi... ABD Kuzey Irak cephesini Ürdün üzerinden açmayı ve Suriye’den hava koridoru kullanarak kuvvetlerini Kuzey Irak’a havadan indirmeyi gündeme getirmek üzereydi.
Elbette, bunun anlamı savaş sonrası Irak’ın yeniden yapılanmasında, Türkiye’nin masada yer alamayacağıydı.
Dahası... Türkiye’nin savaş zararları karşılanmayacaktı.
Türkiye’nin bütünlüğü tehdit altına girebilirdi.
Sonuç...
Bütün bu sakıncalar görülerek stratejik karar alınmıştır.
Şimdi takvim ve yol haritası uygulanacaktır.

Hükümetin ilk aşamada, TBMM’ye sadece "üs ve liman kapasitelerinin büyütülmesi" kararını götürmesi doğru olanıdır. ABD askerlerinin gelmesi ve TSK’nın yabancı ülkeye gönderilmesi için TBMM onayı, Anayasa’ya aykırılık tartışmalarını başlatabilirdi.
Şöyle ki... Anayasa’nın 92. maddesine göre TBMM a) savaş ilanına b) TSK’nın yabancı ülkelere gönderilmesine c) yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunmasına... Sadece bir koşulda izin kararı alabilir; "Milletlerarası hukukun meşru saydığı hallerde..."
O meşruiyet halleri ise şöyledir:
1- Yabancı kuvvetlerin saldırısı (veya sınır ötesine sıcak takip)
2- Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararı
3- İmza atılmış bulunan ittifaklar nedeniyle. (Örneğin... NATO Anlaşması’nın 5. maddesi gereği, üye ülkelerden birine dönük tehdidin, anlaşma ülkelerinin tümüne yönelmiş sayılması. Topluluğun tümüyle karşılık vermesi.)
İlk iki durum yok.
Üçüncüsünü oluşturan NATO Anlaşması 5. maddenin işlemesi ise, henüz söz konusu değil. Türkiye NATO’ya başvurmadı bile.
O halde Anayasa ve uluslararası hukukun meşruiyet zemini henüz oluşmadığı için, hükümet, TBMM’den, sadece üsler ve limanların kapasite artırımı bağlamında karar isteyebilirdi.
Yapılan budur.
İlk tüneldir.

Diğer iki kararın TBMM’den geçirilmesi ikinci aşamayı oluşturacaktır.
Bunun için de kavşak, silah denetçilerinin ikinci raporlarını Güvenlik Konseyi’ne sunacakları ve değerlendirmenin yapılacağı 14 Şubat’tır.
BM Güvenlik Konseyi Irak’a silahlı müdahale için karar verirse... TBMM’nin, ABD askerlerine topraklarını açması, Irak’a Kuzey’den girmelerine izin vermesi, TSK’nın Kuzey Irak’a geçme izni meşruiyet dışı olmaz...
Gül de bu nedenle diğer iki konuda TBMM kararının bayram ertesine bırakılacağını söylemiştir.
Bu da doğru olanıdır.
ABD Dışişleri Bakanı Powell’ın kanıt diye ortaya koyduğu fotoğraflar, ses kayıtları, istihbarat raporları ciddidir. Ama Irak’a harekât takvimini 14 Şubat’tan önceye çekmesi olası görünmüyor.
Ya bu kanıtlara karşın Güvenlik Konseyi Irak’a müdahale kararı almazsa?
Öyle görünüyor ki... ABD gene vuracak.
Türkiye’nin de İngiltere gibi stratejik ortak olarak bu harekâtta ABD ile birlikte saf tutacağı anlaşılıyor.
Elbette kimse savaş istemez...
Ama o kaçınılmaz ve acı dolu yolculuk - anlaşılan - başlıyor.
Sonu hayırlı olsun.