Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

 Basel

“Talih, yiğitlerden korkar, korkakları ezer.”
Seneca

Fatih Terim’e “ballı”, Milli Takım’a “şanslı” yorumları filozof Seneca’nın bu söylemiyle de düşünmeli.
“Şans” Fransızcadır. Türkçe karşılığı “talih...”
Seneca’nın söyleminden “yiğitler” kelimesi burada her kilidi açan “master key (anahtar)”dir.
Başta Fatih Hoca olmak üzere “yiğitlerimizi” görmemek yanlış olur.
Peki futbolda şansın hiç mi rol çalmışlığı yok?
Olmaz olur mu?
Neden “Bugün top bizi sevmiyor” yorumunu yaparız?
Yüreğimiz gümbür gümbür bir gol tehlikesi atlattığımızda neden “Bugün kalemizi melekler koruyor” deriz?
Uzun uzadıya iki takımın oyun tarzlarını, oyuncu performanslarını, yıldızlarını tahlil ettikten sonra ibrenin hangisini gösterdiğini de belirterek noktayı koyarız ama gene de bir ihtiyat cümlemiz olur:
“Elbette bunlar kâğıt üzerinde tahminler, belli olmaz.... top yuvarlıktır.”

Haberin Devamı

Talih yiğidi sever

YİĞİDİM ASLANIM
Maç öncesi satırlarda “Yiğidim aslanım Fatih Hoca’ya ve yiğidim aslanım millilerimize” alacakları sonuç ne olursa olsun şimdiden yürekten teşekkür.
Onlar her maçta son saniyeye kadar sahip oldukları her şeyi sahaya koydular.
Evet...
Seneca’nın “Talih yiğitlerden korkar, korkakları ezer” söylemini kanıtladılar. Talihi korkuttular, son saniyede dize getirdiler. Hamaset değil, gerçek inancım.
Şu satırların yazılışını izleyen gece de Basel’de aynı inançlı oyunun sahneleneceğine kuşkum yok.
Sakatlıklar, sarı ve kırmızı kartlarla eksikliklerimiz çok.13-14 oyuncuyu bulmakta zorlanıyor hoca.
Belki sakatlardan 1-2’siyle “zorunlu sürpriz” yapabilir. Oynatmazsa da Alman koçun kafasını karıştırır.
Bu takımda her oyuncunun eşit olduğunu düşünmemiz gerekir. Hepsi için aynı heyecanı duymalıyız.
Gerçi... her takımda yıldızlar vardır ama onlar bile “eşitler arasında birinci”lerdir.
Ay yıldızlı formayla mücadele eden millilerimiz için “Osmanlı görkemini de yansıtıyorlar” diye düşünüyorum.
Öyle ya...
Azerbaycan’dan Bulgaristan’a, Batı Trakya’ya, Makedonya’ya, Bosna’ya... Çin’den Pakistan’a, Ortadoğu ülkelerine, Mısır’a, Sudan’a, Magrip ülkelerine kadar muazzam bir imparatorluk coğrafyasından heyecanla destekleniyorlar. Yiğitlerimiz, böylesine güçlü bir elektrik odaklanmasını dokularının her hücresinde hissedecekler.
Basel yazısını şimdilik George Herbert’in şans için şu sözüyle noktalayayım.
“Talih, kimine anadır, kimine üvey ana...”  Bu gece de “ana olması” dileğiyle...
.........................
Ve...
Ne yazık ki 2-3... Bu sonucu hak etmedik. İyi oynadık. Fatih Hoca da iyi yönetti. Daha fazlasını şimdi yazmak içimden gelmiyor.
Ama yarı finalde oynamak çok güzeldi...
Yiğitlerimizi, aslanlarımızı kucaklıyorum.

Haberin Devamı


FIRAT’A...
Dün bu köşede “Dengir Mir Mehmet Fırat’ın dedesinin yeşil kırmızı kurdeleli İstiklal Madalyası’na sahip altı gaziden biri olduğunu... Atatürk tarafından milletvekili seçtirildiğini, üç dönem bu görevi yaptığını” yazmıştım ve bu kökten gelen Fırat’a “Atatürk devrimlerinin millette travma yarattığı yolundaki söylemi hiç yakıştıramadığımı belirtmiştim...”
Ve...
“İnsanlar komşularını, arkadaşlarını, partilerini seçebilirler ama dedeler torunlarını seçemezler” gibi bir insanlık gerçeği mesaj vermiştim.
Dün Ankara temsilcimiz Fikret Bila’nın köşesinde Fırat’ın açıklaması yer aldı.
O da merhum dedesine gönderme yapıyor ve özetle “Ben cumhuriyet çocuğuyum, böyle bir dedenin torunu olarak nasıl harf devrimine ve diğer Atatürk devrimlerine karşı olabilirim? Bu mümkün değil” diyor.
Bence de bu kadarı yeterlidir ve önemlidir.