"Bir Meclis başkanı düşünün... Milletvekilliği düşmüş.Ama o, benim Meclis başkanlığım sürüyor, çünkü, başkanlığım değil, milletvekilliğim düştü diyor. Böyle mantık olur mu?"Kanadoğlunun paraleli düşündürücü.Ancak Anayasa Mahkemesi kararı Erdoğanın kurucu üyelikten istifasını öngörüyordu.O da kurucu üyelikten istifa etmiş.Anayasa Mahkemesi kararının gereğini böylece yerine getirmiş."Ne var bunda" denebilir.Oysa... Milletvekili olmayanın, Meclis başkanı olamayacağı gibi kurucu üyeliği kalkmış bulunan Erdoğanın kurucu üye sıfatıyla seçildiği Genel Başkanlığı sürer mi? Yargıtay Başsavcısı Kanadoğlu, R. T. Erdoğanın durumu için şu örneği veriyor: Minarenin kılıfı Yani...AKP tüzüğü sanki bugünler için "tedbirli" hazırlanmış.Anayasa Mahkemesinin de o nedenle Başsavcı Kanadoğlunun, "Erdoğan kurucu üyelikten ayrıldı ama Genel Başkanlığı sürdürüyor. Böylece Anayasa Mahkemesi kararını tam olarak yerine getirmediği için, AKPnin kapatılması ve Erdoğanın Genel Başkanlık sıfatına ve yetkilerine tedbir konulması" isteğini geri çevireceği düşünülebilir.Böylece Kanadoğlunun deyimiyle Erdoğan hukukun arkasından dolanarak yoluna devam edebilir. AKP tüzüğünün 161. maddesi "parti üyesi olmayanların da genel başkan seçilebileceğini" öngörmekte. Kılıf kısa mı? Çünkü...Tüzüğün 161. maddesi "sadece ilk oluşumda üyelik koşulunu" aramıyor.Yani geçici:Parti merkez organları - ilk oluşumda - kurucu üyeler veya kurucular dışındaki kişiler arasından önce genel başkandan başlanarak seçilir..."Kanadoğlu "Erdoğan - ilk oluşumda - kurucu üye olarak Genel Başkan seçilmiş. Kurucu üyeliği sona erdiğine göre o sıfatla seçildiği Genel Başkanlığı sürdüremez. Üyelik koşulu aranmayış sadece - ilk oluşum - aşaması için. Şimdi artık tüzüğün 68. maddesindeki olağan koşullar uygulanır" diyor.69. madde "Merkez organlarında görev almak için - üyelik - koşulu" öngörmekte. Kanadoğluna göre burada da "kılıf minareyi örtmüyor." Çıkmaz sokak Erdoğan Genel Başkanlıktan istifayı basar.Gider AKP üyelik kaydı yaptırır.Kurucular Kurulu da AKP tüzüğü 69. maddesi gereği onu yeniden genel başkan seçer.Sorun kalmaz...Gerçi, onun milletvekili olması sakıncalı görülmüş, aday olamamış ama aday listelerinin tamamında adı nal gibi harflerle Genel Başkan olarak basılmış.Anayasa Mahkemesi kurucu üye bile olamaz hükmünü vermiş ama kurucu üyeler de dahil tüm AKPnin genel başkanlığını sürdürür. Partisi iktidar olursa "koordinatör bakan" olarak fiili başbakanlık da yapabilir.Ama... Kanadoğlu "olamaz. AKPye üyelik kaydı da yaptıramaz" diyor."Çünkü... Siyasi Partiler Yasasına göre TCK 312den mahkûm olanlar seçimlerde aday ve bir partinin kayıtlı üyesi olamazlar." Kolayı var. Hukuk ve siyaset Erdoğanın önüne art arda konulan engellerin onu abartılı boyutlarda şişirdiğini çok kez yazdım. "Kahraman yaratılıyor" dedim.Bu kez de seçime 10 gün kala bu dava, özüyle kavranamamak ve Erdoğana yeni bir tertip gibi algılanmak tehlikesiyle karşı karşıya.Buna karşılık "hukuk ve tüzük benim" zihniyeti ve de "5 günlük ishal raporu alarak mahkemeye gitmemek... Ama seçim meydanlarını dolaşmak" hukuk ilkelerine bağlılık röntgeni.Kanadoğlunun davasına gelince...Hukukun boşlukları bağırsak bozuklukları için mi? g.civaoglu@milliyet.com.tr Siyasette ve kamuoyu ışıkları önünde görev yapan mesleklerde hukuka uyum önemlidir. Fakat dahası... Hukuk kadar kamu vicdanının da gözetilmesi gerekir.