Beklenen oldu... Suriye “PKK kartını” masaya sürdü.
Sınıra fareler Suriye topraklarına Kandil’den 500 PKK’lı geldi.
Bunlar “çifte görevliler.”
Öncelikle, Suriyeli Kürtlerin başkaldırı hareketine katılmasını ve destek vermesini önleyen vurucu güç olarak kullanılıyor.
Esad yönetimine hizmet veriyorlar.
Suriyeli Kürtlerden isyancılara geçiş olmasını silah zoruyla önlüyorlar.
Dışa dönük görevleri ise Türkiye’yi “destabilize” etmek.
Sınırın kuzeyine geçerek Türkiye’de kanlı eylemler koymak talimatını aldılar.
İlk örneği Kayseri’deki PKK’lı canlı bombaların katliamı.
Telsiz ve telefon konuşmaları kelime kelime yayınlandı.
Belki de Ankara’ya gidip orayı kan gölüne çevireceklerdi.
Daha da kaygı verici olan şey Suriye’nin elindeki uzaktan kumandayla böyle eylemlerin “seri katliama” dönüşebileceğidir.
BAŞA DÖNÜŞ
Yıllar öncesi duruma dönüş mü yoksa?
PKK kampları Şam’ın kontrolündeki Bekaa Vadisi’ndeydi.
Abdullah Öcalan Şam’da bir apartman dairesinde ikamet ediyordu.
Hem de Türkiye kara ataşesinin de oturduğu binada...
Türkiye’den “onu bize teslim edin” başvurularına pişkince “Suriye’de o isimde biri yok” cevabını veriyorlardı.
Hatta dönemin başbakanları Turgut Özal ve Süleyman Demirel bunu bizzat devlet başkanı Hafız Esad’a söylemişlerdi.
Esad onların verdikleri “Abdullah Öcalan’ın adresi ve telefon numaraları kayıtlı kâğıdı” hiç bakmadan cebine koymuştu.
Cevap bile vermemişti.
PKK’nın lojistiğini Suriye karşılıyordu.
Parkalarının enselerinde “Suriye ordusu için üretilmiştir” diye yazılı etiketleri görmüştüm.
Yıllar böyle aktı. Sonunda artık tüm tahammül sınırları aşıldığında Suriye’ye Ankara resti çekti:
“Düşmanımızı barındıranlar düşmanımız olur. Gereği yapılır.”
Doğru bir söz ve doğru zaman...
Onurlu bir devlete yakışan da buydu.
Şımarıklığa daha fazla tolerans gösterilemezdi.
Doğru sözün yanı sıra “doğru zamana” gelince...
Suriye’nin İsrail’le arası gerilim telleri üzerinde yürüyüştü.
İsrail ve Türkiye arasında sandviç konumundaydı.
Şansı yoktu.
Abdullah Öcalan’ı sınır dışı etti.
Bunu yapmasaydı?
Sorunun cevabını “alternatif tarih tartışmalarında” dinledim.
APO’YA SÜRGÜN
TSK birkaç saat içinde Suriye içlerine girmiş oldu.
Süper büyükler ve BM müdahalesiyle ateşkes ilan edildi.
TSK, Abdullah Öcalan’ı alarak sınırların berisine dönerdi.
Ama...
Hafız Esad bir gün bile Suriye’nin başında kalamazdı.
Hafız Esad bunu bildiği içindir ki Abdullah Öcalan’ı şutlamakta hiç tereddüt etmedi.
PKK’nın Suriye desteği tıraş edilmişti.
Sonraki süreçte iktidarın oğlu Esad’la “kanka” ilişkileri hafızlarda henüz çok taze.
Ve...
Zaman tünelinden geriye, 13-14 yıl öncesine dönüştür bu.
SURİYE ÇANAK TUTUYOR
“Ders alsaydı tarih hiç tekerrür eder miydi” söyleminin zamanıdır.
Suriye gene “çanak” tutuyor.
Bundan 13-14 yıl önceki Türkiye’den bugünkü Türkiye daha zayıf mıdır?
Ürkek midir?
Yarım porsiyon Suriye’den mi çekinecektir?
O zamanların Suriye’si Türkiye’yle İsrail arasında sandviçti.
2012 Suriye’si ise kendi içindeki muhaliflerle Türkiye arasında sandviç.
Sanıyorum...
Esad yönetimi, PKK kartını oynayarak Türkiye’ye “sen de isyancılara destek verme” mesajını gönderiyor.
Ama...
Durum çok farklı.
Türkiye’nin yaptığı insani yardımdır.
Suriye ise kan dökücülerin arkasında yer alıyor.
Daha düne kadar kimlik belgeleri bile verilmeyen Suriyeli Kürtlerin bu oyunlara gelmemesi gerekir.
Özay Şendir
Netanyahu için sonun başlangıcı…
18 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Eğitim vezir de eder rezil de!..
18 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Toparlanmanın devamı gelir mi?
18 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Hande Subaşı: Modellikten geliyorum, ama modayı hiç takip etmiyorum
18 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Yunanistan’ı anlamama sendromu
18 Mayıs 2025