Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Tembel pabuçlar

Güvendiğim kaynağa göre -Anayasa Mahkemesi’ne dava sürecinde- AKP oyları yüzde 50’nin üzerine çıkmıştı.
“Kapatma kararı” çıkmadı, o nedenle bu oran siyaset normallerine geriledi mi? Sorunun cevabı askıda.
Çünkü... Yeni bir araştırma için yeniden alana çıkmak gerek.
Genel seçimlere daha çok var ama önümüzdeki yıl yapılacak yerel seçimlerde AKP silindir gibi geçebilir.
Ve... Gene aynı soru: “Bu CHP ile AKP’nin önlenemez tırmanışı nasıl durur ki?..”
Dönüp dolaşıp Baykal’ı hedef alıyorlar.
Peki... Neden iktidarı hedefleyen ve en azından ağırlıklı bir muhalefet için Baykal’ın dışında bir lider, CHP’nin ötesinde bir siyasal parti hareketi oluşmuyor?
Millet “alternatife” açık.
Örnek vereyim... İsmail Cem-Kemal Derviş ikilisi müthiş bir rüzgâr yaratmıştı.
Erdoğan ve Gül’ün AKP’si ile aynı süreçte Cem ve Derviş’in başını çekecekleri yeni parti için kamuoyu araştırmaları yüzde 42 dolaylarında potansiyel oran gösteriyordu.
Derviş’in CHP’ye geçişi psikolojik yıkımdı. Bu hareketi çökertti.
Bir örnek daha... Cem Uzan’ın Genç Parti’si nasıl yüzde 7.5 oy alabildi?
Cem Uzan’ın vaatleri arasında sadece gökteki yıldızlar eksikti ama konu bu değil...
Hiçbir siyaset mazisi olmayan, siyaset tarihinde hiçbir kökten beslenmeyen genç bir adamın cumhuriyetle yaşıt CHP’nin yarısı kadar oy alması önemlidir.
Türkiye insanının “seçenek” arayışının göstergesidir.
Bunca kerameti kendinden menkul, yıllardır siyaset içinde olan liderlik iddialı kişi neden bir heyecan fırtınası estirmiyor, bir umut ışığı yakamıyor?
“Küçük olsun benim olsun” kafasıyla kurdukları “tabela partileri”nin isimleri bile bilinmiyor.
Seçimlerde yüzde yarım oy alamıyorlar.
O halde... Baykal’ı günah keçisi yapmak, sırtına da CHP’yi yüklemek ve siyaset gevezeliğiyle olmuyor.
Hadi kalkın ayağa, çıkın meydana, beğenmediğiniz Baykal ve CHP’nin yapamadığını siz yapın.
Cem Uzan tek başına yüzde 7.5 oy almışsa, bu, yeni yüzlere, yeni isimlere, yeni söylemlere, yeni eylemlere umut dopingidir.
Tembel pabuçları atsınlar ayaklarından...

Haberin Devamı

Tembel pabuçlar

TOST MAKİNESİNDE AYAKKABI
Ve gene pabuç öyküsü...  31 Ağustos Pazar günü dünyanın 25 ülkesinde 1 milyon kişi koşacak.
Amaç... Daha sağlıklı toplumlar yaratmak, koşu ve yürüyüş kültürünü geliştirmek.
İlk start düdüğü Taipei’de, son düdük ise Los Angeles’ta...
İstanbul’da 10 bin kişi koşuya Beylerbeyi cebinden başlayıp Boğaziçi Köprüsü’nden geçecek. Koşu Kuruçeşme Arena’da Kenan Doğulu’nun vereceği konserle sona erecek.
“İnsanlık” temalı bu koşu Nike tarafından düzenleniyor.
Nike’ın kurucusu Bill Bowerman ilginç fikirleri olan bir koşu koçuydu. Tost makinesine kauçuk döküp taban yapıyor, balık derisinden ayakkabı yüzeyi üretiyor, böylece ayakkabıyı hafiflettikçe koşucuların performansının artışını ölçmeye çalışıyordu.
Bowerman, egzersiz devrimi “jogging”in de isim babası ve teorisyeni.
Yıllar sonra Nike, bugün spor ayakkabılarının lider markalarından biri.
Koşu bir tutku. Hatta öylesine ki... Günde 30 km koşmadıkça rahatsız olanlar psikologlara başvuruyorlar.
Parkur her gün 100’er, 200’er metre azaltılarak aylar içinde günde 6-7 km koşu performansına çekmek yöntemi uygulanıyor.
Sporu makulde tutarak enerji boşaltmak üzere çıplak ayakla yapılan iki kişinin sporu, Prof. Dr. Mehmet Öz’ün tavsiyesi...

Haberin Devamı

KÜLLER
Önceki gün bu köşede Nazilerin Yahudileri yaktıkları fırın için “krematoryum” yerine sehven “kriminatuar” olarak yayımlandı. İletişim kanallarındaki bu algılama kazasını düzeltiyorum.
Ayrıca Osmanlıcası tahaffuzhane olan krematoryumlar öldükten sonra yakılmak isteyenler için hâlâ mevcuttur. Örneğin... Soprano merhume Leyla Gencer’in denize serpilen külleri...