Suriye ve 2012 turizmi

DÜŞÜNDÜRÜCÜ bir soruyu okudum: “Geçen yıl Türkiye’ye 30 bin turist gelmişti...
Suriye nedeniyle bölgede bir sıcak savaş olursa, Türkiye’nin turizmi ne hale gelir?”
Suriye’de 100 bin Çerkez varmış.
Bunlar Rusya’ya başvurmuşlar.
Kendilerini güvende hissetmedikleri için Kuzey Kafkasya’ya geri dönmek için Rusya’ya başvurmuşlar.
Bu başvuru “olasılığı büyüyen depremin” ön işareti mi? (*)

SURİYE TEKİN DEĞİL
Suriye’den görüntüleri dünya TV’lerinden izliyorum.
Durumun “sözde ateşkes” diye yorumlamaları, kameradan güncel görüntülerle de kanıtlanıyor.
Genelde “bu mayanın tutmayacağı” görüşü ağır basıyor.
Esad’ın Suriye’si, Libya, Tunus, Mısır değil.
Esad’ın arkasında Rusya, Çin, İran var.
Rusya’nın Suriye sahilinde bir askeri üssünün olması çok şey ifade eder.
Bu 3 ülkenin Akdeniz’e açıldığı “dost kapı” anahtarı Esad’da.
O da kapıyı açık tuttukça 3 ülkeyi arkasında bulacağından emin.
Sami Kohen Milliyet’te şöyle bir yorum yazmıştı:
“........... açıkçası Esad, özellikle Rusya’yı yanında hissettiği sürece geri adım atmayacak........”
Cumhuriyet’te Leyla Tavşanoğlu’nun Rusya’nın Ankara Büyükelçisi İvanovsky ile yaptığı röportaj yukarıdaki satırları doğruluyor:
Bakın Suriye’de 5 bin kişi öldürüldüğü zaman ortalık ayağa kalktı.
Evet 5 bin kişinin öldürülmesi çok kötü olay.
Kabul edilemez.
Ama Irak’ta 2003’ten sonra toplam 120 bin kişi öldürüldü.
Bunu kimse neden hatırlamıyor, dile getirmiyor?
Bir başka ilginç husus daha var ki Türk basınına bu yansımadı.
Irak’ta ve Mısır’da yaşayan 700 bin Hıristiyan ülkelerini terk etmek zorunda kaldı.
Irak’tan kaçan 100 bin Hıristiyan bugün Suriye’de.
Şimdi Suriye’nin başına gelebilecek olaylar yüzünden acaba onlar başka nereye kaçabilir?
Suriyeli Çerkezler de sığınmak için resmen Rusya’ya başvurdu.
Kuzey Kafkasya’ya dönmek istiyorlar.
Suriye, Alevi’si, Sünni’si, Şii’si, Hıristiyan’ı olmak üzere çok çeşitli toplulukları barındırıyor.
Biz bir araya gelip konuşalım diyoruz.
Bütün bu yaşananların gerisinde İran var.
Gelişmeler çok olumsuz olursa bu bölge çok ciddi tehdit altında kalacaktır.
Bakın, bu bölgede bir savaş patlak verirse turizm ne olur?
Türkiye’ye bildiğim kadarıyla geçen yıl toplam 30 milyon turist geldi.
Böyle bir savaş durumunda turizm sektörüne ne olur?
Bu hiç düşünülüyor mu?

TEHDİT ÜSTÜ ŞAL
Bir de Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim’in söylemi var.
Üstündeki şalı çektiğinizde altından “tehdit” çıkıyor.
Şöyle ki:
Bu komşuluk değil.
Türkiye, Suriye Özgür Ordusu olduğunu iddia eden silahlı gruba ev sahipliği yapıyor.
Onlara eğitim veriyor mu bilemiyorum.
Ama...
Onların sınırdan geçişine izin veriyor; silahlarıyla birlikte...
Ben de şaşıyorum, nasıl oldu da Türkiye inşa ettiğimiz dostluktan 180 derecelik dönüş yaptı.
.................
Biz bu tutuma misilleme yapmıyoruz.
PKK ile mücadelede Adana mutabakatına sadık kalmaya devam ediyoruz.
Utku Çakırözer’in Muallim ile bu söyleşisinde “Türkiye’ye PKK’ya destek vererek misilleme yapabiliriz” yarı açık tehdidi bir başka tehlikeyi de işaretliyor.
Rusya büyükelçisinin dikkat çektiği “bu topraklarda sıcak savaş” olmasa bile, Suriye’nin baba Esad zamanında elinde tuttuğu PKK kartını Esad’ın da oynayabileceği tehlikesine/tehdidine dikkat.
....................
Ortadoğu kumun petrolle karıldığı çamurlu coğrafyadır.
Çok kaygandır.
Romantik politika, iç politikada önceleri prim yapsa da bu “gel” hareketinin “git” hareketi çok daha büyük olur.
Aman dikkat...
....................
(*) Emre Kongar, ABD’nin Siyasal İslam’la Dansı (Remzi Kitabevi Nisan 2012) sayfalarında bu ve güncel diğer konular işleniyor.