Meclis aritmetiği öyle kaygandır ki, onu
- hayatta olsaydı - aritmetiğin babası
Giuseppe Peano bile önceden okuyamazdı.
Dün
Meclis'teki oylama için de durum buydu.
Ortam pusluydu.
Sonuçlar açıklandı...
Ahmet Necdet Sezer'e cumhurbaşkanlığı kapıları iyimserlerin bile beklemedikleri oy sayısıyla daha da aralandı.
Kim kazanma yolunda?
İsim olarak
Sezer.Ama...
Daha ötesi...
Ciddiyet... Yani
verilen sözün arkasında durmak.
Sağduyu... Yani
istikrar.
Kaybeden ise
Yıldırım Akbulut ya da diğer adaylar değil, siyaset
fırdöndüsüdür.
Bizans politikalarıdır.
Ahde vefa göstermemek kaypaklığıdır.
Profil
Aslında...
5 liderin uzlaşmasıyla,
Ahmet Necdet Sezer'e çok daha yüksek oy çıkmalıydı.
Seçim, daha birinci turda bitmeliydi.
Peki neden bu beklenti gerçekleşmedi?
Nedenleri kısaca yansıtalım...
1- Ahmet Necdet Sezer, Meclis dışından bir aday.
2- Kamuoyunda yeterince tanınmıyor. Daha önce yapılan aday tanımıyla örtüşmüyor.
Özellikle
iç ve
dış politika deneyimi arayışlarıyla...
3- Meclis, 6 aydır cumhurbaşkanı sorunuyla uğraşırken,
Ecevit'in
"liderler zirvesi çıkmaza girmişti, o anda aklıma geldi" diye ortaya attığı bir ismin, önlerine oldubitti halinde konulmasını, milletvekilleri kabullenemediler.
4- Önergeyi imzalayan
Ecevit, Bahçeli, Yılmaz, Kutan ve
Çiller arasında sadece ilk ikisi gruplarına büyük ölçüde egemendir.
Çünkü onlar, partilerini yoktan var edip, iktidara taşımışlardır.
Diğerlerinin yönetiminde ise partileri büzülme sürecine girmiştir.
ANAP, FP ve
DYP'de, karşı oylar, bir bakıma kendi genel başkanlarına karşı tepkiyi simgeliyordu.
5- Ahmet Necdet Sezer'in bazı söylemlerinin
FP tarafından
"adeta bizden biri konuşuyor" diye tanımlanması, tereddütler yaratmıştı.
Öykü
Oylama öncesi saatlerde iki karşıt gücün sürtüşmesi, kulise siyasal elektrik salgılıyordu.
Hava gerilmişti.
Eksenini iktidarın oluşturduğu ve bazı
FP'lilerin de katıldığı bir taraf,
Ahmet Necdet Sezer'in oylarının
kritik eşik 300'ü aşması çabasındaydı.
Karşıt güç ise iki ayaklı bir strateji izliyordu.
Birincisi...
Sezer'in oylarının
281'in de altına düşmesi.
İkincisi...
Yıldırım Akbulut'un diğer adaylar arasından sıyrılarak ikinci konuma getirilmesi.
Böylece...
Üçüncü ve özellikle son turda
Sezer'in karşısına,
"cumhurbaşkanı Meclis'ten seçilmeli" görüşünde olanların etrafında bütünleşeceği tek bir adayın çıkarılması.
Kemiyet değil keyfiyet
Rakamların ucu göründü.
Sonuç belli.
Kemiyet okunuyor.
Ya keyfiyet?
Sezer'in
Anayasa Mahkemesi Başkanlığı'ndan istifası, pozitif hukukun değilse bile, hukuk devletinin gereği gibi görünüyor.
Yarınlarda, bir
Genelkurmay Başkanı, sırtında üniformasıyla ve temsil ettiği
Silahlı Kuvvetler'in ağırlığıyla cumhurbaşkanlığına adaylığını koyabilir.
Bir not daha...
Sezer'in duyarlı alanlardaki bazı sözleri tartışılmakta.
Oysa...
Hukuki söylem ile,
devletin zirvesindeki eylem farklı olacaktır.
MGK Başkanı ve
başkomutan sıfatlarıyla
Sezer'in alacağı bilgiler, brifingler devlette devamlılığın gereğidir.
Son gözlem...
Sezer, herhalde Türkiye'nin çıkarabileceği en ideal cumhurbaşkanı adayı değil.Ama...
Şu aşamadan sonra Sezer'in mümkün olan en yüksek oyu alması, Türkiye'yi temsil ederken, ona hissedebileceği bazı eksiklerini takviye gücü verebilir.
Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr