Türkiye buna seyirci kalamaz. Peki müdahale edebilir mi?Kritik kavşaktayız. Dışişleri Bakanı Gülün, ABD için "Böyle devam ederse işbirliği biter, bunu açıkça bildirdik" söylemi, - iki ülke arasında diyalog tonuna aykırı - dozajda değil, en düşük profilde olsaydı bile ne değişirdi? Telaferde olanlar Türkiye ile "ABD / Barzani - Talabani blokunu" karşı karşıya gelmeye zorluyor."2- Telafer, - göstermelik - gevşeme bir yana - kuşatma altında... Nüfus sayımı öncesi, Türkmenler kıyılarak, susuz, elektriksiz, can güvenliğinden yoksun bırakılarak ve göçe zorlanarak Kürtleştiriliyor." Plan, "daha sonra Kürt blokuna katmak" olabilir."3- Telafer, düşürülerek, Türkiyenin ikinci sınır kapısı açmak projesi ve Türkiyeden Araplara doğrudan uzanacak koridor" olasılığı da önlenmek isteniyor.Telafer, bu koridorun güvenlik supabıdır. Koridor boyunca, Barzaniye bağlı tek tük yerleşim yerleri küçük nüfusludur. Etkili değillerdir. Koridor coğrafyasının egemen nüfusu ve gücü Türkmenlerdir. Türkiyenin Kuzey Iraktaki varlığı da buralarda hissedilir düzeydedir. Bu nedenlerle Kürt coğrafyasına açılan Habur sınır kapısına alternatif ikinci sınır kapısı, Telaferin Türkmen kalması halinde güvenli bir geçiş koridoru oluşturacaktır.Ama...Bu olasılık gerçekleşirse, Kuzey Irak Kürt yönetimi önemli gelir kaynağından yoksun kalır. Türkiyeden Iraka iletişimi de denetleyemez.Telaferdeki kıyım, bu ikinci sınır kapısı ve ikinci geçiş koriodoru seçeneklerini yok etmeye dönüktür."4- İkinci koridor, Kuzey Irak Kürt coğrafyasını boydan boya kesecektir." Kuzey Irak coğrafyasında bir kısım Kürtler, koridorun altında kalarak büyük kesimden ayrı düşebilir.İleride olası Kürt devletinin coğrafyası küçülür."5- Bu koridor, Suriye, Irak Kürtleri coğrafyasını da boydan boya kesecektir." Gerçek şu ki... "1- Telaferde, Türkiye ile ABD / Kuzey Irak Kürtleri bloku karşı karşıya..." İncirlikten kalkan ABD uçakları - halı - vuruşuyla, Telaferin 400 bini bulan Türkmen nüfusunu süpürürcesine bombalıyor. Barzaninin güçlerinden Kürt bir komutan ve içinde Barzani güçlerinin de bulunduğu Irak birlikleri tarafından kıyılıyor, göçe zorlanıyor. ASAM (Avrasya Stratejik Araştırma Merkezi) Kurucusu Profesör Ümit Özdağdan vahim bir öngörü..."6- Telaferde yapılanlar, ileride azımsanmaz bir olasılıkla Kerkükte yapılacak olanların provasıdır..."Gerçekten...Türkiyenin burnunun dibinde Telaferde yapılanlara ve Türkmen nüfusun kıyımına, göçe zorlanmasına Türkiye tepkisiz kalmış olursa..."Çok daha içerilerde bulunan ve Kürt nüfusu da olan Kerkük için de ileride parmağını bile oynatmayacağı" yorumları yapılmaz mı?Telaferde Türkiyenin ve TSKnın sabrı ve kararlılığı test edilmekte. Kerkük provası Prof. Özdağın stratejik değerlendirmesi şöyle: "TSK, PKK ile savaşımı sürecinde, bölgenin saygı duyulan en büyük silahlı gücü haline geldi.Türkiye ulusal ağırlığının silahlı ifadesi olan gerçekten caydırıcı TSKnın imajı yıpratılmak isteniyor."Bu kuşku, ulusal gurura duyarlığı yansıtmakta.Süleymaniyede, özel kuvvetlerin bürolarının ABD silahlı birimleri tarafından basılması, subaylarımızın, astsubaylarımızın başlarına çuval geçirilerek günlerce tutsak tutulmalarıyla başlayan bir süreç mi yoksa?.......Sonuç... Bu iyiye gidiş değil.ABDden bazı "gevşeme" işaretleri var ama sistematik plan içinde, bazen bir iki geri taktik adım, sadece "göz boyama" olur.Türkiye, "ZİNAYA HAPİS" gibi ıvır zıvır tartışmalarla zaman yitirirken ulusal yararları gölgelendi......"Doğru zamanda, doğru kişi ve doğru söylem..." Deniz Baykalın hakkı teslim edilmelidir. Bu üç doğruya kulak vererek Recep Tayyip Erdoğan da bir son adımı atmadan önce gene "sağduyu yol haritasına" bakmak esnekliğini göstermiştir. "Zinaya hapis cezası"nı tartışmak ayıbı ve patinajı noktalanmış bulunuyor. g.civaoglu@milliyet.com.tr Çuvalla başlamıştı