Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

REFERANS “araştırmacı gazetecilik” yapmış. “Hükümetteki 63 bakan çocuğunun iş dünyasında parlayan yıldızları göz alıyor” başlıklı bir “haber-analiz.”
Başbakan Erdoğan’ın oğlu ve gelininin ortak olduğu altın ve pırlanta işi yapan şirketin ortaya çıkması bağlamında yapılan araştırmada bakan çocuklarının genç yaşta nasıl da büyük başarılar sağlayan yetenekler(!!) oldukları yansıtılıyor.
İsim isim ve şirket şirket... Yani iş hayatının “PAF” (*) takımı...
Bunları okuyunca ANAP yıllarında dönemin Başbakan Yardımcısı Ekrem Pakdemirli’nin bir kara mizahını anımsadım.
Anlatayım...

Haberin Devamı

Ticaretin PAF takımı


Onunki patron, bizimki işsiz
O zamanlar Sabah’ta yazıyordum.
Bir gece gazetenin sahibi Dinç Bilgin ve Genel Yayın Yönetmeni Zafer Mutlu ile gazetenin birkaç yazarı Ekrem Pakdemirli’nin evine gitmiştik.
Pakdemirli ile “Sabah”çılar daha İzmir yıllarından “tavla” dostlarıymış.
Pakdemirli ile Bilgin tavla oynarlarken Pakdemirli’nin kızı biz konuklara kahve sundu.
Söz, bu genç kızın eğitimi ve o sırada hangi işte olduğuna geldi.
Pakdemirli “kızının Bilkent Üniversitesi’ni parlak dereceyle bitirdiğini” söyledi. “Ama ne yazık ki, henüz iş bulamadı” diye yakındı.
Muzip arkadaşlardan biri “Pakdemirli’nin kızı ile aynı yıl aynı okulu bitiren Turgut Özal’ın oğlu Efe’nin -iş bulmak da ne demek- iş kurduğunu, patron olduğunu, paraya para demediğini” söyledi.
Pakdemirli gülümsedi; “Anlaşılan o dâhi ama bizim kızımız dâhi değil” cevabını verdi.
Tek bir cümleyle durumu net olarak açıklamıştı.
Nepotizm, “yönetimdeki siyasi gücün ailelerine ve yakınlarına iş olanaklarının sunulması” diye tanımlanır.
Kimse için “nepotizm kapsamında” iddiasında değilim, hukukçu şapkam gereği böyle bir suçlamada ya da imada bulunmuyorum.
Ayrıca yaşamlarının başındaki gençleri de toptancı bir önyargıyla rencide etmek istemem.
Ama... Pakdemirli ve ailesine nepotizm virüsünün hiç bulaşmadığını söyleyebilirim.
Pakdemirli, toprak adamıdır. Bileğinin ve alnının teriyle kazanır.
Aradan yıllar geçti. Ekrem Pakdemirli’nin kızının da sağlam ve kalıcı bir kariyer çizgisinde ilerlemekte olduğunu düşünüyorum.
Kolay pırıltılar değil, hak edilmiş başarılar kalıcı oluyor.
......................
(*) PAF’ın açılımı: Profesyonelliğe Aday Futbolcular.

SIRRIN SIRRI
ESKİ Başbakan Tansu Çiller’in eşi Özer Uçuran Çiller “SIRRIN SIRRI” adlı bir kitap yazdı.
Özer Uçuran Çiller daha 1980’lerden bu yana felsefe, insan ilişkileri, alternatif tıp, gizem bilimleriyle yakından ilgiliydi.
Bu alanda günlük yazılar yazdı. Kitapları yayımlandı.
Hatta ilk köşe yazılarını benim genel yayın yönetmeni olduğum Güneş’te yazmaya başlamıştı.
Hesap adamı mühendis şapkasının yanı sıra bir de bu mistik tarafı vardı.
Son kitabı “SIRRIN SIRRI” da onun bu kişilik sentezini yansıtıyor.
Türkiye’de ve dünyada en çok satan kitaplar arasında olan “SIR” zaten biliniyor. “Çekim yasası” olarak ne istersen sana geri dönebileceği iddiasını yansıtan bir kitap.
Peki ama “neden bu geri dönüş?”

Ticaretin PAF takımı

Özer Uçuran Çiller işte burada mühendis beyniyle devreye giriyor.
“Düşüncenin bir enerji titreşimi olduğunu, uzaydaki aynı frekansta titreşimlerle buluştuğunu ve yarattığı manyetik alana çekim yaptığını” anlatıyor.
İşte “SIRRIN SIRRI” özetle bu.
Eşit frekanslar “rezonans” yaratıyor.
Hem “çözüm”, hem “çöküntü” yapabiliyor.
Sadece istekler değil, asıl alternatif tıpta çok önemli.
Bir süre önce tuğla gibi bir kitap almıştım. “Titreşim Tıbbı”nın izahıydı.
Öylesine çetrefildi ki ilerleyemedim.
“Sırrın Sırrı” bunu da kapsıyor. Akıcı bir üslupla anlatıyor.