FRANSIZ gazetesi -itibarlı- Le Monde Türkiye’den bakın nasıl bahsediyor:
Türkiye Arap devrimlerinde kremalı pasta...
Hangisi olursa olsun “ılımlı İslam” hedefi koyanlar ideal yönetim modeli olarak 10 yıldır Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan olan Türkiye’deki Adalet ve Kalkınma Partisi’ni anıyor.
Bu referans büyüleyici, biat ettirici, güven veren, hatta teşvik edici ama AK Parti (yazıda AKP diye anılmakta) “ılımlı İslam” değil kendini “İslamcıdan” çok “muhafazakâr” olarak tanımlıyor.
AK Parti, net olarak daha çok Müslüman Kardeşler’e ve “sufi” Fethullah Gülen hareketine yakın Necmettin Erbakan’ın Fazilet Partisi’nden doğmuştur.
Özellikle Mustafa Kemal Atatürk’ün laik Türkiye’sinde ortaya çıkan AK Parti’nin Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Eylül 2011’de yaptığı gezide Müslüman Kardeşler’in çatısı altında Halifeliğin, Osmanlı’nın bitişiyle birlikte yok olduğunu söyledi.
İHRAÇ EDİLEMEZ MODEL
Bunun satır araları şöyle okunabilir:
Arap Baharı’nın kremalı pastası Türkiye...
Ilımlı İslam söylemlerinin sahipleri Türkiye’yi model gösteriyor.
Ancak Türkiye “Ilımlı İslam” değil kendisini “muhafazakâr” diye tanımlıyor.
Yani...
Arap Baharı ülkelerine model olamaz.
..................
Zaten yazının başlığı da şöyle:
“Türkiye: İhraç edilemez model”
..................
Başlık ve Türkiye teşhisi güzel...
Yeni oluşmakta olan “ılımlı İslam’ı” hedeflemiş ülkelerde Türkiye’ye sempati de olumlu.
Ancak...
“Türkiye’nin Müslüman Kardeşler’e yakın olduğu” izlenimleri düşündürücü.
SÜNNİ TAMAM YA Şİİ?
Türkiye üzerine gölgeler düşürüyor.
Arap Baharı rüzgârının “Sünni ve Selefi” hareketleri iktidara getirdiği/getireceği ülkeler Türkiye’ye sorun olmayabilir ama ya Şiiler, Aleviler?...
Şii İran ile ilişkiler zaten “füze kalkanı” nedeniyle renk attı.
Şii Başbakan Maliki de Türkiye’ye iyi gözle bakmıyor hatta bunu açıkça söylüyor.
Güney Irak’ın da Şii olduğunu dikkate almak gerek.
Suriye’yi Alevi Esad ve ailesi yönetiyor.
Suriye nüfusunun yarısı Alevi olduğu için İran’dan destekli.
Lübnan’da Şiiler hem sayı, hem silahlı örgüt olarak da güçlü.
Bölgede ağırlık yarı yarıya denebilir.
Müslüman Kardeşlerle ilişkiler “yeteri kadar yakın, gereği kadar uzak” çizgiden taşmamalı.
SURİYE SUDOKU
LE Monde Suriye konusunda “müphemler (belirsizlikler) devrimi” başlığını kullanmış.
“Esad yönetiminin devrilme ihtimalinin zamanla azalmakta olduğu” teşhisi Türkiye için önemli.
“Boşa basma” durumları olabilir.
Peki...
Ya Esad devrilirse?
O zaman da Türkiye’nin ne kadar lehine olacağı şüpheli.
Çünkü...
1Türkiye’nin daha yakın olduğu Müslüman Kardeşler Suriye’de muhalefetin tek egemeni değil.
2 Müslüman Kardeşler’in “Adalet ve Kalkınma Hareketi” isyanın motoru olmadı.
3 AK Parti’ye daha yakın Müslüman Kardeşler’in hareketi değil kırmızı halıda yürümeye Suriye Milli Hareketi adım atmış durumda.
.....................
Bu görüşlere Ankara’nın muhalefet birliği temsilcileriyle bütün halinde yaklaşımını ve yardımını eklersek “boşa basma” ihtimali azalıyor.
Ancak...
Gene de Müslüman Kardeşler’in Suriye’de tek egemen olması halinin gerisinde kalınır.
.....................
Dinin ve mezheplerin hâlâ siyasete yön vermesi 21’inci yüzyılın ışıkları üzerindeki bulut.
Hafta sonu İrlanda’da da bunu gözlemledim.
Ortadoğu o bulutun altındaki tek coğrafya değil.
Özay Şendir
Netanyahu için sonun başlangıcı…
18 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Eğitim vezir de eder rezil de!..
18 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Toparlanmanın devamı gelir mi?
18 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Hande Subaşı: Modellikten geliyorum, ama modayı hiç takip etmiyorum
18 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Yunanistan’ı anlamama sendromu
18 Mayıs 2025