Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Meclis aritmetiği öyle kaygandır ki, onu - hayatta olsaydı - aritmetiğin babası Giuseppe Peano bile önceden okuyamazdı.
Dün Meclis'teki oylama için de durum buydu.
Ortam pusluydu.
Sonuçlar açıklandı...
Ahmet Necdet Sezer'e cumhurbaşkanlığı kapıları iyimserlerin bile beklemedikleri oy sayısıyla daha da aralandı.
Kim kazanma yolunda?
İsim olarak Sezer.
Ama...
Daha ötesi...
Ciddiyet... Yani verilen sözün arkasında durmak.
Sağduyu...
Yani istikrar.
Kaybeden ise Yıldırım Akbulut ya da diğer adaylar değil, siyaset fırdöndüsüdür.
Bizans
politikalarıdır.
Ahde vefa göstermemek kaypaklığıdır.

Profil

Aslında...
5 liderin uzlaşmasıyla, Ahmet Necdet Sezer'e çok daha yüksek oy çıkmalıydı.
Seçim, daha birinci turda bitmeliydi.
Peki neden bu beklenti gerçekleşmedi?
Nedenleri kısaca yansıtalım...
1- Ahmet Necdet Sezer, Meclis dışından bir aday.
2- Kamuoyunda yeterince tanınmıyor. Daha önce yapılan aday tanımıyla örtüşmüyor.
Özellikle ve dış politika deneyimi arayışlarıyla...
3- Meclis, 6 aydır cumhurbaşkanı sorunuyla uğraşırken, Ecevit'in "liderler zirvesi çıkmaza girmişti, o anda aklıma geldi" diye ortaya attığı bir ismin, önlerine oldubitti halinde konulmasını, milletvekilleri kabullenemediler.
4- Önergeyi imzalayan Ecevit, Bahçeli, Yılmaz, Kutan ve Çiller arasında sadece ilk ikisi gruplarına büyük ölçüde egemendir.
Çünkü onlar, partilerini yoktan var edip, iktidara taşımışlardır.
Diğerlerinin yönetiminde ise partileri büzülme sürecine girmiştir.
ANAP, FP ve DYP'de, karşı oylar, bir bakıma kendi genel başkanlarına karşı tepkiyi simgeliyordu.
5- Ahmet Necdet Sezer'in bazı söylemlerinin FP tarafından "adeta bizden biri konuşuyor" diye tanımlanması, tereddütler yaratmıştı.

Öykü

Oylama öncesi saatlerde iki karşıt gücün sürtüşmesi, kulise siyasal elektrik salgılıyordu.
Hava gerilmişti.
Eksenini iktidarın oluşturduğu ve bazı FP'lilerin de katıldığı bir taraf, Ahmet Necdet Sezer'in oylarının kritik eşik 300'ü aşması çabasındaydı.
Karşıt güç ise iki ayaklı bir strateji izliyordu.
Birincisi...
Sezer'in oylarının 281'in de altına düşmesi.
İkincisi...
Yıldırım Akbulut'un diğer adaylar arasından sıyrılarak ikinci konuma getirilmesi.
Böylece...
Üçüncü ve özellikle son turda Sezer'in karşısına, "cumhurbaşkanı Meclis'ten seçilmeli" görüşünde olanların etrafında bütünleşeceği tek bir adayın çıkarılması.

Kemiyet değil keyfiyet

Rakamların ucu göründü.
Sonuç belli.
Kemiyet okunuyor.
Ya keyfiyet?
Sezer'in Anayasa Mahkemesi Başkanlığı'ndan istifası, pozitif hukukun değilse bile, hukuk devletinin gereği gibi görünüyor.
Yarınlarda, bir Genelkurmay Başkanı, sırtında üniformasıyla ve temsil ettiği Silahlı Kuvvetler'in ağırlığıyla cumhurbaşkanlığına adaylığını koyabilir.
Bir not daha...
Sezer'in duyarlı alanlardaki bazı sözleri tartışılmakta.
Oysa...
Hukuki söylem ile, devletin zirvesindeki eylem farklı olacaktır.
MGK Başkanı ve başkomutan sıfatlarıyla Sezer'in alacağı bilgiler, brifingler devlette devamlılığın gereğidir.
Son gözlem...
Sezer, herhalde Türkiye'nin çıkarabileceği en ideal cumhurbaşkanı adayı değil.
Ama...
Şu aşamadan sonra Sezer'in mümkün olan en yüksek oyu alması, Türkiye'yi temsil ederken, ona hissedebileceği bazı eksiklerini takviye gücü verebilir.


Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr